ويكيبيديا

    "لم أدرك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bilmiyordum
        
    • fark etmemiştim
        
    • farkında değildim
        
    • fark etmemişim
        
    • fark etmedim
        
    • fark edemedim
        
    • haberim yoktu
        
    • farketmemiştim
        
    • fark edememişim
        
    • anlamamıştım
        
    • fark edememiştim
        
    • farketmemişim
        
    • farkına varamadım
        
    • anlayamadım
        
    Koruma köpeğinin senin kadar işe yaramaz olduğunu bilmiyordum, Turtle. Open Subtitles وأنا لم أدرك أن كلب حراستك عديم النفع أكثر منك
    Baldırlarımın bu kadar geniş olduğunu bilmiyordum, ...zaten bu ben değilmişim. Open Subtitles لم أدرك أنّ بطّتي ساقيّ كانتا بارزتَين. و هذا ليس أنا.
    Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. TED حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل.
    ...atların bu kadar büyük gözleri olduğunu hiç fark etmemiştim. Open Subtitles لم أدرك قط أن الخيول لديها مثل تلك العيون الكبيرة
    Çince konuştuğunun ve Shanghai'da yol yordam bildiğinin farkında değildim. Open Subtitles آسفة لم أدرك أنك تتكلم المندرين بطلاقة وتعرف طرقات شنغهاي
    Sadece sen gidene kadar, sana ne kadar alıştığımı fark etmemişim. Open Subtitles فقط.. لم أدرك كم اعتدت على صُحبتك .. حتى فقدت وجودك.
    Gerçeğin belirsizlik olduğunu fark etmedim. Benden başka biri var mı fark etmeyen? Open Subtitles لم أدرك أن الحقيقة ستكون بعيده عن الأنظار هل من أحدٍ آخر ؟
    Oh! Gerçekten evsiz olanları da bu etkinliğe davet edeceğimizi bilmiyordum. Open Subtitles أنا لم أدرك ، أننا دعونا المتشردين الحقيقيين في هذا الحدث
    Gece kulübü konukseverlik uzmanlığının bu kadar tehlikeli olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أدرك أن متخصص في رعاية الكابريهات عمل خطر جداَ
    Onlara bir şey öğretirken beni izleyebileceklerine bu kadar bel bağladığımı bilmiyordum. Open Subtitles لم أدرك إلى أي درجة كنت أعتمد على جعلهم يشاهدون ما أفعل.
    İşinin avantajlarından birinin beş saatlik aralar vermek olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أدرك أن أخذ استراحة بخمس ساعات من مزايا وظيفتكِ
    Çiftliğe gidip sebzeleri ekeceğini bilmiyordum. Open Subtitles في الحقيقة لم أدرك أنك ستذهب الى المزرعة لتزرع هذه الخضار اولاً
    O âna kadar, hayatımın ne kadar sığ geçtiğini fark etmemiştim. Open Subtitles قبل تلك اللحظة لم أدرك كم كانت حياتي ضحلة من قبل
    Bana gelince hayal kurduğumu hiç fark etmemiştim çünkü sürekli çiziyordum. Open Subtitles لم أدرك أبداً ان حلمي سيتحقق اعتقدت دائماً أنه لن يتحقق
    Vay canına, durumun bu kadar ciddi olduğunu fark etmemiştim. Open Subtitles لم أدرك أنّه كان بذلك الجدّية. حسناً، لكي أكون صادقاً،
    Ona, yaz kampında çocukların bana hissettirdiğini hissettirdiğimin farkında değildim. TED لم أدرك أنني جعلتها تشعر بما جعلني أشعر به الأطفال في المخيم الصيفي
    Ne aptalım. Senin başka kadınlarla ilgilendiğini hiç fark etmemişim. Open Subtitles لم أدرك من قبل أنك مهتم جداً بالنساء الأخريات
    Konuşma öncesinde biraz müzik olacağını fark etmedim. TED لم أدرك أنه سيكون هناك القليل من الموسيقى قبل.
    Kanı çaldığım zaman, beni bağışladığında, çok rahatlamıştım Aklı başında kimsenin, bunu yapmayacağımı, fark edemedim. Open Subtitles شعرت بإرتياح شديد عندما سامحتيني على سرقة الدم بحيث لم أدرك أنه لا أحد عاقل يمكنه فعل هذا
    Sözleşmeyi tam incelememiştim, o yüzden hayır, bundan haberim yoktu. Open Subtitles لم أقع بدراسة العقد , لذلك لم أدرك ذلك بالتحديد
    Bu kadar değer verdiğinizi farketmemiştim. Open Subtitles لم أدرك أنه يعني بالنسبة إليك الكثير هكذا.
    Söylediklerini kinle söyledin. Benden bu kadar nefret ettiğini fark edememişim. Open Subtitles لقد قلت ماقلته بحقد، لم أدرك بأنّك تكرهني إلى ذلك الحد
    Görevin imkansız olduğunu neredeyse sonuna, son güne kadar anlamamıştım Open Subtitles لم أدرك إستحالة هذه المهمة إلا في اليوم الأخير، في النهاية تقريبًا
    Ama sen ve ben farklıyız. Sen evden kaçıncaya kadar bunu fark edememiştim. Open Subtitles أنا وإيّاك مُختلفان، لم أدرك ذلك إلى أن غادرتَ المنزل.
    Bu açık hava hamamının güzelliğine bakmaktan farketmemişim. Open Subtitles لم أدرك ذلك بما أني كنت مفتوناً بجمال تصميم هذا الحمام المفتوح
    O an ne kadar yüce gönüllü davrandığının farkına varamadım. Open Subtitles لم أدرك ذلك الوقت ان ذلك تصرف نبيل من قبله
    Tanımladığı şeyi anlayamadım, çünkü daha önce bunu hiç yaşamamıştım. Open Subtitles أنا لم أدرك ما قام بوصفه لأنني لم أجرب ذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد