Zekâmı, süper ölüm tuzakları yapmak için harcamayacağıma söz verdim. | Open Subtitles | أعلم بأنّي وعدت ألا أهدر ذكائي على فعل شيء شرير |
Tek bilmek istediğim, yaptığın her neyse onu hala yapabilir misin? | Open Subtitles | هل ما زلت قادرا على فعل ايا كان ما فعلته؟ لماذا. |
Kumadam, Engerek Üssü. İçlerinden geçin, bir şeyler yapın. Bunun için eğitildiniz. | Open Subtitles | ساندمان لا آبه إن اصطدمتما بهذا الوغد, تدربتما على فعل هذا |
- Merhaba Carlene. - bunu yaptığın için sağ ol. | Open Subtitles | مرحبا يا كارلين - شكراً لك على فعل ذلك - |
bunu yapabileceğini sanman neden? | Open Subtitles | لم تعتقدين أنك قادرة على فعل ذلك و هو لا ؟ |
Aşkı, aileye tercih ediyorsun ve aynısını yaptığım için beni kınıyorsun. | Open Subtitles | تفضّل الحبّ عن الأسرة، ثم تعاتبني على فعل الأمر ذاته. |
Bana kötü şeyler yapmak için sudan bir mazeretmiş gibi geliyor. | Open Subtitles | حسنا هذا يبدوا لى وكأنها حجة واهية للإقدام على فعل السوء |
Ancak bu akşam ailecek bir şeyler yapmak için ısrar ediyorum. | Open Subtitles | لكنني مصرة على فعل شيء كعائلة هذه الليلة |
O olduğu Çünkü sert çekirdekli gazeteci, ve o büyük liglerde geri almak için her şeyi yapmak için belirlenir. | Open Subtitles | لأنه صحفي قوي و هو مصمم على فعل أي شيء للعودةإلىالصفحةالأولى. |
daha çok ley yapabilir oldum. | TED | أصبحت قادراً على فعل المزيد من الأشياء. |
Bir daha cesaret edemez. Ancak senin gibi biri yapabilir. | Open Subtitles | فلن يلمسها أبدًا مرة أخرى، فقط رجل مثلك قادر على فعل ذلك |
Ve Bunun için bize yardım edecek kişiler var. Onlarla yarın buluşacağız. | Open Subtitles | و أنا أملك الاشخاص الذيم قادرين على فعل ذلك سنقابلهم غدا |
Artie, sonunda doğru olanı yaptığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لك على فعل الشيء الصحيح أخيراً |
Harikasın, hayatım! yapabileceğini biliyordum. | Open Subtitles | هذا رائعٌ يا عزيزتي كنت اعلم بأنك قادرة على فعل ذلك |
bunu yaptığım için üzgünüm Stephen. Ama sırların vadesi doldu artık. | Open Subtitles | آسف على فعل هذا يا (ستيفن) ولكن الأسرار أصبحت في الماضي |
Eskiden böyle şeyler yapardım. | Open Subtitles | اعتدت على فعل مثل هذه الأمور هكذا لماذا؟ |
Seni şerefsiz. İnsanlara ne cüretle böyle bir şey yaparsın? ! | Open Subtitles | ،أيها السافل كيف تجرؤ على فعل هذا بالناس |
Her şeyi yapabilecek güçte biri. Burada kanun ve düzen istiyorum! | Open Subtitles | انه قادر على فعل اي شيئ و اريد قانون ونظام هنا |
Ben de aynı şeyi yapabilirim. | Open Subtitles | و بأنني, حسناً أعتقد بأنني قادرة على فعل نفس الشيء |
Doğru, bir tutukludan bir şey alma bir tutukluya bir şey yapması için teklifte bulunma. | Open Subtitles | حسناً . لاأقبل اي شيء من السجين لا تقدم على فعل أي شيء للسجين |
Ama ne zaman ona söylediğim zamanki halini hatırlasam... bunu yapamadım. | Open Subtitles | أنا فقط أتذكر وجهه. وأنا لم أكن قادرة على فعل ذلك. |
bunu yapacak kabiliyete sahibiz ve işe yaracağını düşünüyorum. | TED | لدينا المقدرة على فعل ذلك، و أعتقد أن الأمر سينجح. |
Bak, doğru olanı yapmayı kafana takma. Polis olmayı kafana tak. | Open Subtitles | لا تقلق على فعل الصواب فقط تأكد ان تكون شرطي جيد |
Tüm bu kanlı işleri falan tek başıma yapamam, biliyor musun? | Open Subtitles | لا أقدر على فعل ذلك لوحدي سيهدرون دمي , أتعلم ؟ |