Anlaşama maddeleri karmaşık olabilir, çünkü sorunun kendisi de bir o kadar karmaşık. | TED | صحيح ان بعض الشروط في الاتفاقية قد تبدو معقدة ولكنها حدت من الصراع |
Bir yandan da hayli karmaşık üretim kabiliyetlerini fazlasıyla yayıyorlar. | TED | وهم يقومون بالتوزيع على نطاق واسع لقدرات تصنيع معقدة حقاً. |
Sanırım bunun geldiğini anlıyorum. Bir çok potansiyel sunuyor ve karmaşık. | TED | أعتقد أنني فهمت أنها قادمة، وتقدم الكثير من الإمكانات، وهي معقدة. |
Bir kamyonetin olduğunu bilmek harika; ama herkesin ne düşündüğünü bilmemiz gerek, işte o zaman oldukça karışık bir problem hâline geliyor. | TED | معرفة أن هذه شاحنة نقل، رائع، لكن ما يجب حقا أن نعرفه هو ما يفكر به كل شخص، لذا أصبحت مشكلة معقدة. |
Bence, bu ufak değişiklikler bize bu artırılmış büyük değişikliklerin altında gelişmekte olan karmaşık bir hesaplama olduğunu gösteriyor. | TED | إذاً هذه التغييرات الصغيرة أعتقد أنها.. تشير إلى أن حسابات معقدة هي التي تؤدي إلى إحداث وتضخيم هذه التغييرات. |
Gerçekten de bir halat düşünün. Dalagalarda karmaşık bir yapısı vardır. | TED | إذن حرفيا، تفكرون في حبل. له بنية معقدة في طريقة نسجه. |
karmaşık tepkimelere girebilir. Ne iyi ki bunların bazıları mimarlıkla ilgili. | TED | يمكن أن تخضع لردود أفعال معقدة ، بعضها لحسن الحظ معماري. |
Hak yönetmeliği artık sadece sahip olmakla ilgili değil. karmaşık bir ilişki ağı ve kültürel yapımızın önemli bir parçası. | TED | الآن، إدارة الحقوق لم تعد مجرد سؤال بسيط عن الملكية. إنها شبكة معقدة من العلاقات وجزء مهم من المشهد الثقافي. |
Polen ve silt, ikisi de karmaşık kimyasalların izini taşıyor. | Open Subtitles | إن اللقاح و الطمي كلاهما يظهران أثاراً لمركبات كيميائية معقدة |
Sorun, karmaşık görünüyordu ama matematik, cebir ve geometrinin karışımıdır. | Open Subtitles | تبدو المشكلة معقدة لكن الرياضيات هي مزيج بين الجبر والهندسة |
Konu ideal hükümetler, adalet ya da başka karmaşık şeyler değil. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلق بدولة مثالية او بالعدالة أو شياء اخرى معقدة |
İnsanlar Tanrı'ya inanmaktan hoşlanırlar, çünkü Tanrı karmaşık sorulara yanıt verir. | Open Subtitles | يفضّل الناس الإيمان بوجود الرب ،لأن ذلك يجيب عن أسئلة معقدة |
Bir de şu çarpmalı olana bak biraz daha karmaşık değil mi? | Open Subtitles | وانظر إلى هذا الواجب ذو حسابات الضرب معقدة قليلاً ، أليس كذلك؟ |
Çok karmaşık bir tören hazırladı. Yani bunu özel bir zamanda yapacak. | Open Subtitles | ،هناك مراسم معقدة التي أعدها لذلك سيحاول القيام بهذا في وقت محدد |
Bu çok karışık bir ağ sistemidir, ancak bilinçaltındaki asıl sorunun cevaplanmasına yardımcı olur: Bunu tekrar yapmalı mıyım? | TED | إنها شبكة معقدة لكنها تساعدنا على إيجاد إجابة على سؤال واحد من اللاوعي هل يستحسن أن أقوم بذلك مجدداً؟ |
İlk olarak, o bir oyun ve hayır ondan biraz daha karışıktır. | Open Subtitles | اولاً, هى لعبة; ولا, هى معقدة اكثر من ذلك. |
ve çok karmaşıktı. Birazdan size o teorinin ne olduğunu anlatacağım. | TED | وكانت نظرية معقدة وسوف اخبركم عن ماذا كانت تدور النظرية لاحقاً |
Daha sonra, onun evinde yaşamaya başladım. Sonra işler biraz karıştı. | Open Subtitles | وسرعان ما بدأت اعيش في منزلها عندها اصبحت الامور معقدة |
Riemann yüzeyindeki diferansiyel açık alt kümeli kompleks fonksiyonu uzatmaya çalıştın mı hiç? | Open Subtitles | أحاولتي من قبل تمديد معادلات معقدة مع فتحات فرعية مختلفة في تحاليل معقدة؟ |
İşgücümüzü uydursak ve onlar yerine satış elemanı alsak da bu tarz bir Hizmet Seviyesi Anlaşması oldukça karmaşıktır. | Open Subtitles | حتى لو ظبطنا قوة العمل لدينا و عيّنا فريق مبيعات بدلا منهم اتفاقيات مستوى الخدمة التي هي معقدة جدا |
Şehirler, nehirler, saraylar, içinden çıkılmaz bir akıntının içinde karmakarışık olmuş. | Open Subtitles | المدن,الأنهار,القصور, كلها ممزوجة فى دوامة معقدة |
Birçoğu çok çetrefilli sistemlerle çalışıyor; ordu, meclis, eğitim sistemi, vb. | TED | فالعديد منهم يعملون في انظمة معقدة جداً مثل الجيش .. والكونغرس والنظام التعليمي .. |
Kulağa garip geldiğini biliyorum ama bunlar oldukça komplike ürünler. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر يبدو غريبا لكن هذه منتجات معقدة جدا |
Bay Grieves'in ameliyatı biraz karışıktı çünkü... | Open Subtitles | عملية السيد جرييفز كانت معقدة بسبب حقيقة ان |
sofistike araç gereç kullanımı gelişmesi. bin galaksi içinde sadece bir gezegen var. | TED | لا بد أن استعمال أداة معقدة قد طوّر ذلك الكوكب الوحيد بين آلاف المجرات. |
Ben birçok karışık,... gerçekten çok zor işlemler, evet, tabii ki. | Open Subtitles | أوه, لقد سبق لي العمل في أمور معقدة, ام م م |