Ve dedi ki patlama öyle gürültülü ve ışık o kadar yoğunmuş ki o gözlerini korumak için yüzünü elleriyle kapatmak zorunda kalmış. | TED | و قال ان الانفجار كان مدويا و الضوء كان كثيفا جدا، حتى انه كان عليه في الواقع وضع يديه امام وجه لحماية عينيه. |
Ben küçükken annem, verimli arazisini korumak... için bir bent yapmak istemiş. | Open Subtitles | والدتي، عندما كنت صغيرة ارادت بناء سد لحماية أرضها ذات النمو الجيد |
Yüzünüzü cam ya da diğer parçalardan korumak için battaniye ve yastıkları kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم أن تستخدموا الوسائد و الأغطية لحماية وجوهكم من تطاير المخلفات و الزجاج |
Sen de az kalsın ölüyordun o kadını korumaya çalışırken. | Open Subtitles | كنت ستُقتل أنت الآخر وتنفجر لقطع صغيرة لحماية تلك المرأة |
Bu çocuklar için askeri bir araçtı; silahsız halkı canilerden koruma aracıydı. | TED | بالنسبة لأولئك الصغار, كان الإنترنت وسيلة عسكرية لحماية الغير مسلحين من المجرمين. |
Benim malımı da korumak için böyle dövüşeceksen gece yarısından önce gemine yollarım. | Open Subtitles | أتنوى أن تحارب بهذه القوة لحماية ممتلكاتى سوف أسلمها لعهدتك قبل منتصف الليل |
Bu kasabayı korumak için gerçek bir planla geldiyseniz, bilelim. | Open Subtitles | انتم يارجال اذا اتيتم بخطة حقيقية لحماية البلدة ,اعلموني بذلك |
Benim oğlum bile değilken Fagan'ı korumak için dünyayı karşıma alırım. | Open Subtitles | سوف أقف بوجه الجحيم لحماية فاغان حتى لو لم يكن أبني |
Bu, kasabayı korumak için tek şansımız olabilir ve sen olmadan yapamayız. | Open Subtitles | ربما تكون هذه فرصتنا الأخيرة لحماية هذه المدينة ولا يمكننا فعلها بدونك |
Karıma ölüm döşeğinde Lindsey'yi korumak için ne gerekirse yapacağıma söz verdim. | Open Subtitles | وعدت زوجتي على فراش موتها انني سأقوم بأي شيء ضروري لحماية ليندسي |
Burada, kayanın bileşimini korumak için metasomatik ışın kullanabiliriz, böylece lahit ufalanmaz. | Open Subtitles | هنا يمكننا استعمال شعاع التحويل لحماية تركيب الصخرة هكذا القبر لن ينهار |
Yani, bakireliğini korumak için kalorifere kelepçelenmesi pek işe yaramamış. | Open Subtitles | أي أن محاولتها لحماية عذريتها وهي مقيدة اليدين لم تنجح |
Kendimizi dış dünyadan korumak için yetişkin günahkârları kurban etmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نضحّي بالبالغين المذنبين لحماية أنفسنا من العالم الخارجي. |
Ne düşünürsen düşün, gerçekte, yaptığım herşey sahip olduklarımızı korumak için. | Open Subtitles | أي شيءت عتقد أنه الحقيقة أي شيء أفعله لحماية ما لدينا |
Ama yeniden yaşamaya çalıştığı fantezisini korumak için her şeyi yapacaktır. | Open Subtitles | لكنه سيفعل كل ما يلزم لحماية النزوة التي يحاول عيشها مجدداً |
Bu köyde kendilerini haydutlardan korumaya çalışan 99 aile var. | Open Subtitles | هذه القرية تسكنها 99 عائلةَ لحماية أنفسهم من قطاع الطرق |
Bu hayati altyapıyı setlerle korumanın şaşırtıcı koruma maliyetini düşünün. | TED | تخيل التكاليف المرتفعة لحماية هذا البناء الأساسي بإنشاء السدود حوله. |
Araştırma ekibimizi ve yakındaki topluluğu koruyacak yeni güvenlik protokolleri geliştirdik. | TED | وقمنا بتطوير بروتوكولات جديدة للسلامة لحماية فريق بحثنا وكل من حولنا. |
Sayın Başkan Yardımcısı, tüm saygımla söylüyorum ama asırlardır başkan yardımcısının görevi başkanı kurtarmak için kıçtan almak olmuştur. | Open Subtitles | سيدتي نائبة الرئيس مع كامل الاحترام ذلك كان عمل نائب الرئيس على مر الأجيال أن تأخذي الرفسة لحماية الرئيسِ. |
Benim bayan penguen olarak görevim penguenleri korumak adına toplumu bilinçlendirmek ve maddi kaynak oluşturabilmektir. | TED | فمهمتي كراعية للبطاريق هي التوعية وجمع التبرعات لحماية البطاريق |
Devletin, sağlık servislerindeki kesintilere karşı tüketiciyi koruyan yasaları var. | Open Subtitles | لَدى الولاية قوانين لحماية المستَهلِك مِن خَفضِ نفقات الخدمة الطبية |
Salem'ın halkını koruması için bir cadı avı çağırdığımda sizi talep etmemiştim. | Open Subtitles | عندما استدعي صائد السحرة لحماية شعب سايلم لم يكن انت من طلبي |
Çok para taşıyorum. korumam lazım. | Open Subtitles | انني احمل الكثير من المال , احتاج لحماية.. |
Ülkenin korunması neyi gerektiriyorsa öyle hareket etmeye başladılar. | Open Subtitles | أصبحوا عُرضة لمـا هوَ ضروري لحماية البلاد |
Gizli Servis korumasına ihtiyacı olmadığını bilecek kadar uzun süredir. | Open Subtitles | فترة طويلة كافية لأعرف أنّه لا يحتاج لحماية الخدمة السريّة. |
- Kişisel bir tanımım yok bu tesisi korumakla görevli güvenlik androidiyim. | Open Subtitles | ليس لدي أي تسمية شخصية. أنا الأمن الروبوت المخصصة لحماية هذا المرفق. |
Peşimizden koşacağına, kendi eyaletinde... zavallıların hakkını koruyor olmalıydın. | Open Subtitles | كان عليك أن تبقى فى موطنك لحماية الفقراء , وليس ملاحقتنا |
Alzheimer Hastalığı'ndan korunmaya gelince, balık yağının Alzheimer Hastalığı riskini azaltıcı etkisi var. | TED | في ما يخص لحماية نفسك من مرض النسيان حسنأ, نجد ان زيت السمك له تآثير في تخفيض الاصابه بمرض الزهايمر |