ve eğer bilginiz ve anlayışınız üzerinde zorlayıcı olursam özür dilerim. | TED | و أنا متأسف إذا أضفت بعض التوضيح , و أفهتمك البعض |
Daha önce sizi aşağıladığım için özür dilerim. Yanlış yaptım. | Open Subtitles | أنا متأسف إذا كنت قد أهنتك مسبقاً لقد كنت مخطئاً. |
Pardon. Tanrı aşkına. Kusura bakmayın çocuklar sizin olduğunuzu bilmi-- | Open Subtitles | متأسف، يا إلهي ، متأسف يارفاق ..لم أكن أعلم بأنّكم |
Elbette. Affedersin. Sen ikinci orta adam olacaksın. | Open Subtitles | أكيد, أنا متأسف ستكون أنت ثاني شخص في المنتصف |
Kusura bakma ama çok geciktim. Benim buradan dönmem lazım. | Open Subtitles | آسف، أنا تأخرت الآن ويجب أن أنعطف من هنا، متأسف |
Lindsay, elektrik sorununu duyduğuma üzüldüm ama bu artık benim sorunum değil. | Open Subtitles | ليندزي, أنا متأسف لسماع ما يحدث لك لكنها ليست مشكلتي بعد الآن |
Sizleri rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama şeflerden biriyle bir kaza oldu. | Open Subtitles | في الحقيقة أنني متأسف على انتهاك حرمتكما ولكن هناك حادث وقع لأحد الطهاة |
Seni buraya getirmek için söylediğim yalandan ötürü özür dilerim. | Open Subtitles | أنا متأسف لأنّي إضطررتٌ للكذب من أجل إحضاركِ إلى هنا |
Çık dışarı! Bağırdığım için özür dilerim, dediğim gibi, kart çalışmadı. | Open Subtitles | أنا متأسف لرفع صوتي عليكِ ولكنّني متأسف، لقد تمّ رفض بطاقتكِ |
özür dilerim, evet. Kusura bakma bu uygunsuz bir davranıştı. | Open Subtitles | متأسف، أجل، أنا متأسف لقد كان تصرّف غير لائق منّي |
Pardon. Biraz heyecanlıyım da. Daha önce hiç kedi sırtına binmemiştim de. | Open Subtitles | متأسف أنا متحمس جداً لم أركب على ظهر هر من قبل |
Bu dava da aldığımız bir teklif... Pardon... içki istemiştin. Yani. | Open Subtitles | إنّه التماس من أجل قضية أعمل عليها, متأسف, تريدين أن تتناولي مشروباً |
Affedersin, genelde sakindirler. | Open Subtitles | أنا متأسف, إنهم عادة ما يكونون ودودين للغاية |
Harvey'ye olanları duyduğuma çok üzüldüm. Kendisi burada mı? | Open Subtitles | أنا متأسف جداً لما سمعنا عن هارفي هل هو هنا؟ |
Buradaki s*k kafalı Üzgün olduğunu söylüyor. O benim arkadaşım. | Open Subtitles | ـ ها هو الملعون يقول أنه متأسف ـ إنه صديقي |
Affedersiniz beyefendi ama giriş-çıkışlar ön kapıdan yapılıyor. Doris! Seni gördüğüme sevindim. | Open Subtitles | متأسف يا سيدي عل الجميع أن يذهب من خلال الباب الأمامي |
Kusura bakmayın, kız polisler. Yine de sizi sikip atmamız lazım. | Open Subtitles | فتيات الشرطة , أنا متأسف , لا زال علينا أن نضاجعكِ |
Korkarım dostlarım, Teğmen Divo'nun Senatör Farr hakkında bazı soruları var. | Open Subtitles | انا متأسف لان الملازم ديفو لديه بعض الاسئلة عن السيناتور فار |
üzgünüm beyefendi ama on iki sandviçin de parasını vermelisiniz. | Open Subtitles | أنا متأسف يا سيدي لكن عليك دفع ثمن 12 قطعة |