Ama yine de, burada elimde bir bardak papatya çayı ile duruyorum. | Open Subtitles | و مع ذلك، ها أنا ذا واقفه هنا مع قدح من الشايّ |
Bir bardak zehri ulu orta yerde taşıyacağımı mı düşündün? | Open Subtitles | لدرجة ان احمل قدح سم على مرأى من الجميع ؟ |
Ama otelin iyisi, sabah içilen bir bardak kahve ile belli olur sonucumu yarım saate kadar ileteceğim. | Open Subtitles | ولكن الإختبار الحقيقي لأي فندق هو قدح القهوة الصباحي، والذي سأحدثك عنه بعد نصف ساعة |
Adamın dediği gibi, bir erkeğin tüm ihtiyacı bir fincan kahve ve iyi bir sigara. | Open Subtitles | مثل ما قال الرجل كل ما يحتاجه الرجل هو قدح من القهوة وسيجارة جيدة |
Bir fincan kahve bulabilir miyiz gidip bakalım. | Open Subtitles | لنرى، إن كان بإمكاننا الحصول على قدح قهوة |
Ama dünyanın bu zavallı köşesinde, hayaller... bir bardak birada son bulur. | Open Subtitles | لكن الأحلام يا ولدي في هذه الزاوية السيئة من العالم تنتهي في قدح من البيرة |
Bir bardak suda Chicago şehrine haftalarca yetecek enerji bulunmaktadır. | Open Subtitles | هناكطاقةكافية فى قدح الماء هذا يوجد ما يكفى لتَشْغيل مدينةِ شيكاغو لأسابيعِ. |
Buralarda senin kapuçino kültürünle ilgili pek fazla birşey yok, ama eminim Bayan Mac sana bir bardak çay hazırlar, yanında da Anzak bisküvisi, yol için. | Open Subtitles | حسنا , لا يوجد هنا الكثير من من ثقافة الكابتشينو الخاصة بك لكني متاكد ان السيدة ماك , سوف تصنع لك قدح من الشاي |
Bu ülkede bir bardak çay bile içemiyorsun, idealistin biri işleri onların istediği şekilde yapmanı rica etmeden. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تعمل قدح من الشاي في هذه البلدة من دون تدخل فاعل خير ويطلب منك صنعه على طريقته هو |
Seyyahın biri gelip bir bardak su istemiş. | Open Subtitles | في يوم من الأيام، جاء مسافر وطلب قدح ماء |
Seyyahın biri onlardan bir bardak su rica etmiş. | Open Subtitles | في يوم من الأيام، جاء مسافر وطلب قدح ماء |
Timmy, konuşan şarap olabilir ama bir bardak daha istiyorum. | Open Subtitles | تيمي، هذا قَدْ يَكُونُ النبيذُ يَتكلّمُ لكن أعتقد أنا أوَدُّ قدح النبيذ الآخر. |
Seni or... en azından bir bardak çay yapmasını öğrensene. | Open Subtitles | الحقير ايها الشاى من بسيط قدح صنع كيفيه فلتتعلم |
Bir fincan kahve içelim mi? | Open Subtitles | هل من الممكن ان نحصل على قدح من القهوة ؟ |
Bir fincan kahve almak için tekrar camdan dışarı çıktım... | Open Subtitles | خرجت من النافذة ثانيةً لكي أشتري قدح قهوة |
Şiir geldiği gün, bir fincan kahve için 10 dolar bahşiş aldım. | Open Subtitles | ذات اليوم الذي استلمت فيه القصيدة حصلت على بقشيش بقيمة 10 دولارات على قدح قهوة. |
Sadece tavırlarıyla ve bir kadeh ucuz şarapla karşılaştım. Sözde Loire Vadisiymiş. | Open Subtitles | كل ما حصلت عليه هو قدح من النبيذ الرخيص وادي لواير,يا له من كذاب |
İçtiğiniz normal bir kahve 54 derecedir, ekstra sıcak kahve ise 60 derece. | TED | درجة حرارة قدح قهوتكم العادي هي 54 مْ، والقدح الأكثر سخونة 60 مْ. |
Dışarı çıkmak, kahve içmek ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريد الخروج للتمشية وتناول قدح قهوة؟ |
"Eskimiş bir çift çorap kirli bir kahve bardağı, ödenmemiş bir fatura şifoniyerde bir gözlük sevilmeyen Çarşamba'da sonsuza tek işaretli kalmış bir masa takvimi." | Open Subtitles | ألف زوج من الجوارب الممزقة قدح القهوة الملون وفواتير غير مسددة |
Yarım saat içinde kahve içmeye ne dersin? | Open Subtitles | هل تريدين تناول قدح من القهوة بعد حوالي نصف ساعه؟ |
Nihayetinde termos kupa da kahvemiz için bir dolap değil midir? | Open Subtitles | لأنه، بعد كل شيء، ماهو قدح السفر سوا خزانة لقهوتك؟ |
Tamam. Yarım litrelik temiz bardağa ihtiyacım var. | Open Subtitles | حسناً، سأحتاج إلى قدح نظيف سعة ربع كيلوغرام. |
Ben sadece bu fincanı geri getirmek için gelmiştim. | Open Subtitles | أنا فقط أردتُ لإرْجاع هذا قدح الشاي. أوه، حَسناً، أنت مرحباً أي وقت. |
Bana karakolda benzer bir bardakta çay teklif etmiştin. | Open Subtitles | لقد عرظتوا علي الشاي في قدح مشابه في مركز ابشرطة |
Kaputa vurmayacaksın... durum ne olursa olsun sen kullanmayacaksın... ve kesinlikle kahve fincanını arabanın üstüne koymayacaksın. | Open Subtitles | لا تضرب على القلنسوة أبدا تحت أي ظرف وأنت بالتأكيد لا تضع قدح قهوتك على سقف السيارة، حسنا؟ |