Ama hiçbir şey talep etmediler. Ne yapmaya çalışıyorlar? | Open Subtitles | .حسناً، لم يعلنوا عن أيّتها مطالب ما خطتهم ؟ |
Bilmiyoruz. Halen bir talepte bulunmadı ve irtibata da geçmedi. | Open Subtitles | لا نعلم إلى الآن لم يقدم مطالب ولا إجراء إتصال |
Fidye talebi yok. Onun tarzı değil. | Open Subtitles | لا، ليس هناك مطالب للفدية هذا ليس أسلوبه |
- Kralın talepleri bu kadar geniş olmasaydı bahçeyi kendim yapardım. | Open Subtitles | إذا لم تكن مطالب الملك كبيرة جداً، كنت سأبني الحدائق بنفسي. |
Ve yüksek talepler, mükemmel olmayan bir eğitim sisteminden geliyor. | TED | هنالك مطالب عدة داخل نظام تعليمي يعوزه الكثير. |
Kuzey - Güney Zirvesi'nin iptali haricinde, bir istekleri daha var. | Open Subtitles | بالإضافة إلى مطالب إلغاء القمة بين الشمال والجنوب هنالك مطالب أخرى |
Masanın başına geçeli 1 dakika bile olmadı ve Başkan'ın isteklerini önemsememeye başladı. | Open Subtitles | أقل من دقيقة خلف المكتب وبدأ بالفعل يتجاهل مطالب الرئيس |
Burada öne sürülen sendika taleplerine verilecek tek bir ad gasptır. | Open Subtitles | إن مطالب الإتحاد التي وردت هنا لا يمكن إلا أن تسمى ابتزاز |
Kızın sağlam bir şekilde kilitlendiğinden emin olun ve babasına ödemenin talep edildiğini iletin. | Open Subtitles | تأكدا من أحكام محبسها... وأبلغا أباها... أنه مطالب بالدفع. |
Üzerinde hak talep edilmemiş hayvanları sadece biraz tutabiliyoruz, şeyden önce bilirsiniz. | Open Subtitles | يمكننا فقط الإحتفاظ بالحيوانات الغير مطالب بها ... لبعضٍ من الوقت قبل أن تعلمين |
Bilmiyoruz. Halen bir talepte bulunmadı ve irtibata da geçmedi. | Open Subtitles | لا نعلم إلى الآن لم يقدم مطالب ولا إجراء إتصال |
Burada dediğine göre hiçbir örgüt olayı üstlenmemiş ve herhangi bir talepte bulunan da olmamış. | Open Subtitles | ولم يقدموا أية مطالب إننا نعلم بأن هذا ليس صحيحاً |
Fidye talebi yok. Onun tarzı değil. | Open Subtitles | لا ، ليس هناك مطالب للفدية هذا ليس أسلوبه |
Ne kanıt, ne şahit ne de fidye talebi var. | Open Subtitles | بدون دلائل جنائية,بدون شهود بدون مطالب فدية |
Fakat ayaklananlar bugün aynı tür şikayetleri ve benzer talepleri paylaşıyorlar. | TED | لكن أولائك الذين ثاروا تقاسموا مجموعة مشتركة من الآلام ولديهم اليوم مطالب مشابهة. |
Yani ilericilerin artık az önce bahsettiğim uzun bir talepler listesi var, o "evet"ler. | TED | لدى التقدميين الآن قائمة مطالب طويلة ذكرتها سابقًا، هذه "النعم". |
Anlaşılmıştı ki, artan Noel istekleri adeta zavallı yaşlı adamı tüketmişti. | Open Subtitles | إتَّضح ان الزيادة في مطالب اعياد الميلاد دمر هذا العجوز المسكين |
Öyleyse fidye isteklerini geri çevirdiğimi bilmemeli. | Open Subtitles | إذاً لايجب أن تعرف قـط أنني رفضت مطالب الفـدية |
Ekibin Maskeli Kötü Adam'ın taleplerine uygun davranmalarını istiyorlar. | Open Subtitles | مُصرين علي أن العصابه تتعاون مع مطالب رجل القناع الشرير |
Sanatsal icraatım hakkında yapmak istediğiniz başka zevksiz bir istek var mı? | Open Subtitles | وهل هنالك مطالب أخرى عديمة الذوق تريدون فرضها على فنّي؟ كلا، هذا كل شيء |
Henüz herhangi bir istekte veya tehditte bulunmadılar. | Open Subtitles | حسناً , هم لم يقدّموا مطالب أو يبعثوا بتهديدات إلى الأن |
Sizce vali şansölyenin isteklerine karşı nasıl bir tepki verecek? | Open Subtitles | برأيك كيف يتعامل نائب إتحاد التجارة هذا مع مطالب المستشار الأعلى؟ |
Birçok uzman, şirketin, ulusal kan talebini artık karşılayamayacağına inanıyor. | Open Subtitles | يعتقد الكثير من الخبراء أنّ الشركة لم تعد قادرة على التعامل مع مطالب الدماء الوطنية |
Hiç! Eğer bir talebiniz varsa neden onu yazıyla vermiyorsunuz? - Yazıyla mı? | Open Subtitles | لو كان عندك اي مطالب لما لا تكتبي تقرير بها؟ انتظري من فضلك فلاح من خارج المدينه |
Kosova'daki Drazen görevi. Onunla son görüşmemde, başka isteklerinin de olacağını söyledi. | Open Subtitles | فى آخر محادثة لى معه قال أنه ستكون هناك مطالب أخرى |
Biliyoruz ki tanınmış kişiler kontratlarında taleplerde bulunabilir. Özellikle de Hollywood'un en büyük filmlerinde çalışanlar | TED | كما نعرف جميعًا أن نجوم الصف الأول بإمكانهم إضافة مطالب لعقودهم، وخاصة أولئك الذين يعملون على أكبر أفلام هوليوود. |