ويكيبيديا

    "لن يجد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bulamaz
        
    • bulamayacak
        
    • bulmayacak
        
    Maximilian'e haber verebilirsiniz Montezuma ve Kanada sınırı arasında bunlardan daha iyi mal bulamaz. Open Subtitles انه لن يجد بين الحيوانات أفضل من مونتيزوما والحدود الكندية
    "Asla sevdiğini bulamaz, sevgilisi gömleğini kaybedecek. " Open Subtitles لن يجد أبدا محبوبته, و سيفقد الحبيب قميصه
    Eğer işaretleri göremezden gelirsen, aşk asla kalbine giden yolu bulamaz. Open Subtitles اذا تجاهلتي العلامات الحب لن يجد طريقه ابدا الي قلبك
    Kimse o götverenleri bulamayacak. Benden duyman gereken şey bu mu senin? Open Subtitles لن يجد أحد هؤلاء الحمقى , أهذا ما تريد سماعه مني ؟
    Ve söz veriyorum, senin gibi biri, asla huzur bulamayacak. Open Subtitles وأؤكد لك , بأن شخصا مثلك لن يجد السلام هناك
    -Hector bunu pek komik bulmayacak. Open Subtitles هكتور لن يجد ذلك مرحاً خمن كيف سيجد ذلك
    Kim ki kafasını karısının eteğinin altına saklar, o kafasını bir daha asla bulamaz. Open Subtitles من يخبىء رأسه تحت تنورة زوجته لن يجد رأسه أبداً
    Kıskanç bir yürek doğru bir sevgide yer bulamaz, hemen arkasında dursa bile. Open Subtitles القلب الغيور لن يجد أي مكان للمودّة الحقيقية مع أنه كان يقف خلفه تماما
    Ama bulamaz, çünkü ölmüştür. Yani başka bir versiyonu gibi. Open Subtitles لكنـّه لن يجد أباه الأصلي لأنـّه مات، وما سيقابله هو نسخة أخرى منه.
    Yada üzgün müsün? Apronu buradan bulamaz mı? Open Subtitles أو ما زلت قلقة أنّه لن يجد المطار من هنا؟
    Bölümündeki kimse göğüs kanserinin tedavisini bulamaz, değil mi? Open Subtitles -ماذا عن البقية؟ قسمه لن يجد علاج سرطان الثدي
    Bigg Bunny, Aurelia'yı ben olmadan asla bulamaz. Open Subtitles بيج باني لن يجد أوريليا بدوني.
    Bigg Bunny, Aurelia'yı ben olmadan asla bulamaz. Open Subtitles بيج باني لن يجد أوريليا بدوني.
    Yoksa oğlun eve döndüğünde, kimseyi bulamaz. Open Subtitles لن يجد ابنك أحداً في البيت ليعود إليه
    Belki de Pembe Panteri bulamaz. Open Subtitles ربما هو لن يجد النمر الوردي.
    Cayman Adalarından bir hesaba yatırdı ama harcama fırsatı bulamayacak. Open Subtitles والتي وضعها في حساب بجزر الكايمان ولكنه لن يجد فرصة لينفقها ماذا بشأن الخمسة مليونات المتبقية ياسام؟
    Yani denizaltıyı havaya da uçursan gitmesine izin de versen, sonuç değişmeyecek-- kimse bu adayı bulamayacak. Open Subtitles لذا فسواء دمرتها أم لا النتيجة واحدة لن يجد أحد هذه الجزيرة
    Asla bulamayacak. Bir yerlede ipucu olmalı. Yani-- Open Subtitles لن يجد ابد هناك مفتاح للغز في مكان ما اعني
    Yakında kan gidecek bir yer bulamayacak ve sirkülasyon duracak bu da kesilmek zorunda olacağı anlamına geliyor. Open Subtitles ,قريبا, ذلك الدم لن يجد مكانا ليذهب اليه و سوف يوقف الدوره الدمويه و الذي يعني انه .يجب ان يتم قطعه
    Bir gün bu kentteki bir kişi kızamık olursa hastalık çok fazla direnç bulamayacak, kişiden kişiye bulaşmaya başlayacaktır ve çabucak toplumun geneline yayılacaktır. TED فإذا ظهر في المدينة يومًا ما شخص مريض بالحصبة، فإن المرض لن يجد مقاومة كبيرة وسيبدأ بالانتقال من شخص إلى آخر، وسينتشر في غضون وقت قليل في المجتمع بأسره.
    Çok komik, bazılarımız gerçek aşkı asla bulamayacak. Open Subtitles هذا مضحك بعضنا لن يجد ابدا الحب الحقيقى
    Bunu akıllıca bulmayacak olanlar var. Open Subtitles هنالك من لن يجد حكمةً في هذا الأمر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد