Sen ve hatırlamadığın şeyler arasına "büyük Sam Seddi" ni koydu. | Open Subtitles | لقد وضع حائط عملاق بينك وبين الاشياء التي لا تستطيع تذكرها |
Dışarıda kocaman bir kilit varken, neden buna ihtiyaç duyalım ki? | Open Subtitles | لِمَ نحتاج إلى قفله وهناك قفل عملاق في الباب الخارجي ؟ |
Müşteriler buraya geldiklerinde, koca portföyümün içine de girmiş olurlar. | Open Subtitles | عندما ياتى العملاء الى هنا يستطيعوا السير فى معرض عملاق |
Bütün bu kablolar en sonunda verileri Perth'de bulunan bir süper bilgisayara gönderirler ve bu noktada ben işe giriyorum. | TED | الآن، كل هذه الكيبلات تحضر المعلومات بالوحدة وترسلها لحاسوب عملاق في بيرث وهنا يبدأ عملي. |
Dinle, Çikolata devi ne dediğimi anlıyorsun başını oraya çevir. | Open Subtitles | اسمع.يا عملاق الشكولاتة. انت يجب ان تفعل ما اقوله لك. |
Üzgünüm, sire, ama bir dev kentin duvarlarından içeri sızmış. | Open Subtitles | أنا آسف يا مولى، لكن هناك عملاق إخترق حوائط المدينة |
Mahvolmuş bir deve zincirlenmiş, korkunç bir kızgınlıkla yanıyordu. | Open Subtitles | التى كُبّلت بالسلاسل مع عملاق مُدمّر, وكان يحترق بالأستياء الرهيب |
Günümüz de Titan öldürmenin tek yolu budur. | Open Subtitles | في الوقت الحالي ، هذه هي الطريقة الوحيدة المعروفة لقتل عملاق |
Sana "git, büyük bir tuvalet fırçası al" deseydim beğenirdim. | Open Subtitles | سوف تعجبني اذا طلبت منك الخروج والذهاب لشراء مرحاض عملاق |
Tamam, onun büyük bir sıçan olduğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | حسنًا, إنهم يعرفون أن حيوان البوسوم مجرد فأرٍ عملاق, صحيح؟ |
Palmiye ağaçlarının önünden geçip, garajında büyük gümüş havan topu saklı bir köşkün önünde durdular. | TED | قاده عبر أشجار النخيل وأوصله إلى منزل قديم بقاذف صواريخ فضي عملاق مخبأ في المرآب |
Işıldak gibi parıldayan dört ayaklı kocaman bir hayvan tarafından. | Open Subtitles | بواسطة حيوان عملاق ذو اربع ارجل والذي كان مضيئا كمصباح. |
Her şey Zeus'un kocaman bir kartal şeklini alarak su perisi Aegina'yı kaçırmasıyla başladı. | TED | بدأت المشكلة عندما اختطف زيوس الحورية ايجينا، حاملاً إياها بعيدًا بهيئة نسر عملاق. |
Bunu kocaman bir kök sistemi olarak hayal edin ve her ağacı sistemden gelen bir kök-dal olarak. | TED | تصور أنه عبارة عن نظام جذور واحد عملاق و كل شجرة تعتبر جدع يخرج من هذه المنظومة |
Her pazartesi herkesin koca bir çuval dolusu mektuplarını düzenlerdim. | Open Subtitles | كل يوم إثنين كنت محاطاً برسائل الجميع أمام كيس عملاق |
Hayatımızı koca bir robota emanet etmek, şimdiye kadar yaptığımız en zekice şeydi. | Open Subtitles | منح الثقة بحياتنا لكمبيوتر عملاق كان أذكى شيء فعلناه سابقاً |
Şuan bir süper bilgisayar merkezinde California Üniveristesi San Diego, | Open Subtitles | حالياً،أنه تابع لمركز حاسوب عملاق مِنْ سان دياغو، |
- Ama bunun bir devi devireceğine ikna olmadım. | Open Subtitles | لكنني لستُ مقتنعة أن هذه النبلة تستطيع أن تقضي على عملاق |
Marvin Bernstein bir dev olabilir. Ama sen bekleyen bir devsin. | Open Subtitles | مارفن بيرنستن قد يكون عملاقاً لكنك عملاق لم يحن آوانه بعد |
Lula Mae çok sıskaydı ve kilo aldı, kardeşi de adeta bir deve dönüştü. | Open Subtitles | في حين أن شقيقها ، كبر وأصبح عملاق بشكل مختلف عن الطريقة التي حضروا ألينا |
Geçtiğimiz 100 yıl boyunca hiç kimse bir insanın, bir Titan'a dönüştüğünü görmedi! | Open Subtitles | خلال المئة سنة الماضية لا احد شاهد انسان تحول الى عملاق |
Terli bir devin gömlek cebinde mi yoksa banyosunun yer sifonunda yaşamayı mı tercih ederdin? | Open Subtitles | ايهما تفضلى ان تعيشى فى جيب قميص عملاق متعرق أو فى داخل بلوعة حمامه |
O dev bir robot, Dean. Bu hiç hoş değil. | Open Subtitles | هو إنسان آلي عملاق دين هو مخجل إلى حد ما |
Bildiğimiz bütün galaksilerin merkezinde devasa bir kara delik bulunur. | TED | في مركز كل مجرة نعلم عنها يوجد ثقب أسود عملاق. |
Benim çok küçük olduğumu söylüyorlar ama, şu karıncalara göre ben bir devim. | Open Subtitles | يقول الناس أنني صغير ولكني... عملاق بالمقارنة مع ذلك الحشرة |