ويكيبيديا

    "عليه أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorunda
        
    • gerek
        
    • gerekiyor
        
    • lazım
        
    • gereken
        
    • gerekiyordu
        
    • gerektiğini
        
    • zorundaydı
        
    • gerekecek
        
    • gerekmiyor
        
    • olmalı
        
    • gerekir
        
    • gerekirdi
        
    • gerekti
        
    • ki
        
    Başka kimsesi olmadığı ve birine mektup yazmak zorunda olduğu için bana yazmıştı. Open Subtitles كتب لي لأنه ليس لديه أحد آخر و كان عليه أن يكتب لأحد
    - Evet, ama 6.sınıfı tekrar etmek zorunda olduğunu duydum Open Subtitles أجل، لكنني سمعت أنّ عليه أن يعيد الصف السادس اخرس
    Çünkü onun. hiç kimse için kılını kıpırdatmasına gerek yoktu. Open Subtitles لكن ذلك لأن بولي لم يكن عليه أن يتحرك لأحد
    Sadece günlük hayat lisanı için bize kafiyeli şiirler okuması mı gerekiyor? Open Subtitles ألا تكفي مصطلحات الحديث اليومي أم ينبغي عليه أن يقرأ لنا القصائد
    Evet,vücudunun dışına çıkması lazım, ki bu şekilde macerası ona görüntü olarak gelsin. Open Subtitles نعم، عليه أن يتفوق على جسده إذا يبدوا أن المهمّة تتعتمد علي تأملاته
    Şimdi kesinlikle karar vermesi gereken şey, aralarındaki ilişkinin ne olduğuydu. Open Subtitles ما كان ينبغي عليه أن يُقرره بجزم الآن، هو العلاقة بينهم.
    ve o bir de yaşlılar evindeydi, bir huzurevinde diğer yaşlı insanlarla beraberdi, bu yüzden tam olarak diğerleri gibi görünmesi gerekiyordu. TED وانه أيضا في منزل قديم ، وانه في دار رعاية المسنين حول مسنين آخرين ، لذلك كان عليه أن يشبه بالضبط الآخرين.
    Tanık kendisine gösterilen 6 kişiden birini seçmesi gerektiğini varsayabilir, değil mi? Open Subtitles بالضبط فإن شاهد العيان كان عليه أن يختار أحد هؤلاء الستة أشخاص
    O da onun ahirette bunun için ödemek zorunda anlamına mı geliyor? Open Subtitles هل هذا يعني أن عليه أن يدفع الثمن بعد موته أيضاً ؟
    Babanın arabasının çalışmayacağından ve ona seninkini vermek zorunda kalacağından emin oldun Open Subtitles تأكّدت أنّ سيّارة أبيك كانت معطّلةً لذا سيجب عليه أن يستعير سيارتك
    Harika bir pit stop olabilir ama yine de güvenlik aracını geçmek zorunda! Open Subtitles لقد كان توقف رائع ولكنه لا زال عليه أن يهزم تلك السيارة السريعه
    O da mecburen bu tarz işlere girmek zorunda kalmış. Open Subtitles لذا، كان عليه أن يأخذ الوظائف ذات النهاية المسدوده، كهذه
    Annesine ilaç almak için, çalmak zorunda kalan, önemsiz bir hırsız değil. Open Subtitles ليس لصّ صغير الذي كان عليه أن يسرق ليدفع ثمن دواء أمّه.
    - Onun bilmesine gerek yok. Ayrıca o da aynısını yapardı. Open Subtitles ليس عليه أن يعلم بالإضافة إلى أنّه كان سيفعل الشيء نفسه
    Ve artık bu savaşı kazanmak için enerji sarfetmesine gerek yoktur. Open Subtitles وليس عليه أن يقدّم جهد إضافي ليفوز في قتاله ضد الجاذبية
    Filmleri sorumlu doktora göstermemiz gerekiyor. İzin belgelerine ihtiyacımız var. Open Subtitles طبيب المقيم عليه أن يرى هذه الأشعة نحتاج إلى موافقته
    İyi bir yapımcı yarısıyla da halledebilir ama yazarlar ve yönetmenler de gerekiyor. Open Subtitles المنتج الفطين يستطيع صنعه بنصف المبلغ، لكن يجب عليه أن يعرف الكتّاب والمخرجين.
    Ancak, DNA'nın bir şeyi hatırlaması için, bir şekilde değişmesi lazım. TED لكن لكي يتذكر الحمض النووي أن شيئًا ما قد حدث، عليه أن يتغير على نحو ما.
    - Yardım mı? Gördüğüm kadarıyla yardım etmesi gereken sensin. Open Subtitles الأمر الذي يبدو لي هو انك من عليه أن يساعدني
    Küçük bir zıpkın gibi bir aletle kafatasını delip, beynine ulaşması gerekiyordu. Open Subtitles كان عليه أن يثقب الجمجمة و يصل للدماغ بشيء مثل رمح صغير
    Daha iyi görebilmek için kafamı kazıması gerektiğini söyledi. Hiçbir şey yoktu. Open Subtitles أخبرني أنه عليه أن يحلق شعري حتى يحصل على نظرة أقرب لها
    O da, ben de biliyorduk ki, beni bırakmak zorundaydı. Open Subtitles كان يعرف و كنت أعرف أنة كان عليه أن يتركني
    Eğer bir havyan tek giderse, direkt olarak geriye dönmesi gerekecek. TED إذا حيوان واحد عبر لوحده يجب عليه أن يعود مرة أخرى
    Adamın monologu var, üstelik kadınlar tuvaletini temizlemesi de gerekmiyor. Open Subtitles يحصل على مونولوج ولا ينبغي عليه أن ينظف غرفة السيدات
    Tanıdığımız biri olmalı, kapalı bir yerde kar maskesi giyiyor. Open Subtitles ، عليه أن يكون أحد من معارفنا يرتدي القناع بالداخل
    Yani atoma başka bir elektron eklemek istersek en üst katta boş yer olup olmadığını kontrol etmesi gerekir Open Subtitles لذلك إذا أردنا أن نضيف إلكتروناً آخر إلى الذرة فإن عليه أن يبحث عن مكان فارغ في الطابق العلوي
    Tamam, tamam! Kız Yahudiydi. Böyle bir şeyi yapmaması gerekirdi. Open Subtitles حسنا,حتى إذا كانت يهوديه لم يكن عليه أن يفعل ذلك
    Vittorio'nun eşi aradı Eve gitmesi gerekti. Open Subtitles زوجة فيتوريو إتصلت ,كان . عليه أن يذهب للمنـزل
    Bu sebeple, kendini suçlar... Sessiz bir suçlamadır bu ki bunun çözümlenmesini daha da güçtür sessiz bir kendini suçlama. TED لهذا السبب, عليه أن يلقي اللوم على نفسه. انها ملامة صامتة, والتي من الصعب جداً أن تُحل, ملامة النفس الصامتة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد