ويكيبيديا

    "ليس عليكِ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorunda değilsin
        
    • gerek yok
        
    • zorunda değilsiniz
        
    • gerekmez
        
    • yapman gereken
        
    • mecbur değilsin
        
    • gerek kalmayacak
        
    Sana bir sorum var ama istemiyorsan cevap vermek zorunda değilsin. Open Subtitles لدي سؤال , ليس عليكِ الإجابة عنه إذا لم تريدي ذلك
    Başın belaya girerse, bil ki bunu yalnız yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لو وقعتِ في مشكلة، فكما تعلمين ليس عليكِ فعل ذلك لوحدكِ
    Aslına bakarsan, benimle yatmak zorunda değilsin. Open Subtitles هل تعرفين أمرًا؟ ليس عليكِ أن تنامي معي، لكني سأعطيك بعض المال.
    - Hızlıca düzeltirim. - Oh, hayır, hayır, bunu yapmana gerek yok. Open Subtitles ـ سوف أرتبها بسرعة ـ لا، لا، ليس عليكِ أن تفعلي ذلك
    Üzgünüm, bir gün gecikti. Şaşırmış gibi yapmana gerek yok. Open Subtitles أنا آسف إنه يوم متأخر ليس عليكِ التصرف وكأنكِ متفاجأة
    Ve artık endişelenmene gerek yok çünkü ortada bilinecek bir şey kalmadı. Open Subtitles و ليس عليكِ القلق بعد الآن لإنهُ لم يتبقي شىء ليتم إخباره.
    Bunu yapmak zorunda değilsin, Dawn. Keyfine bak. Open Subtitles ليس عليكِ أن تفعلِ هذا يا داون استرخِ فحسب
    Demek istediğim, artık bunu yapmak zorunda değilsin. Ben senin için buradayım. Open Subtitles لا، ما أقصدهُ، هو أنّه ليس عليكِ فعل هذا بعدالآن ، لأنّي هنا من أجلك.
    Her şeyi birdenbire çözmek zorunda değilsin. İşleri ve her şeyi. Open Subtitles ليس عليكِ أن تكتشفي كل شئ دفعة واحدة تعرفين بخصوص الوظيفة وكل شئ
    Seni rahatsız eden bir konuysa hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles ليس عليكِ أن تقولي شيئاً آخر عن ذلك لو أنكِ لستِ مرتاحة
    Ağlama. durumu daha da zorlaştırmak zorunda değilsin, tamam mı? Open Subtitles لا تبكي، ليس عليكِ تصعيب الأمور أكثر مما هي عليه، حسناً؟
    - Gidiyorum. - Bunu yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles ـ سوف أغادر ـ لا، ليس عليكِ أن تفعلي ذلك
    Bak Joannie. Böyle olmak zorunda değilsin. Bunu kontrol etmenin yolları var. Open Subtitles جونى, ليس عليكِ أن تكونى هكذا هناك طرق للتحكم فى هذا
    Ona ilk buluşmanızda iç çamaşırlarını göstermene gerek yok ki. Open Subtitles ليس عليكِ أن تريه ملابسكِ الداخلية فى أول موعدٍ غرامي.
    Birkaç test daha yapacak ama senin beklemene gerek yok. Open Subtitles ،سوف تجري لي المزيد من الفحوص لكن ليس عليكِ الإنتظار
    Evet D.J. ile aynı fikirdeyim. Bunu yapmana gerek yok. Open Subtitles نعم، أنا أتفق مع ,دي جي ليس عليكِ القيام بذلك
    Böyle kibirli olmana gerek yok. Open Subtitles ليس عليكِ أن تكوني بهذا القدر من التعجرف
    Artık onu kırmak konusunda endişelenmene gerek yok. Open Subtitles حسنا، الان ليس عليكِ ان تقلقي بشأن عدم جرح مشاعره
    Bak, artık benden saklanmana gerek yok. Open Subtitles انظري، ليس عليكِ أن تختبئي مني أكثر من ذلك
    Bunu anlamak için medyum olmaya gerek yok. Open Subtitles ليس عليكِ أن تكونى طبيبة نفسانية حتى تحسى بذلك
    Aslında, çok fazla bir şey yapmak zorunda değilsiniz. Open Subtitles .. فى الواقع ليس عليكِ فعل الكثير إنه فقط
    Bize anlatman gerekmez. Dairene ne olduğunu gazeteden okuduk. Open Subtitles ليس عليكِ أن تخبرّينا لقد قرأنا عن شُقتكِ بالصحف.
    Senin tek yapman gereken problemi çözmek. Open Subtitles هذا مستحيل ليس عليكِ إلّا أن تحلّي المعادلة
    ...mecbur değilsin. Open Subtitles ليس عليكِ أن تقولي أي شيء إن كنت لا تريدين ذلك
    Bu işte bana yardım edersen, borcunu ödemene gerek kalmayacak. Open Subtitles إذا ساعدتني هذه المرة، يمكنني أن أأكد . ليس عليكِ دفع دينَكَ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد