Ama, gece geç saatlerde... sabaha karşı 04.00 suları, "ayırma hattı" dediğim zamandır. | Open Subtitles | و لكنه الليل ، و الوقت متأخر إننى اسمى الرابعة صباحاً الحد الفاصل |
Canlı kalın. Size sabaha kadar biraz sıcak yemek almaya çalışacağım. | Open Subtitles | إبقوا منتبهين و سأحاول أن اُحضر لكم بعض الطعام الدافئ صباحاً |
Bu sabah, her zamanki gibi, 8:30'da geldim. İçeri girdim... | Open Subtitles | هذا الصباح انا وصلت كالعادة حوالى 8.30 صباحاً , دخلت |
Eşimi telefonla arayayım dedim, saat gecenin 3'ü falandı. Evde yokmuş. | Open Subtitles | ثم أتصل بها في الـ 3 صباحاً, لكنها ليست في المنزل |
Hayır. Hayır, orada yüzerdik. Pazartesi, Çarşamba ve Cuma sabahları sekizde. | Open Subtitles | لا، تلقينا دروس سباحة هناك أيام الإثنين والأربعاء والجمعة بالثامنة صباحاً |
Hayır, yarın sabah 8'di ve o lanet şeyin ne dediği umrumda değil. | Open Subtitles | لقد كان غداً في الثامنه صباحاً وأنا لا اكترث لما يقوله هذا الشيء |
Saat sabahın 2'si. Robbie'nin evinde bir grup araba var. | Open Subtitles | إنها الثانية صباحاً سوف ادخل الي منزل المقابل وسوف اتفحصه |
Saat çok geç olduğu için duruşmaya pazartesi sabahı dokuza kadar ara veriyoruz. | Open Subtitles | نظراً لتأخّر الوقت سنجتمع في يوم الاثنين التاسعة صباحاً |
Ama teknoloji elemanlarımız yarın sabaha kadar bir cevap bulacaklar. | Open Subtitles | ولكن رجال التكنولوجيا لدينا سيقوموا بالرد على هذا غداً صباحاً |
Şamandıra sabaha karşı 5'te harekete geçtiğinden beri fark edilebilir bir şablon oluşmadı. | Open Subtitles | منذ أن سجلت الطوافات ذلك بـ 5: 00 صباحاً لم يكن النمط واضحاً |
Benimkinin tek sorunu ara sıra sabaha karşı uzayan sakalları. | Open Subtitles | الخطب الوحيد في فتاتي هو الظلُّ الإعتيادي في الخامسة صباحاً. |
Yüksek profilli gece yarısından sonra... 8:00'e kadar vadiyalı birisine. | Open Subtitles | أحد ما للاقبال على نوبة منتصف الليل إلى الثامنة صباحاً. |
Çünkü gece saat 2 de evinin önünden geçtim ve araban orda değildi. | Open Subtitles | لأنني كنت أقود سيارتي بجوار البيت الساعة 2 صباحاً وسيارتك لم تكن هناك |
Olay yerinde ölçülen karaciğer sıcaklığına göre gece 1:00 gibi ölmüş. | Open Subtitles | حرارا لكبد في المشهد تضع وقت وفاة الفتى بحوالي الواحدة صباحاً |
Bu sabah 4:00'te biberonu almak istemeyip, çığlıklar atarken pek de sevimli değildi. | Open Subtitles | هو ليس رائعاً في الرابعة صباحاً عندما يصرخ و لا يقبل أن يأكل |
Bu sabah evden çıkmak için çok acele ettiğini söylüyorum, benden uzaklaşıp işe gelmek için acele ettiğini söylüyorum-- | Open Subtitles | ما قلته أنكِ كنتِ مستعجلة , للخروج من المنزل صباحاً . . مستعجلة للذهاب إلى العمل و الابتعاد عني |
gecenin 2'sinde, beni 50 mil öteye, seni ve bir hatunu emekliler yurdunda büyük annesiyle mah-jongg oynarken seyretmem için sürüklemiştin. | Open Subtitles | جررتني في الساعة الثانية صباحاً خمسين ميلاً لتعبث مع فتاة اسمها ـ ماو تشانغ ـ مع جدتها في مأوى للعجزة ؟ |
- Şaşırmıştım çünkü gecenin 4'ünde neden böyle süslenip püslendiğini merak ettim. | Open Subtitles | كنت مشتت لانني كنت أتسائل لماذا انتِ متأنقة على الساعة 4 صباحاً |
Bazen sabahları uyanıyor ve sadece şöyle düşünüyorum "Neden yataktan çıkayım ki?". | Open Subtitles | أحياناً يأتي عليّ صباحاً أستيقظ وأفكر فحسب لماذا حتي أقوم من الفراش؟ |
En azından sabahları banyodan bir kişi eksilmiş olacak değil mi? | Open Subtitles | على الأقل سيكون هنالك أشخاص أقل في دورة المياه صباحاً صحيح؟ |
yarın saat tam 9:00'a kadar hazır olması için elinden geleni yap. | Open Subtitles | تأكد من أن هذه الاوراق يجب أن تكون في المكتب الساعة9 صباحاً |
- Saat sabahın 10'u. - O zaman dört tane istiyorum. | Open Subtitles | ـ إنها العاشرة صباحاً ـ أخبره إنني أريد 4 أقراص نوم |
Huan Minglu, cinayet sabahı yaklaşık olarak 2'de, telefon kayıtları gösteriyor ki kayıtsız telefonunuzla bir görüşme yapmışsınız. | Open Subtitles | هون مينجلو, في تمام الساعه الثانية صباحاً في صباح يوم الجريمة أظهرت التقارير أنك تسلمت مكالمه من هاتف خلوي غير مدرج |
Günaydın canlarım. İyi uyku çektiniz mi? | Open Subtitles | عمتما صباحاً يا عزيزتي هل نمتما جيداً ليلة أمس؟ |
sabah saat 6. Başka bir zaman gelseler olmaz mı? | Open Subtitles | أنها السادسة صباحاً أليس بالأمكان أن يأتو في وقت آخر؟ |
Ama bu da içini rahat ettirmez ne olduğunu anlamadan saat sabah 3 olur yorgunluktan ölüyor olursun, okula zombi gidersin. | Open Subtitles | لكن عندها تدرك بأن ذلك ليس صحيحاً تماماً و فجأةً أنها الثالثة صباحاً و أنت مرهق تماماً و تذهب إلى المدرسة |
Ve sabah saat 6'da buraya gelip seni lanet havaalanına götüreceğim. | Open Subtitles | وسأكون هنا في تمام السادسة صباحاً لأقلكَ يا إلى المطار اللعين |