ويكيبيديا

    "ليجعل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hale getirmek için
        
    • tutmak için
        
    • yapmak için
        
    • göstermek için
        
    Benim babam ülkeyi bu hale getirmek için canını ortaya koydu. Open Subtitles لقد ضحى أبى بحياته ليجعل هذه البلد كما تراها
    Babam ülkeyi bu hale getirmek için hayatını harcadı. Open Subtitles لقد ضحى أبى بحياته ليجعل هذه البلد كما تراها
    Aileni yanında tutmak için milyonlarca şey yapabilirdin ama sen hemşire olmayı seçtin çünkü çocukları seviyorsun. Open Subtitles كان يمكن القيام بمليون شيء ليجعل منكِ مقربة لعائلتكِ ولكنكِ أخترتِ التمريض لأنكِ تحبين الأطفال
    Fed'in ekonomimizi yalandan ayakta tutmak için her gün anlamsızca düşük fiyata sattığı milyarlarca dolar borç parayı mı yoksa daha çok kişisel türde bir borcu mu kastediyorsunuz? Open Subtitles أتقصدين مليارات الدورلات التي يبعيها الفيدراليون كل يوم بسعر بخس ليجعل من أقصادنا موهومًا بأنه قوي
    Evet, prensip aynı deneyimi daha hoş yapmak için içine koydukları kum taneciği haricinde. Open Subtitles نعم القوانين نفسها ما عدا الرمل القليل الذي يوضع ليجعل التجربة اكثر متعة
    Her şeyi daha iyi yapmak için bir şeyler düşünebilseydim keşke. Open Subtitles و اتمني لو استطيع ان افكر في شيء ليجعل كل هذا افضل
    Yüzlerce dolarlık telefonları beş dolarlık oyuncak gibi göstermek için her şey var. Open Subtitles كل شيء ليجعل الهاتف الجوال الذي قيمته مئات الدولارات وكأنه لعبة بخمس دولارات
    O halde bir haberi olduğundan fazla göstermek için de yalan söyler mi? Open Subtitles هل سيكذب ليجعل قصّة ما أفضل ممّا هي عليه ؟
    Bu durumu daha iyi bir hale getirmek için yapılabilecek hiçbir şey yoktu. Open Subtitles لا يوجد شئ يمكن عمله ليجعل هذا الموقف أفضل
    Bu adayı çöpe atmak için politik hiçbir neden yok, ...ben de işleri duygusal olarak daha kolay hale getirmek için yapmacık olmayacağım. Open Subtitles لا سبب سياسي لترك هذه المرشحة و لن أدعي أن هناك سبب ليجعل الأمور سهلة عاطفيا
    Gerçeği gizli tutmak için yeterince cep doldurdu. Open Subtitles لقد وضع ما يكفي من المال في الجيوب الصحيحة ليجعل هذه الحقيقة سراً
    Kesin bu ya da gözü açık tutmak için genişletici bir spekulumdan olabilir. Open Subtitles بالتأكيد لا نستطيع الحُكم على ذلك. أو يمكن أن تكون من منظار ليجعل عينيها مفتوحة
    Gözü açık tutmak için spekulum gibi bir aletden olmuş olabilir. Open Subtitles أو يمكن أن تكون من منظار ليجعل عينيها تبقى مفتوحة.
    Şimdi, belki bu kadar önemli ne olabilir, hükümet istiyorum işe kız yapmak için kadar tehlikeli? Open Subtitles الآن ، ما قد يكون مهم جداً و خطير للغاية ليجعل الحكومة تعين الشقيقات ؟
    Sor bakalım bu arabayı kız gibi yapmak için para ister miymiş? Open Subtitles إسأليه هل يريد أن مبلغاً محترماً ليجعل هذه السيارة بلون أحمر الاسبوع المقبل؟
    Kendisini zengin yapmak için mücadele ediyor. Open Subtitles إنه يحارب ليجعل من نفسه غنيّاً.
    Bu hiç mantıklı değil. Peki, katilimiz, bütün bu zahmete Jennsen'in ölümünü kaza gibi göstermek için girdi. Open Subtitles هذا لا يدخل الرأس قتالنا سار في كل هذه المشاكل ليجعل موت العميلة جنسين كحادثة
    Birisi bu olayda İran'ı sorumlu göstermek için bayağı uğraşmış. Open Subtitles أحدهم تكبد الكثير من المتاعب ليجعل إيران تبدو مسؤوله عما حدث
    Bunu çete işi gibi göstermek için. Open Subtitles ليجعل هذا يبدو كجزءٍ منْ عملية قتلٍ متعلقة بالعصابات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد