Bu hiç olmamış gibi davranamazsın, bu o kadar basit değil Cass. | Open Subtitles | لا يمكنك التظاهر بأنه لم يحدث أنه ليس بتلك البساطة يا كايس |
Ama bu hayalde hiçbir zaman bu şövalye bana "Haydi, bebeğim. | Open Subtitles | و لكن لم يحدث ابدا انني حلمت بأن يقول لي الفارس |
Bir şey olmadı, ben de beklemekten yorulup, eve gittim. | Open Subtitles | لم يحدث أي شيء، ولما تعبت من الانتظار، عدت لمنزلي. |
Hayır,o konuda aile içi tartışmamız hiç olmadı,asla aile içi tartışmamız hiç olmadı. | Open Subtitles | لا, لم يحدث نقاش عائلى حول هذا الامر ابدا لم يحدث نقاش عائلى |
İnsanlar korkuyor. Böyle bir şey burada daha önce hiç olmamıştı. | Open Subtitles | الناس خائفون، لم يحدث أي شئ كهذا مطلقاً هنا من قبل |
Umuyorum ki annemin küçük yardımcıları bunlar hiç yaşanmamış gibi hissetmemi sağlayacak. | Open Subtitles | آمل فقط أن مساعدي والدتي سيجعلونني أشعر كأنَ هذا لم يحدث ابداً |
Hızlı bir dönüşle bunu denemek iyi olur. Bu dönüşle birşey olmazsa, açılışta da olmaz. | Open Subtitles | ستبدو فكرة جيدة لو تختبريه بالدوران السريع فإن لم يحدث له شيئاً الآن ، لن تواجهين أي مشكلة |
Eğer annesinin söylediği gerçek olmazsa, o asla hayatta olamayacak. | Open Subtitles | إذا لم يحدث ما قالته أمه لن يستمر في الحياة |
hiç olmamış gibi davranacağım umarım o da aynını yapar. | Open Subtitles | سوف أتظاهر بأن هذا لم يحدث وأتمنى أن يفعل المثل |
Siz hala susan'ı hiç olmamış taciz için tedavi ediyordunuz. | Open Subtitles | أنت لا زلت تعالجها لسوء الإستخدام الذي لم يحدث أبداً |
Yani yaptığın şey, hiç olmamış bir şeyin mantıklı açıklamasıydı. | Open Subtitles | الذي فعلتيه هو أن تفسري منطقياً شيئاً لم يحدث قط |
Tatillerden sonra, sanki hiçbir şey olmamış gibi Rikako beni görmezden geldi. | Open Subtitles | بعد عطلة الربيع ان ريكاكو ..كانت تجاهلني و كأن شيء لم يحدث.. |
Başında durup saatlerce farklı kombinasyonlara bastım ama hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | جلست لعدة ساعات أضغط عل مختلف المجموعات, لكن لم يحدث شيء |
Bu resmi bir haber değil. Böyle bir şey olmadı. | Open Subtitles | ليست اخبار رسمية بعيدة عن حيز الاهتمام, هذا لم يحدث |
-Sakin ol hiç bir şey olmadı. -Bir şey yapmadığın için henüz olmadı. | Open Subtitles | ـ على رسلك, لم يحدث شيء ـ أحياناً لا تستطيع الحول دون ذلك |
Büyümeyi bekledim, babamdan daha büyük olmayı bekledim ama bu hiç olmadı. | Open Subtitles | ظللت أنتظر لكي أنمو وأكون أكبر منه ولكن لم يحدث ذلك مطلقاً |
Tartışma istemiyorum. 1000 franka, bu hiç olmadı. | Open Subtitles | لا أريد أي مناقشات, خذا ألف فرانك على أن ذلك لم يحدث قط |
Bu tarihi birşey. Bu şimdiye kadar tarihte hiç olmamıştı. | TED | يعتبر هذا حدث تاريخي ، لم يحدث من قبل في التاريخ |
Cesetten kurtuluruz, böyle bir şey hiç yaşanmamış gibi olur. | Open Subtitles | سوف نتخلص من الجثة سيبدو الأمر وكأن شيئاً لم يحدث |
Olması gerektiği an olmaz, öyleyse başarısızlık. | Open Subtitles | ما كان من المفترض أن يحدث، لم يحدث الفشل |
Sabaha kadar bir şey olmazsa, polisi ara. | Open Subtitles | ،إذا لم يحدث شيئاً بحلول الصبـاح إستدع الشرطة |
Ne oldu ya da olmadı bilemem ama sen hak ediyorsun dostum. | Open Subtitles | مهما حدث أو لم يحدث لا أحد يستحق الآخر أكثر منك أنت |
Bu odadaki insanlar Will'in idam edilip edilmemesi gerektiği konusunda anlaşamayabilir, ama bence herkes bu hikayenin en iyi versiyonunun hiçbir öldürme vakasının olmadığı bir versiyonu olduğu konusunda hemfikir olacaktır. | TED | بعض الحاضرين قد يعترض في اذا ما حق حكم الاعدام على ويل لكن اعتقد ان الجميع سيوافقني الرأي ان افضل نسخه من قصته تكون تلك القصة التي لم يحدث فيها قتل |
Ayrıca sizi temin ederim ki bu artık hiç olmuyor. | Open Subtitles | وأستطيع أن أؤكد لك أنه لم يحدث الآن ولن يحدث |
Batı hiç bu kadar eleştirilmemişti. | TED | لم يحدث لنا من قبل نحن في الغرب هذا التمحيص. |
Ama her şeye rağmen, bir şey olmamış gibi dans etmeye devam edeceğiz. | Open Subtitles | لكننا قررنا أن لن نسمح له بإفساد الحفلة. سنرقص وكأنّ شيئاً لم يحدث. |