Senin kadar suçluyum. İkimiz de yanlış yaptık, bu benim de cinayetim. | Open Subtitles | اننى مذنب مثلك ، لقد أخطأنا كلانا الان انها جريمتى انا ايضا |
Natalie, ne diyebilirim? suçluyum. | Open Subtitles | .ناتاليا، أنا لا أعرف ماذا أفعل .أنا مذنب |
Dünya üzerindeki en seksi hatunla beraber olduğun için suçlusun. | Open Subtitles | مذنب لأنّكَ كنتَ رفقة المرأة الأكثر إثارةً على وجه الأرض. |
Bir Amerikan vatandaşı olarak benim sorumluluğum bir adamın suçu kanıtlanana kadar onun masum olduğuna inanmak. | Open Subtitles | هو واجبي ك مواطن لإعتقاد رجل بريء حتى هو أثبت مذنب. |
Esasen siz, masumluğu kanıtlanana dek Başkan suçludur tutumunu seçmişsiniz. | Open Subtitles | في الأساس امسكت موضع ان الرئيس مذنب حتى تثبت برائته |
Ben de kendimi seninle bir daha görüştürmeyerek suçsuz buluyorum. | Open Subtitles | حسنا انا اجد نفسي غير مذنب لعدم رؤيتي لكي مجددا |
"Evet, ben yaptım, suçluyum, bir halt yedim." diyeceksin. Aynen söylediğim gibi. | Open Subtitles | قل ما سأمليه عليك الآن أنا مذنب أنا قذر دون توسل |
Eğer bu bir suçsa suçluyum. | Open Subtitles | فى الواقع .. إذا اعتبرتم ذلك خطيئة فأعتقد أننى مذنب |
Bir kişinin ülkesini sevmesi suçsa, suçluyum o halde. | Open Subtitles | حسناً، أن كان حبي لبلادي جرماً، فأنا مذنب |
Bu yüzden suçluysam son 30 yılda cephede yaptığım her şeyden suçluyum demektir. | Open Subtitles | اذآ انا مذنب بذلك أنا مذنب فى كل شىء فعلته فى المعارك فى ال30 سنة الماضية |
Pek çok nedenden dolayı suçluyum ama .bunu yapan Bay Thaddeus Rains ve Parker'dı. | Open Subtitles | أنا مذنب بارتكاب عدة جرائم لكن كانت تلك فعلة السيد ثاديوس راينز وباركر |
Intikam amacyla tasarlayarak cinayet islemekten suçlusun. | Open Subtitles | أنت مذنب بالقتلِ، مع سبق الاصرار وبنية الثأرِ. |
Her ikisinden de suçlusun. Ölüme mahkum edildin. | Open Subtitles | و انت مذنب فى كلتا الحالتين,و محكوم عليك بالموت |
Ama kimse, suçu kabul etmeden dışarı çıkamaz. | Open Subtitles | لكن لا أحد يمكنه الخروج دون أن يعترف بأنه مذنب |
Savunmanın gösterdiği gibi müvekkilim... sadece bilinen bir suçlunun kolay hedefi... olmaktan dolayı suçludur. | Open Subtitles | المجتمع الذي كون فيه بيته للسنوات الـ20 الماضية ولأن دفاعنا سيعرض بسرعة موكلي غير مذنب سوي .. |
Bu jüri havuzundan sadece üç tane suçsuz oyu alırsın. | Open Subtitles | من هيئة المحلفين هذه 3 منهم سيصوتون بأنه غير مذنب |
Yani hiç yatmadığın bir kız sana mail attı ve suçluluk duyduğun için bana söylemek zorunda mı hissettin? | Open Subtitles | فتاة لم تضاجعها من قبل، أرسلت لك بريداً إلكترونياً و شعرت أنك مذنب جداً لدرجة أنك أردت أن تصارحني؟ |
- suçunu itiraf edeceksin. - Senin için adam bile öldürürüm. | Open Subtitles | سوف تقر بأنك مذنب تعرفين بأنني على استعداد للقتل من أجلكما |
Yani, ah, ben bir günahkarım, ama biraz dua etmem gerek. | Open Subtitles | أعني أني مذنب و لكني احتاج إلي القليل من الصلاه |
- Suçlu olduğunu düşünüyorlar mı? | Open Subtitles | هل تقول هناك أدلة ملفقة أدلة مقنعة هل تقول بأنه مذنب ؟ |
Buna inanmak istemiyorum ama eğer içinizden biri suçluysa gizlenmektense -çünkü hiçbir şey ikiyüzlülükten daha kötü değildir- itiraf edip, pişman olması onun için daha iyi olur. | Open Subtitles | إذا احداً منكم مذنب, والتي أجد صعوبه بتصديقها, انها فكرة سيئة للاختباء لأنه لا يوجد شيء أسوأ من الأفضل عدم الاختباء |
Önemli değil. O zaman suçluydu ve bu adam takip ediliyor. O adam tanık mı? | Open Subtitles | لايهم, إذاً هو مذنب, والشخص الذي تتعقبونه هو شاهد في القضية؟ |
Fazla zamanımız yok. Bu yaz bir kuyruklu yıldız gelecek. | Open Subtitles | ليس لدينا الكثير من الوقت هناك مذنب سيأتي هذا الصيف |
Yargıla beni, ki herkes suçlu muyum... yoksa masum muyum, bilsin... | Open Subtitles | احكم على و دع الجميع يعرفون اذا كنت مذنب أم برئ |
Birçok savcı hapse attığı suçlunun gerçekten suçlu olduğunu öğrendiğinde mutlu olur. | Open Subtitles | سيسر معظم المدعيين العامة لأن من زجوا به في السجن مذنب بالفعل |
Evet Mr Pascal, sanırım isyan çıkarmaya çalışmaktan suçlusunuz. | Open Subtitles | حَسناً، السّيد باسكال، يَبْدو انك مذنب بمحاولة التمرّدِِ |