ويكيبيديا

    "فيمكن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • varsa
        
    • edebilir
        
    • olabilirim
        
    ..ama arayacağınız bir yer varsa, ya da bir kahve içmek isterseniz yardımcı olabilirim. Open Subtitles لكن لو تحتاجين إجراء اتصال أو تناول القهوة ، فيمكن أن أساعدك
    Eğer bir sorun varsa, her şeyi iptal edebiliriz. Open Subtitles إذا كان هناك مشكلة، فيمكن أن نلغي العملية بأكملها.
    Eğer ailede herhangi bir tıkanıklık varsa, bu çocukta da problem yaratabilir. Open Subtitles أترين، لو كانت العائلة مُفكّكة، فيمكن أن تؤدّي إلى طفل يعاني من مشاكل.
    Yeni bir görevli yüzlerce metre ileride, sadece izleyebilir ve güvenli olduğuna karar verip ana bölgeye çağırırsanız yardım edebilir. TED كان ضابط مبتدئ على بعد مئات الأقدام، فيمكن له فقط فقط المشاهدة والمساعدة إذا قررت أن ذلك أمن. ودعوتهم خارج المدى.
    Eğer gerçekse, birkaç milyon edebilir. Open Subtitles تعرف، لو كانت هذه أصلية، فيمكن أن تساوي عدّة ملايين.
    Benim.Diyorumki eğer hatalıysam , başka konularda da yanılmış olabilirim. Open Subtitles أنا أهتم ، أقصد ، إذا كنت مخطئة في ذلك فيمكن أن أكون مخطئة في أشياء أخرى
    Başaracak biri varsa, o da sensin. Open Subtitles لو كان بإمكان أحدهم أن يفعل هذا فيمكن أن يكون أنت
    Üzerinde takılı bir şey varsa, Bana yemeği senin ödeyeceğini söyle. Open Subtitles ,إذا كنت ترتدي جهاز تسجيل فيمكن أن تنبهني بأن تتكفل بثمن الغداء
    Yani bunun bir anlamı varsa, iki farklı kuralımız olamaz. Open Subtitles لذا إن كان لهذا معنى، فيمكن أن تكون لدينا مجموعتان من القواعد
    Ulaşabileceğimiz biri varsa... Storybrooke'a sinyal gönderebiliriz. Open Subtitles يمكننا إرسال إشارة إلى "ستوري بروك" وإنْ كان هناك أحد فيمكن أنْ يجيب
    Güvenilirliğim konusunda bir şüpheniz varsa Senatör Lloyd... Open Subtitles إذا كان هنالك أيّ شك بخصوص نزاهتي (فيمكن للسناتور (لويد
    Eğer bir planınız, bir döngüsel çıkış stratejiniz varsa bir insanın evdeki veya işteki verimi ve üretkenliğini göz önüne alarak süreyi sınırlandırabilirsiniz veya toplu olarak yapılması gereken işi verimli bir şekilde planlayarak fazla zaman kaybetmenin önüne geçebilirsiniz. TED لذا، إذا كان لديك جدول [استراتيجية دورية للخروج من هذا] يُمكنك أن تحدد حجم العمل، أو أن تخطط للعمل الذي يجب أن ينجز سوياً وبطريقة فعالة جداً مع تفادي ضياع الوقت، إذا كان عمل أحدهم أكثر فعالية من المنزل وأكثر فعالية في محل العمل فيمكن تحقيق إنتاجية أعلى.
    Çünkü onu patlatırlarsa 100 mil çapında her şeyi yok edebilir. Open Subtitles لأنّهم إن شحنوها، فيمكن أن تدمّرَ كلّ شيء ضمن مائة ميلٍ مربّع.
    Sadece bir tane lider olduğu sürece diğerleri de onun yolunu takip edebilir. Open Subtitles حسنا، طالما هناك قائد واحد فيمكن لبقيتكم أن يتبعوه وحسب
    Çoğu kişi bu olmadan önce mesane kontrolünü kaybeder, ama ender durumlarda, - insanın idrara çıkma ihtiyacını hissetmediği gibi - kese acı verici bir şekilde parçalanıp kişiyi ameliyatlık edebilir. TED سيفقد معظم الناس السيطرة على المثانة قبل أن يحدث ذلك، ولكن في حالات نادرة جدًا، مثل عندما لا يستطيع الشخص الإحساس بحاجته إلى التبول، فيمكن أن يتمزق الكيس بشكل مؤلم ويتطلب ذلك عملية جراحية لعلاجه.
    Ama denersem belki şimdikinden daha iyi biri olabilirim. Open Subtitles لكنْ ربّما إذا حاولت فيمكن أنْ أكون شخصاً أفضل مِن الحالي
    - İyi bir noktaya değindin. Ben de hamile olabilirim. Open Subtitles -هذه ملاحظة جيدة ، فيمكن أن أكون حبلي الآن
    İnan bana, hayali Jim seni kendini öldürmekten alıkoyuyorsa destek olabilirim. Open Subtitles صدقيني ، إن كان " جيم" الافتراضي سيمنعك من الانتحار فيمكن أن أكون مسانداً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد