| Sanırım babacık uyanık veya yatarken anneciğin ne istediğini biliyor. | Open Subtitles | سواء كنت نائم او مستيقظ الوالد يعرف ما تحبة الوالدة |
| Mümkün olan en kötü saatte uyanık olduğunuz anlamına geliyor. | TED | انها تعني شيئا ما يشبه انك مستيقظ في أسوأ ساعة ممكنة. |
| İşte, soldaki video uyanık bir farenin beyninde ne kadar BOS'un hareket ettiğini gösteriyor. | TED | هنا، الفيديو على اليسار يوضح كمية تحرك السي إس إف خلال المخ في مخ فأر حي وهو مستيقظ. |
| Uyanığım! Uyanığım! Takımın etkin bir üyesiyim. | Open Subtitles | أنا مستيقظ ، إنني موظف مُنتج مثل الآخرين |
| Kesinlikle öyle. Ne zamandır uyanıksın, doğumgünü çocuğu? | Open Subtitles | ،أكيد هو جميل منذ متى وأنت مستيقظ يا فتى عيد الميلاد ؟ |
| uyandı. Kendisine gelmesi biraz zaman alıyor. | Open Subtitles | انه مستيقظ انه يحتاج لبعض الوقت ليعود للوعي |
| 24 saattir ayakta. Başka birini bulamaz mısınız? Nasıl "Başka biri"? | Open Subtitles | كان مستيقظ لمدة 24 ساعة أيمكنك أخذ أحد غيره ؟ |
| Çünkü sizin uykunuzu ölçmenize yardımcı olmanın yanında diğerlerine de uyanık olduğunuzu belli ediyor. | TED | لأنه لا يقتصر على مساعدتك لقياس نومك، و لكن أيضا يخبر الآخرين أنّك مستيقظ. |
| Böylece karım odaya girdiğinde uyanık olduğumu anlıyor. | TED | لذلك، عندما تأتي زوجتي و تعلم أنّي مستيقظ. |
| Şöyle ki kendime bir şey anlatmak istersem, uyanık olduğum zaman dinlemeyeceğim. | Open Subtitles | كما لو أني يجب أن أخبر نفسي بأشياء لا أريد أن أسمعها و أنا مستيقظ |
| En azından bu sefer elveda derken uyanık olacağım. | Open Subtitles | على الأقل في هذا الوقت أنا مستيقظ لأودعك |
| - Operasyon boyunca uyanık olmaya benzer. | Open Subtitles | انه كَانَ مثل أنْ تكُونَ مستيقظ أثناء عمليةِ. |
| Ama şimdi biliyorum ki, uyanık kalmak senin gözünde, arkadaşlığımız için önemli şeylerden biriymiş. | Open Subtitles | والآن اعلم ان بقائي مستيقظ هوجزء مهم في الصداقة. |
| Uyanınca da, "Uyanığım ve artık aramana hazırım" diye ara, bence. | Open Subtitles | عظيم, وإذا أفقت ستقول أنا مستيقظ الآن, بستطاعتكِ الاتصال |
| Eh, değildim ama artık Uyanığım. | Open Subtitles | حسنا , لم أكن مستيقظ ولكننى إستيقظت الآن |
| Açıkça uyanıksın, o zaman sorun ne? | Open Subtitles | و من الواضح أنك مستيقظ فأين الخطاء أنظرى كيت أنا لا أعلم أين مفكرتك الألكترونية |
| Şimdi uyandı ve taa Kansas'tan buraya geldik. | Open Subtitles | والآن هو مستيقظ , وجئنا كل هذه المسافة من كانساس |
| Ve tanıdığım herkes uyurken ben bütün gece ayakta kalıyorum. | Open Subtitles | وكل شخص أعرفه نائم وأنا مستيقظ طوال الليل |
| Çoktan Uyanmışsın. Kalkabilirsin, tatlım. | Open Subtitles | - أنت مستيقظ الأن تستطيع النهوض الأن , حبيبى. |
| Midemin gurultusuyla Uyandım ve mutfağa geç bir atıştırma için gitmiştim şimdi de Hizmetkârlar bölümüne dönüyordum. | Open Subtitles | أنا , أه، مستيقظ بمعده متزمره و ذهبت الي المطبخ من اجل وجبه ليليه خفيفه، و كنت في طريق عودتي الي ركن الخدم. |
| Norman, orada mısın? Uyandın mı? | Open Subtitles | نورمان هل انت هناك , هل انت مستيقظ ؟ |
| Bu saatte neden ayaktasın? | Open Subtitles | لماذا أنت مستيقظ إلى هذا الوقت المتأخر؟ أوه .هل |
| Uyanmış varlık avlama takımında en azından bir tane tek rakamlı savaşçı olmalı. | Open Subtitles | فرقة لإصطياد كائن مستيقظ , يجب أن يكون لديها عضو من الرتب العليا |
| Az sonra uyanık bir açık kalp ameliyatına gireceğim. | Open Subtitles | سوف أشترك في جراحة قلب مفتوح بينما المريض مستيقظ |
| 4'de Kalktım ve şimdiden ormanda 6 mil yürüdüm. | Open Subtitles | أنا مستيقظ منذ الرابعة صباحا و قد قطعت ستة أميال داخل الغابات |
| 36 kahrolası saattir ayaktayım! Kahrolası arabayı alıyorum, o araba benim! | Open Subtitles | أنا مستيقظ منذ 36 ساعة سآخذ السيارة اللعينة ، هذه اللعينة لي ايها النذل |
| Erken kalkmışsın. Geçirdiğimiz geceden sonra bayağı uyursun demiştim. | Open Subtitles | إنّك مستيقظ باكرًا، توقّعت بعد ليلتنا أن تستغرق في النوم مليًّا. |
| Tüm bu zaman boyunca uyanıktım; | Open Subtitles | أعتقد أني كنت مستيقظ كل الوقت و لكني أتي لما يشبه الأستيقاذ |