"فوق" - Translation from Arabic to Turkish

    • yukarı
        
    • yukarıda
        
    • üstünden
        
    • bir
        
    • üstün
        
    • üst
        
    • üzerinde
        
    • ve
        
    • fazla
        
    • da
        
    • tepesinde
        
    • yukarısında
        
    • aşağı
        
    • orada
        
    • üstünde
        
    Kendimi dallara doğru yukarı çekiyorum, sudan çıkarken, omzumdan aşağı bakıyorum. TED فأسحب نفسي نحو الأغصان، لحظة خروجي من الماء، نظرت فوق كتفي.
    Bacağını böyle koy, biraz daha yukarı. Evet, işte böyle. Open Subtitles ضع رجلك فوق هنا، هكذا، أعلى قليلاً نعم، هكذا تماماً
    Ben senin kahrolası şerifin değilim. Bana bir, iki-- iki de yukarıda. Open Subtitles أنا لست شريفك اللعين سأحتاج واحد ، إثنان , إثنان فوق هناك
    yukarıda ve aşağıda sürtünme izleri var ama arabanın yakınlarında yok,. Open Subtitles يُؤشّرُ التزلجُ كُلّ فوق وأسفل، لكن لا شيئ قُرْب هذه العربةِ.
    Ateş çukurunun üstünden bir jaguar atladı, ancak Tecciztecatl'ı gökyüzüne taşıyamadı. TED قفز فهد فوق النار، لكنه فشل في حمل تيكسيستاكات إلى السماء.
    Her şeyden önce oldukça basit bir yapısı olduğunu biliyoruz. TED و فوق هذا و ذاك، نعلم بأنّه كان شديد البساطة.
    Evren ile ilgili sonsuza değin kavrayamayacağımız, fakat bazı daha üstün canlıların kavrayabileceği şeyler var mı? Evren ile ilgili, ne kadar üstün olursa olsun TED هل هناك أشياء في الكون ستظل للأبد فوق قدرتنا على الفهم، ولكنها ليست فوق قدرة فهم ذوي ذكاء أكثر تفوقا؟ هل هناك أشياء في الكون
    üst ucunda ise morötesi, X ışını ve gama ışını vardır. TED وفي الجزء الأعلى يوجد الأشعة فوق البنفسجيّة، الأشعة السينيّة، وأشعة غاما.
    Tatlım, neden yukarı çıkıp keyfine bakmıyorsun? Ben de birazdan yanındayım. Open Subtitles عزيزتي, لما لا تسبقينني فوق, وتريحي نفسك, وأنا سألحقك بعد قليل؟
    Onun ne olduğunu ve onunla nasıl başa çıkacağımı öğrenmeden çıkamam yukarı! Open Subtitles لا يمكنني الصعود إلى فوق حتى أعرف ما هو، وكيف أتعامل معه
    Charlie'yi merdiven boşluğuna yerleştirdim, üç kat yukarı mikrofon koyduk. Open Subtitles لذا وضعت تشارلي على الدرج, وضعنا المايك فوق ثلاثة طوايق
    Üç parmağını kulağın üstüne koy ve iki ya da üç parmak yukarıda, ilk göz bebeğinin bulunduğu yerin üzerindesin. Open Subtitles على مسافة 3 أصابع فوق الأذن و على مسافة اصبعين أو ثلاثة أمام هذا في الجهة التي انفجرت فيها الحدقة
    yukarıda krillerin bir görüntüsünü daha almaya çalışıyordum ve hakikaten, ağzı açık halde, son bir kez daha belirdi. Open Subtitles اذا أَنا فوق احاول الحصول على لقطة أخرى لقرديس البحر ومن المؤكد، مفتوح على مصراعيه، أنه يأتي للمرة الأخيرة.
    Oyunun kazanılması için 50 problemin çözülmesi ve her ülkenin kaynak değerlerinin başladıkları noktadan yukarıda olması gerekiyor. TED يجب حل كل المشاكل ٥٠، من أجل ربح اللعبة و كل ثروات الدول يجب أن تزيد فوق مستواها الأولي.
    Atlantik'in üstünden tek başına uçan ilk zenci adam Alan Lemon mı? Open Subtitles ألين ليمون ، وهو أول رجل أسود يحلق فوق المحيط الأطلسي وحده؟
    Yani bacağı dizin altından kesilmiş, Tony'ninkiyse diz üstünden kesilmişti. Open Subtitles اذن ساقه قطعت تحت الركبة و توني من فوق الركبة
    Ama bu üç nesnenin herbiri sizin için ifade ettiklerinin üzerinde ve ötesinde, onların geçmişteki kullanımlarına (tarihlerine) göre bir TED ولكن كل واحدة من تلك الامور الثلاث لها قيمة ثمينة فوق قيمتها الحقيقية بسبب انها تملك تاريخاً ومكوناً خاصاً بها
    Bu ayrıcalık zihinsel yönden üstün olduğu için geleneksel ahlak kavramını aşmış kişilerin olmalı. Open Subtitles هؤلاء القلة هُم الرجال ذوى التفوق الفكري و الثقافى. لدرجة أنهم فوق المفاهيم الأخلاقية التقليدية.
    üst üste iki taş bile bırakmamak. Tahtayı tamamen temizlemek. Open Subtitles لا تترك حجرين فوق بعضهما البعض إمسح كل شيء للأرض
    Komünizm -- bireyin karşısında toplum ve devlete değer verirken yaratıcılığı, kendini ifade etmeyi ve inovasyonu kasıtlı olarak sindirdi. TED من الشيوعية من تقدير المجتمع والدولة فوق الفرد وسحق ، عن غير عمد، للإبداع، التعبير عن الذات لدى الفرد والابتكار.
    Tek başına fazla mesai ücretleri kamu güvenlik bütçesini aştı bile. Open Subtitles يكلّف العمل الإضافيّ على حدة امتلك المستعمل فوق الأمان الحكوميّ ميزانيّة.
    Suyun yaklaşık 120 ayak, ya da 40 metre, üstünde. TED إنها بعلو حوالي 120 قدما فوق الماء، أو 40 مترا.
    Sadece ailemin tepesinde bi çatı olması için uğraşıyorum , anlıyor musun? Open Subtitles أنا فقط أردت أن يكون هناك سقفاً فوق عائلتي , أتعرف ؟
    Takımadanın uzak batısındaki volkanik bölgenin hemen yukarısında yer alıyor. Open Subtitles هي تجلس فوق البقعة الساخنة البركانية في أقصى غرب الأرخبيل
    2009 yılındaki Cebeli Tarık Boğazı geçişinizi izledik orada kontrolü kaybedip bulutların içine ve daha sonra da okyanusa daldınız. TED ب.ج. : لقد رأينا عبور 2009 فوق مضيق جبل طارق عندما فقدت التحكم ثم غطست في وسط السحب وفي المحيط.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more