Tüm olay bundan ibaret bile olsa yeterince ilginç birşey olurdu. | TED | وإن كان ذلك كل ما يتعلق بالأمر، لكان الأمر مثيرا للإهتمام. |
Burada olduğunuz için mutluyum, aksi hâlde biraz tuhaf olurdu. | TED | أنا سعيد بوجودكم هنا؛ وإلا لكان الأمر غريبًا بعض الشيء. |
Bu durumun üstesinden gelmiş olsaydı, kariyeri için harikalar yaratmış olacaktı. | Open Subtitles | كان الظرف: إن هو أبلى حسناً، لكان اجترح العجائب لسيرته المهنية. |
Versailles'da İncil'in geçerliliği olsaydı, ayetlerini dinlemekten çok memnun olurdum. | Open Subtitles | إذا كانت هنالك فائدة من الإنجيل للفراسيليون لكان عندي علم |
Ayrıca, Eğer Esperanza'yı yakalasaydım, şimdi herşey sona ermiş olacaktı. | Open Subtitles | عدا عن ذلك لو امسكت باسبيرانزا لكان انتهى الأمر الأن |
Eğer batsaydı, petrol sızıntısı kadar farklı bir hikaye olurdu. | TED | لو كان الزيت يغرق, لكان تسرب الزيت قصة مختلفة تماماً |
Eğer orada olsaydık bir yerine beş ölü zenci olurdu! | Open Subtitles | اذا كنا هناك لكان يموت خمسة زنوج بدل من واحد |
Sadece dikkatinizi dağıtırdı. Hatta belki de ölümünüze sebep olurdu. | Open Subtitles | فكما تعلمين، لكان هذا سيشتِّت انتباهكِ أو قد تموتين بسببه |
Sadece gördüklerimi söylüyorum. Ayak kesilmiş olsaydı ilik, yerinde olurdu. | Open Subtitles | لو ان القدم قطعت لكان نخاع العظم لا يزال سليما |
Gerçekten her şeye kâdir olsaydı, kendini gösterme cesareti olurdu. | Open Subtitles | لو كان مطلق القدرة لكان لدية الجرأة على إظهار نفسه. |
Bay Rachin olsaydı, bunu yarın 100 kez yazmak zorunda kalırdın. | Open Subtitles | لو كان السيد راشين، لكان عليك أن تكتبها غداً مئة مرة |
Eğer o kadar önemli olsaydı babam bunu bana kendisi söylerdi. | Open Subtitles | لو كان ذلك مهماً لأبي لكان التقط الهاتف وأخبرني بذلك بنفسه |
Eğer gerçekten benim kocam olsa anlarım ama değil ki! | Open Subtitles | لو كان أماليو زوجي لكان سيُلقّب لكن كما هي الأشياء |
Başka bir gün O çocuk öğle yemeği olabilirdi. Merhamet gösteriyorsun. | Open Subtitles | انظر , فى اي يوم اخر لكان هذا الفتى طعام الغداء |
Onunla olsaydım, onu yanlız başına bırakmasaydım durum farklı olurdu. | Open Subtitles | لو كنت معه لكان الأمر مختلف لو لم أتركه وحيدًا |
Eğer devlet bize para verirse birkaç düzgün dosyamız olur. | Open Subtitles | إذا أعطتنا المحافظة بعض المال لكان لدينا نظام ملفات محترم |
Eğer bu insanların sadece yarısı Obama'ya oy verseydi Obama rahatlıkla Louisiana'yı kazanacktı. | TED | لو صوت هولاءِ لاوباما، أو حتي نصفهم، لكان لأوباما ان يكسب لويزيانا بامان. |
Clarke beni dinleseydi, bu salaklar hâlâ sur inşa ediyor olurdular. | Open Subtitles | لو كانتْ أصغتْ لي, لكان هؤلاء الحمقى لا زالوا يبنون الجدار |
Eğer at suratlı olsaydım şimdiye kadar çoktan kendi programım olmuştu. | Open Subtitles | تعرف، مثل، لو كنت طويلة الوجه لكان لي عرضي الخاص الآن |
Toz bulutunu birazcık değiştirirseniz gezegenimizdeki yaşamın oluşması için gereken koşullar doğru olmazdı. | TED | لو غيرنا بعض الأشياء داخل غُمامة الغبار قليلًا، لكان من الممكن عدم توفر الشروط المناسبة لتشكل الحياة على كوكبنا. |
Arkadaşım olmaman çok kötü. Eğer olsaydın, bana yardım edebilirdin. | Open Subtitles | مؤسف أنك لست صديقي لو كنت صديقي لكان بإمكانك مساعدتي |
Eğer onu yakalasaydın, kendini temize çıkarmak için her şeyi yapardı. | Open Subtitles | لو انكم قبضتم عليه متلبسا لكان فعل اي شيء ليتجنب السجن |
Ve birlikte çalıştığı insanlar olmasaydı gerçekte de o adam olurdu. | Open Subtitles | ولو لم يكونوا هؤلاء الناس ، لكان أصبح هو ذلك الرجل |