Kendimi dallara doğru yukarı çekiyorum, sudan çıkarken, omzumdan aşağı bakıyorum. | TED | فأسحب نفسي نحو الأغصان، لحظة خروجي من الماء، نظرت فوق كتفي. |
Bacağını böyle koy, biraz daha yukarı. Evet, işte böyle. | Open Subtitles | ضع رجلك فوق هنا، هكذا، أعلى قليلاً نعم، هكذا تماماً |
Ben senin kahrolası şerifin değilim. Bana bir, iki-- iki de yukarıda. | Open Subtitles | أنا لست شريفك اللعين سأحتاج واحد ، إثنان , إثنان فوق هناك |
yukarıda ve aşağıda sürtünme izleri var ama arabanın yakınlarında yok,. | Open Subtitles | يُؤشّرُ التزلجُ كُلّ فوق وأسفل، لكن لا شيئ قُرْب هذه العربةِ. |
Ateş çukurunun üstünden bir jaguar atladı, ancak Tecciztecatl'ı gökyüzüne taşıyamadı. | TED | قفز فهد فوق النار، لكنه فشل في حمل تيكسيستاكات إلى السماء. |
Her şeyden önce oldukça basit bir yapısı olduğunu biliyoruz. | TED | و فوق هذا و ذاك، نعلم بأنّه كان شديد البساطة. |
Evren ile ilgili sonsuza değin kavrayamayacağımız, fakat bazı daha üstün canlıların kavrayabileceği şeyler var mı? Evren ile ilgili, ne kadar üstün olursa olsun | TED | هل هناك أشياء في الكون ستظل للأبد فوق قدرتنا على الفهم، ولكنها ليست فوق قدرة فهم ذوي ذكاء أكثر تفوقا؟ هل هناك أشياء في الكون |
üst ucunda ise morötesi, X ışını ve gama ışını vardır. | TED | وفي الجزء الأعلى يوجد الأشعة فوق البنفسجيّة، الأشعة السينيّة، وأشعة غاما. |
Tatlım, neden yukarı çıkıp keyfine bakmıyorsun? Ben de birazdan yanındayım. | Open Subtitles | عزيزتي, لما لا تسبقينني فوق, وتريحي نفسك, وأنا سألحقك بعد قليل؟ |
Onun ne olduğunu ve onunla nasıl başa çıkacağımı öğrenmeden çıkamam yukarı! | Open Subtitles | لا يمكنني الصعود إلى فوق حتى أعرف ما هو، وكيف أتعامل معه |
Charlie'yi merdiven boşluğuna yerleştirdim, üç kat yukarı mikrofon koyduk. | Open Subtitles | لذا وضعت تشارلي على الدرج, وضعنا المايك فوق ثلاثة طوايق |
Üç parmağını kulağın üstüne koy ve iki ya da üç parmak yukarıda, ilk göz bebeğinin bulunduğu yerin üzerindesin. | Open Subtitles | على مسافة 3 أصابع فوق الأذن و على مسافة اصبعين أو ثلاثة أمام هذا في الجهة التي انفجرت فيها الحدقة |
yukarıda krillerin bir görüntüsünü daha almaya çalışıyordum ve hakikaten, ağzı açık halde, son bir kez daha belirdi. | Open Subtitles | اذا أَنا فوق احاول الحصول على لقطة أخرى لقرديس البحر ومن المؤكد، مفتوح على مصراعيه، أنه يأتي للمرة الأخيرة. |
Oyunun kazanılması için 50 problemin çözülmesi ve her ülkenin kaynak değerlerinin başladıkları noktadan yukarıda olması gerekiyor. | TED | يجب حل كل المشاكل ٥٠، من أجل ربح اللعبة و كل ثروات الدول يجب أن تزيد فوق مستواها الأولي. |
Atlantik'in üstünden tek başına uçan ilk zenci adam Alan Lemon mı? | Open Subtitles | ألين ليمون ، وهو أول رجل أسود يحلق فوق المحيط الأطلسي وحده؟ |
Yani bacağı dizin altından kesilmiş, Tony'ninkiyse diz üstünden kesilmişti. | Open Subtitles | اذن ساقه قطعت تحت الركبة و توني من فوق الركبة |
Ama bu üç nesnenin herbiri sizin için ifade ettiklerinin üzerinde ve ötesinde, onların geçmişteki kullanımlarına (tarihlerine) göre bir | TED | ولكن كل واحدة من تلك الامور الثلاث لها قيمة ثمينة فوق قيمتها الحقيقية بسبب انها تملك تاريخاً ومكوناً خاصاً بها |
Bu ayrıcalık zihinsel yönden üstün olduğu için geleneksel ahlak kavramını aşmış kişilerin olmalı. | Open Subtitles | هؤلاء القلة هُم الرجال ذوى التفوق الفكري و الثقافى. لدرجة أنهم فوق المفاهيم الأخلاقية التقليدية. |
üst üste iki taş bile bırakmamak. Tahtayı tamamen temizlemek. | Open Subtitles | لا تترك حجرين فوق بعضهما البعض إمسح كل شيء للأرض |
Komünizm -- bireyin karşısında toplum ve devlete değer verirken yaratıcılığı, kendini ifade etmeyi ve inovasyonu kasıtlı olarak sindirdi. | TED | من الشيوعية من تقدير المجتمع والدولة فوق الفرد وسحق ، عن غير عمد، للإبداع، التعبير عن الذات لدى الفرد والابتكار. |
Tek başına fazla mesai ücretleri kamu güvenlik bütçesini aştı bile. | Open Subtitles | يكلّف العمل الإضافيّ على حدة امتلك المستعمل فوق الأمان الحكوميّ ميزانيّة. |
Suyun yaklaşık 120 ayak, ya da 40 metre, üstünde. | TED | إنها بعلو حوالي 120 قدما فوق الماء، أو 40 مترا. |
Sadece ailemin tepesinde bi çatı olması için uğraşıyorum , anlıyor musun? | Open Subtitles | أنا فقط أردت أن يكون هناك سقفاً فوق عائلتي , أتعرف ؟ |
Takımadanın uzak batısındaki volkanik bölgenin hemen yukarısında yer alıyor. | Open Subtitles | هي تجلس فوق البقعة الساخنة البركانية في أقصى غرب الأرخبيل |
2009 yılındaki Cebeli Tarık Boğazı geçişinizi izledik orada kontrolü kaybedip bulutların içine ve daha sonra da okyanusa daldınız. | TED | ب.ج. : لقد رأينا عبور 2009 فوق مضيق جبل طارق عندما فقدت التحكم ثم غطست في وسط السحب وفي المحيط. |