Konuşmamız gereken şey ışıkların yoğunluğu ya da görünen şeyin parlaklığı olmalı. | TED | ما يجب أن نناقشه هو ما هي كثافة الضوء، أو الإشعاع،هو الذي ظهر. |
Son bulması gereken şey ise, toplumun kadınlara kendi vücutlarına neyi yapıp neyi yapamayacağını söylemesi. | TED | ما يجب أن يتوقف هو ما يقوله المجتمع للنساء ماذا يجب أن يفعلوا وما لا يجب أن يفعلوا بأجسادهن |
Bilim bize bağırıyor: "Bu problemi çözmek için yapman gereken şey!" | TED | يصيّح العلم فينا ويقول، "هذا ما يجب أن تفعله لحل مشكلتك." |
Bir şeylere bakmadan önce sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | قبل أن تبدئي بحجز أي مكان، ثمة ما يجب أن تعرفيه. |
Şimdi, yapmamız gerekeni yapalım da bu iş bitsin. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | دعونا نفعل ما يجب أن نفعله و ننتهي من هذا فهمتم؟ |
Sadece film seyrettik. - Ona anlatman gereken de bu. | Open Subtitles | لقد كان مجرد فلم هذا ما يجب أن تخبرها به |
Bir yol biliyorum ama yapman gereken şeyi yaptın mı onu öğrenmem gerek. | Open Subtitles | لدي وسيلة، أريد أن أعرف أنك فعلت ما يجب أن تفعله غير هذا |
Yapması gereken tek şey bunu görmek ve böylece her şey değişecek. | Open Subtitles | كل ما يجب أن تفعله هو أن ترى ذلك وبعدها ستعرف الفرق |
İnsanlar bunu sorun etmiyor çünkü bence bu iyi bir ebeveynin yapması gereken şey. | TED | كل شيء على ما يرام مع الإغلاق، لأنهم يفكرون أن هذا ما يجب أن يفعله الآباء الجيدين. |
Bunun olmasını çok istedin, Konsantre olmamız gereken şey bu. | Open Subtitles | ، لقد أردته بشدة . هذا ما يجب أن نركز عليه |
Bu, başı belada olduğunda babana söylemen gereken şey mi? | Open Subtitles | هل هذا ما يجب أن تقوله لوالدك عندما يكون في مشكلة ؟ |
Hakkımda bilmen gereken şey, 4 tane erkek kardeşle büyüdüğüm. | Open Subtitles | ما يجب أن تعرفه عني هو أنني نشأت مع أربعة إخوة |
Endişe etmen gereken şey, Müfettiş hikayenin nasıl biteceği. | Open Subtitles | ما يجب أن تكون قلق ، المفتش ، هو كيف تنتهي القصة. |
Unutmamamız gereken şey, Tanrı'nın hepimize özgür irade verdiğidir. | Open Subtitles | ما يجب أن تتذكّرينه، أن الله أعطانا إرادة حرّة |
- Evet, çok isterim, ama benim de sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | كم يسعدني ذلك، لكن هناك ما يجب أن أخبرك به أيضاً |
Şimdi izin verirseniz, yapmam gereken bir iş var. | Open Subtitles | الاّن لو تأذن لي هناك ما يجب أن أفعله بنفسي |
Sürekli beni kontrol edip durmana gerek yok. Yapmam gerekeni biliyorum. | Open Subtitles | تعلمين أنّكِ لستِ مضطرّةً لمراقبتي، فأنا أعرف ما يجب أن أفعل. |
Fakat olması gereken de bu, İnşa edilmiş çevrede doğanın parmak izleri. | TED | ولكن هذا ما يجب أن يكون عليه الأمر، بصمات الطبيعة في بيئة البناء. |
Baze sana seni sevmediğini söylediğinde bilmen gereken şeyi söylemiş oldu. | Open Subtitles | عندما لم يخبرك بايز أنه يحبك لقد أخبرك ما يجب أن تعرفيه |
En fazla 12 dakikanız var. Bu talim hakkında bilmeniz gereken tek şey bu! | Open Subtitles | إثنا عشرة دقيقة أو أقل, هذا كلّ ما يجب أن تعرفوه عن هذه الحصة من التدريب. |
Bence iki insan birbiri için yaratılmamışsa bir zaman gelir oluruna bırakman gerekir. | Open Subtitles | أظن لو شخصين غير مقدرين لبعض فى وقت ما يجب أن تتخطى الأمر |
Ve nedenini bulana kadar, dünyanın öyle düşünmeye devam etmesi gerekiyor. | Open Subtitles | وحتي أكتشف السبب هذا ما يجب أن يواصل العالم في إعتقاده |
Şimdi, çıldırmaya ve birşeyleri havaya uçurmaya başlamadan önce... sanırım söylemek zorunda olduğum şeyi duymalısın. | Open Subtitles | والآن، قبل أن يصيبكِ الجنون وتنسفي كل شيء، أعتقد أنكِ يجب أن تسمعي ما يجب أن أقوله |
Ebeveynliğin ne olması gerektiğini bildiğimizi sanmıyorum. | TED | بدقة، لا أظن أننا نعلم ما يجب أن تكون عليه الأبوة. |