- Çok düşünceli bir davranış. O divanda çok rahatsız olmuş olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك كنت غير مرتاحاً على الإطلاق فى النوم على تلك الأريكة |
Kafayı yemiş olmalısın. Ben o çatıyı barikat falan yapmıyorum. | Open Subtitles | لابد أنك فقدت عقلك لن أحصن نفسي في سطح لعين |
Eğer bu pis bagaja gireceğimi düşünüyorsan aklını kaçırmış olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك جننت لو أعتقدت اني سأدخل هذا الصندوق القذر |
- Daniel benim izimden geldi. - Gurur duyuyor olmalısınız. | Open Subtitles | دانيال إتخذ منى مثلا أعلى له لابد أنك فخور به |
Yolculuk boyunca sandığın içinde kalmak zor gelmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنك عانيت كثيراً خلال الرحلة فى الصندوق |
Onun için kariyerinden vazgeçebildiğine göre ona çok değer veriyor olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك تهتم بها كثيراً حتى تتنازل عن عملك من أجلها |
Ekip kurmak için buraya geldiğine göre delirmiş olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك مجنون بالمجئ إلى هنا لطلب المساعدة |
Böylece ben de, George Washington'la bağlantı kurmaya zahmet ediyorlarsa gerçekten önemli birisi olmalısın diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد فهمت أنهم صعدوا الموضوع .. إلى حد إبلاغ جورج واشنطون لابد أنك شخص مهم جداً فى الحقيقة .. |
O halde onu gerçekten seviyor olmalısın. | Open Subtitles | أنا أحاول الاقلاع عنه لكنه ليس سهل اذن لابد أنك تحبيه حقآ؟ |
Tabi, kaybetmiş olmalısın yada fırlatıp atmışsındır. | Open Subtitles | لابد أنك قد فقدتها أو ربما ألقيتها بعيداً |
Okulda politik felsefe okumuş olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك قد تخصصت بالفلسفة السياسية خلال دراستك |
Denedim... Sen, seneler önce dersini verdiğim o İspanyol yumurcak olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك ذلك الولد الأسبانى المؤذى الصغير الذى لقنته درسا طوال السنوات الماضيه |
Böyle düşündüğüne göre, berbat bir evlilik geçirmiş olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك حظيت بزواج فظيع إذا كنت لا تريدين أن يسألك أحد لمواعيد غرامية |
Sen bu mektubu okurken yalnızlık içinde olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك مستلقية تقرئي الرسالة وحدك الآن |
- Onu özlüyor olmalısın Elinor. - Nişanlı değiliz anne. | Open Subtitles | ـ لابد أنك تفتقدينه ـ نحن لسنا مخطوبين ماما |
Orada biraz yaramazlık yapmış olmalısın, Bart, çünkü hayatın üzerine yapılmış bir sözleşme var. | Open Subtitles | لابد أنك فعلت شيئا سيئا لأن هناك من قام بالدفع للتخلص |
İştahınıza bakılırsa, tekrar iyileşmiş olmalısınız. | Open Subtitles | بالنظر لشهيتك لابد أنك أصبحت على ما يرام |
Saatlerce pencereden dışarsını seyretmiş olmalısınız. | Open Subtitles | لابد أنك كنت تراقب هذة النافذة لساعات طويلة |
Saatlerce pencereden dışarsını seyretmiş olmalısınız. | Open Subtitles | لابد أنك كنت تراقب هذة النافذة لساعات طويلة |
İşte, neredeyse 11:30 olmuş. Boğazın kurumuş olmalı. | Open Subtitles | تفضل ، إنها الحادية عشرة والنصف لابد أنك تشعر بالعطش |
Peki, um, Senin yaptığın işi yapabilmek için yıllarca eğitim görmelisin herhalde | Open Subtitles | بالاستثناءات الغريبة إذاَ لابد أنك مررت بأجيال حتى تعرفين ما تفعلي ؟ |
Şu çorak manzara tablocuklarının ressamı Siz misiniz? | Open Subtitles | لابد أنك فنان تماثيل النحت الجافة هذه أليس كذلك ؟ |
Koç, bunadın galiba. | Open Subtitles | أيها المدرب ، لابد أنك أصبحت تنسى بسبب الشيخوخة |
Ama sen onları içine atıp atıp dolanmayı seviyorsun herhâlde! | Open Subtitles | ولكن أنت، بالطريقة التي تحملها بداخلك لابد أنك تحب ذلك |