"لا توجد" - ترجمة من عربي إلى تركي

• falan yok
• değil
• yoktu
• yok mu
• şey yok
• yokmuş
• olmayacak
• yoktur
• bile yok
• olmadığı
• hiçbir
• hiç
• olmayan
• olmadığını

Yasa falan yok! İstediğimiz her şeyi yapabiliriz! Her şeyi!
لا توجد قوانين بوسعنا أن نفعل كل ما يحلو لنا،

Gizlilik falan yok. Yalnızca O'nunla ciddi olduğumuzu görene kadar sizle tanıştırmak istemedim.
لا توجد سريّة، فقط أردتُ ألاّ تقابلوها حتّى أتيقّن أنّنا جادّون في علاقتنا

Çoğunuzun bildiği gibi, bu sorun değil çünkü bu noktayı silebilirim.
لا توجد مشكلة كما يعلم معظمكم لأنه بامكاني مسح تلك النقطة

Ama hiçbir şey karşılıksız değil, çünkü hiçbir güvence yok.
ماعدا أنه لا يوجد أحد حر لأنه لا توجد ضمانات

Hindistan'da yoktu. Şu anda en az yarım milyon aktif kuruluş var.
لا توجد في الهند. هناك الآن على الأقل نصف مليون منظمة ناشطة.

Yani kendi zamanımıza dönmenin hiç bir yolu yok mu?
إذاً لا توجد طريقة في الكتاب عن كيفية عودتنا لوقتنا السابق؟

Kiminle çalıştığına dair bir şey yok ama evde bunu bulmuşlar.
لا توجد دلائل عن من كان يعمل معه، ولكنّهم وجدوا هذا

Arada bir bombardıman uçağı eksiğimiz yokmuş bütün uçaklar aynı anda o havaalanındaymış.
وأنه بالفعل لا توجد أيه فجوة في القاذفات وأن جميع القاذفات كانت متواجدة في ذلك المطار في نفس الوقت

Zoe, rüzgar falan yok. Mumlar en az iki saat yanar.
زوى لا توجد رياح بالخارج هنا و هذه الشموع تدوم لساعتين

Pekala, ben bir yalancıyım. Taşın altında kertenkele falan yok.
حسناً , أنا كاذب لا توجد زواحف تحت الصخرة

Ama yanılmışım, hepsi bu. Haber falan yok.
لكنى كنت مخطئ , هذا كل ما فى الأمر لا توجد قصة

Bu fotoğraflarla gidecek haber konusuna gelirsek, haber falan yok.
حسناً , فيما يتعلق بالقصة المرتبطة بهذة الصور لا توجد قصة

Neyse ki Ally'nin adı tuvaletle ilgili bir şeyle kâfiyeli değil.
على الأقل لا توجد كلمة تتعلق بالحمام على قافية اسم آلي

- Bunun olması imkansız. - Ben konuşuyorum. Jakob, Selmak değil.
لا توجد فرصة لذلك هذا أنا الذي أتكلم جاك ليس سلماك

- Sorun değil, senin hatan değildi. - Başka şansım yoktu.
لا توجد مشكلة ، إنه ليس خطئك لم أملك خياراً آخر

Arkadaşlarınız öldüğü zaman onları istediğiniz gibi uğurlamak gibi bir şansınız yoktu
لا توجد لك فرصه ان سقط صديقك لتعتني به كما يتوجب عليك

Kapının yanında malzeme göremiyorum. Bugün idmanınız yok mu?
لا توجد أدوات علي الباب أليس لديك تدريب اليوم ؟

Her makine her müşteriye hitab edecek diye bir şey yok.
لا توجد آلة لأحد يمكنها ان تصبح كل شئ لكل مشتري

hiç yara izi yokmuş, boğulmuş olduğunu sanıyorlar.
لا توجد اصابات ولكنها قالت انها تبدو غارقه

Yani, sağlam iş, kimseye bir şey olmayacak, herkes kazançlı çıkacak.
الأمر آمن ولن يتأذى أحد والكل سيربح.. لا توجد أي ثغرة

Aslında araçta biri olduğuna dair pek de fazla belirti yoktur.
لا توجد هناك في الواقع دلالة أن هناك شخص على متنه.

Sana zaman kazandırayım. Medikal öykümde tek bir çizik bile yok.
دعني أوفّر لكَ بعض الوقت لا توجد شائبة واحدة بسجلي الطبيّ

Ne ATMlerin ne kredi kartlarının olmadığı büyülü bir yere.
لمكان سحرى حيث لا توجد ماكينات الصرف الآلى وبطاقات الإئتمان

İnternet başka hiçbir yerde bulunmayan araç, basamak ve hız sağlıyor.
فهو يوفر الأدوات والانتشار والسرعة التي لا توجد في مكان آخر.

Buz kıracağında da hiç parmak izi yok. Herhangi bir marketten alabileceğin türden.
أيضا لا توجد بصمات على كسارة الثلج يمكنك شراء مثلها من أى متجر

Penceresi olmayan bir yere gitmeliydim. Bu sayede söylediğin gibi çipi çıkarabilirdim.
كان علي الذهاب حيث لا توجد نوافذ كي اْنزع الشريحة كما قلت

yatağın altında saklanan canavarlar olmadığını, ve her depremin binaları yıkmadığını öğreniriz.
ونكتشف لأنه لا توجد عفاريت أسفل مضاجعنا ولا تهدم جميع الزلازل المباني