Gördüğünüz gökyüzünü, var olduğunu bildiğimiz Her diğer canlı ile paylaşıyoruz. | TED | والسماء التي نراها نشاركها مع كل الأحياء الأخرى التي نعرف بوجودها. |
Bunun anlamı, sahiplik ilişkileri zinciri yoluyla yatırdığı Her avroya karşılık 26 avroluk bir pazar değeri etki kabiliyeti elde etti | TED | ذلك يعني، أنه مع كل يورو قام باستثماره، كان قادراً على نقل 26 يورو من قيمة السوق عبر سلسلة علاقات الملكية. |
Ve bu noktaların Her birini iyi yapabilirse çalışanlara değer verildiklerini hissettirirdi. | TED | وإذا تعامل مع كل لحظة تواصل جيدًا، فإنه سيجعل الموظفين يشعرون بالتقدير. |
Ama sindirim kanalın tüm karbonhidratlara aynı şekilde cevap vermez. | TED | لكن جهازك الهضمي لا يتعامل مع كل الكربوهيدرات بنفس الطريقة |
Karına saygısızlık etmek istemem ama, bence o ata tekrar binmelisin. | Open Subtitles | مع كل احترامى لزوجتك، يجب ان تعود الى الحياة، يا رجل. |
Başıma gelen şeylerden en etkileyici olanı bütün bu insanlarla oluşan bağdı. | TED | وكان احد الاشياء المحورية التي حدثت هي التواصل مع كل هؤلاء الاشخاص |
Ama yarın gece, tünelde o kadar adamla birlikte... kesin bu sefer aklımı kaçırırım... ve Her şeyi berbat ederim. | Open Subtitles | لكن ليلة الغد فى النفق مع كل هؤلاء الرجال أخشى أننى ربما هذة المرة سأفقد رأسى وأفسد خطة الهروب للجميع |
Bu acınası gerizekalı serserinin kalbinin Her atışı beni gerçekten aşağılıyor. | Open Subtitles | مع كل دقة قلب ، فإن وجوده على قيد الحياة يهينني |
Bir sürü öğretmenle oyun yazımı üzerine çalıştım. Her kitabı okudum. | Open Subtitles | لقد درست كتابة المسرحيات مع كل معلم و قرأت كل الكتب |
Buralardaki Her serseri sabahtan akşama kadar ateş ederken olmaz. | Open Subtitles | ليس مع كل الحمقى الموجودين من طلوع الفجر الى الغروب |
Akıllı bir oyuncu Her zaman sağlam bir el tutmayı başarır ve önündeki Her fişe baktıkça aklını kaybeder. | Open Subtitles | اللاعب الذكي بامكانه أن يكسر قوة أوراق منافسه ثم يقوم بالهجوم و يفقد عقله مع كل فيش يظهر أمامه |
Her para çekilişinde, dikkat çekmeyecek ufaklıktaki bir para sözkonusu olacak. | Open Subtitles | مع كل عمليه سحب نقود نكسب أجزاء من الفلس تصعب ملاحظتها |
Bahsettiğim şey. Bunu ilk defa yaptığınız zamanki gibi dikkatli davranmanızı istiyorum. Her şeyi iki kez kontrol etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | هذا هو مقصدي, أريدكم أن تتعاملوا مع كل إقتحام أنه الأول بالنسبة لكم أريدكم أن تتأكدوا من كل شيء مرتين |
Sahip olduğumuz tüm bu güce rağmen, neden insanlar bu kadar acı çekiyor? | TED | مع كل القدرة التي في متناول أيدينا، لماذا لا يزال البشر يعانون بشدة؟ |
Eğer dünya bunu görseydi, son 30 yıldaki çalışmalarımız tüm zaferlerimiz, tüm kazançlarımız; | Open Subtitles | مع كل عملنا سوياً خلال 30 سنة, كل إنتصاراتنا لو رأى العالم هذا, |
Saygısızlık etmek istemem efendim ama bu şerefsizin kolunda yer belirleyici çip var. | Open Subtitles | مع كل أحترامي، يا سيدي هذا السافل لديه شريحة تحديد للموقع في ذراعه. |
Tamamı erkek olan araştırma ekibiyle bütün mahrem yerlerimi özenle paylaştım. | TED | فقد شاركت بمعاناة أجزاء جسدى الخاصة مع كل ذكور فريق التحقيق |
Siz Kusura bakmayın ama ne istediğimi gayet iyi bilirim. | Open Subtitles | مع كل الإحترام, ولكن وجدتُ نفسي أين يجب أن أكون |
Bu kadar paran varken, neden sürekli bir kayalıktan atlamak istermiş gibi duruyorsun? | Open Subtitles | مع كل هذا المال, لماذا دائما يبدو عليك كانك ستقذف بنفسك من المنحدر |
Şu anda olanlar valilik şeyi falan, şu anda konuşulmamalı. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد بأنى سأتذكر مع كل ما يحدث معنا حالياً |
Bununla beraber kurbanımızla ve sağdıçlarımız ile ilgili delil var. | Open Subtitles | رغم ذلك هناك أدلة لضحيتنا مشتبكة مع كل رجال العريس |
Merak ediyorum, geçen yıl olan onca şeyi göz önüne alırsak o deneyimi, karakterini şekillendirmek için kullanabildin mi? | Open Subtitles | اعتقد انني وصلت الى أتساءل مع كل ما حدث خلال العام المنصرم، هل كان قادرا على اتخاذ تلك التجارب |
Ruhani bir farkindalik icinde yetisirsek, biz kendimizi bu dunyadaki herseyle tanimlariz, boylece somuru olmaz | TED | عندما نترعرع في الوعي الروحي، نطابق أنفسنا مع كل ما هو في العالم، لذلك ليس هناك استغلال. |