Onlara tepelerde ihtiyacı olduğunu söyledi ve sonra Hepsini öldürdü. | Open Subtitles | قال لنا أنه وجد رجالنا في التلال وأنه قتلهم كلهم |
Hepsini bilseydin bile, bilmediğin bir 50 tane daha vardır. | Open Subtitles | حتى لو عرفتيهم كلهم فسيكون هناك 50 آخرين لم تعرفيهم |
Size hangisi olduğunu söylemeyeceğim, o yüzden Hepsini öğrenmek zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | أنا لن أخبركم أي واحدة لذا يجب عليكم قراءتهم كلهم السابعة |
Kime güvenebileceğimi bilmiyorum. Herkes bu işe bulaşmış, şey hariç. | Open Subtitles | لا أعرف بمن أثق كلهم متورطون فى هذا , إلا |
Mon Cala'yı Bütün yapmak için birlikte çalışabileceğimizi mutlaka biliyorsundur. | Open Subtitles | عملنا معا لصالح مون كالا كلهم دوكو وتامسون يريدون فقط |
" Şişman, Şişman, çirkin, çirkin, gerçekte Tüm sarılar . | Open Subtitles | دهن سمين .. قبيح قبيح كلهم باللون الأصفر في الواقع |
Hepsini bir arada tutmak akıllıca değil, bu yüzden ayıralım. | Open Subtitles | ليس من الحكمة أن نتركهم كلهم معاً، لذا، فيفضل فصلهم. |
Hepsini çalmak için zamanım yok diye kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | حقاً؟ أشعر بالسوء أن ليس لديّ الوقت للعزف عليهم كلهم |
Hepsini internette yayınlamadan önce son bir video daha çekeceğim. | Open Subtitles | فيديو أخير مُتبقى قبل أن أقوم بنشرهم كلهم عبر الإنترنت |
Hepsini öldürürsek, bir daha geri gelemezler. | Open Subtitles | أنهم لن يأتوا مرة أخري؛ إذا قتلناهم كلهم |
- onları parçalara ayırırız. - Hepsini gömeriz. Calvera'yı da, hıı? | Open Subtitles | سوف نمزقهم إلى قطع سوف ندفنهم كلهم و كالفيرا أيضا |
Oh, pekala, bu durumda Hepsini alacağım. Doğanların Hepsini. | Open Subtitles | في هذه الحالة انا سوف أخذهم كلهم كل الفضلات |
Hepsini öldürün. Kurtulun şu sırnaşık hayvanlardan. | Open Subtitles | اقتلوهم كلهم ,تخلصوا من تلك الحيوانات المزعجه |
Davet edilen Herkes burası yanmadan önce burada çalışan personelle akraba. | Open Subtitles | كلهم هنا من هم؟ لا أفهمك كل من دعُى إلى هنا |
New York'ta 1000 çeşit şive vardı... ..yerlilere göre bende Herkes gibi görünüyordum. | Open Subtitles | كان هناك اكثر من الف اتجاه فى نيويورك وبالنسبة للوطنيين كلهم كانوا سواء |
Bildiğim Her şey, değer verdiğim Herkes, hepsi yok olup gitmiş. | Open Subtitles | كل شيء عرفته، كل شخص كنت أهتم به، كلهم قد رحلوا. |
Bütün çocuklarınızı sevecek misiniz? | TED | هل ترغب بأن يكونوا كلهم أطفالك؟ بالطبع لا. |
Bakın, Tüm bildiğimiz that bu 8 vak'a dan 5 i sizin şubenizin ATM sinden para çekti işlem fişlerine göre makineyi | Open Subtitles | كل ما نعرفه أن 5 من 8 من الضحايا أخذوا وصل من الصراف الآلي بناء على أوراق المعاملات للصراف كلهم استخدوا الآلة |
Ve ne kadar farklı da olsa bu benlikler, hepsi içimde ilişkili. | TED | ليس مهما كيف تكون عليه تلك الذوات الأخرى، كلهم كانوا مرتبطين بي. |
Hiç umurumuzda olacak mı? Hepsine bakmak için şansımız olacak mı? | Open Subtitles | لم نبالي أبدا و لاحتى حصلنا على فرصة لنراهم كلهم ؟ |
Crab Key dışında Her yere. Oraya girmeye iznimiz yok. | Open Subtitles | كلهم ماعدا مفتاح سرطان البحر ليس لنا حق الذهاب هناك |
Bu, Her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka seçeneği olmayan bir oğlun hikayesi. | Open Subtitles | الآن قصة عائلة غنية فقدت كل شيء و الأبن الأوحد الذي لم يكن لديه خياراً سوى ان يبقيهم كلهم ماً |
Caitlin'in öldürüldüğü akşam hep birlikte Jeremy Winslow'un hukuk firmasındalardı. | Open Subtitles | الليلة التي قتلت فيها كايتلين كلهم كانوا في شركة جيرمي |
- Onlar garipler. hepsi iki elini de kullanır. - Kim demiş? | Open Subtitles | ـ غريبون كلهم يستخدمون كلا اليدين ـ من الذي قال ذلك ؟ |
Hepsinde de böyle hastalıklı konulara ilgi duyduklarını gördüm. | Open Subtitles | بغض النظر عما قالوه, كلهم بدوا مهووسين بالقصص الفظيعة |
Mühendisler, ekonomistler, klasik ekonomistler hepsinin çok sağlam kafesleri vardı, Tüm fikirleri üzerine asabiliyorlardı. | TED | كلهم لديهم شبكة عمل قوية جداً جداً والتي من الممكن عملياً تعليق كل فكرة عليها |