ويكيبيديا

    "من مكان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir yerden
        
    • bir yer
        
    • yer var
        
    • bir yerlerden
        
    • yerinden
        
    • yerde
        
    • yerin
        
    • yerden bir
        
    • bir yere
        
    • bir yoldan
        
    • bir diyardan
        
    • yere yakın
        
    Ve bir yerden çıkarken o anda, geriye dönüp çoğunlukla ceplerinizi yokluyorsunuz. TED وهي اللحظة التي تخرج فيها من مكان ما وتستدير وتربت جيوب البنطال.
    bir yerden bir yere gitmek insanlarla tanışmak, serüven yaşamak. Open Subtitles التنقل من مكان إلى مكان .. أقابل الناس .. مغامرات
    Biliyor musun, sanırım kız bu... ve onu bir yerden tanıyorum. Open Subtitles تعرف، أعتقد ان هذة هى البنت وأنا أعرفها من مكان ما
    Bugün burada, okyanusun ortasında teknede duruyorum ve çalışmamın gerçekten önemli etkisini konuşmak için buradan daha iyi bir yer olamaz. TED أقف هنا اليوم على هذا القارب في عرض المحيط، وما من مكان أفضل من هذا للحديث عن تأثير عملي بالغ الأهمية.
    Anne, Sevgililer Günü kartlarımı koyabileceğim bir yer var mı? Open Subtitles هل من مكان لأضع فيه جميع البطاقات الغرامية التي بحوزتي
    Biraz uğraşıp, sana bir yerlerden birkaç yeni tel bulabilirim. Open Subtitles بإمكاني محاولة الحصول علي بعض الخيوط الجديدة من مكان ما.
    Kaza yerinden bir kurtarma helikopteriyle Sydney'deki büyük bir omurilik merkezine götürüldüm. TED تم نقلي جواً من مكان الحادث بواسطة هليكوبتر الإنقاد إلى وحدة عمود فقري محترمة في سيدني.
    35 kg ağırlığında ve bir yerden diğerine taşınması gerekiyor. Open Subtitles وزنه حوالى 75 رطلاً ويحتاج أن ينقل من مكان لأخر
    Peki neden sürekli, bir yerden başka bir yere seyahat ediyoruz? Open Subtitles و لما نرحل دوماً هنا و هناك من مكان لمكان ؟
    Bu para, düşündüğüne benziyor. ...ama bu başka bir yerden. Open Subtitles هذه القطعة تشبه التي تفكّر بها، لكنّها من مكان آخر.
    Ana su borusuna bakın. Tamamen farklı bir yerden evin içine giriyor. Open Subtitles انظري، انبوب الماء الرئيسي انه يدخل الى المنزل من مكان مختلف تماما
    Baban çok uzak bir yerden geliyor ve orada kalması gerekirdi. Open Subtitles والدك اتى من مكان بعيد جداً وكان عليه ان يبقى هناك
    bir yerden geldin ama bir başka yerde olmak istedin. Open Subtitles أنت أتيت من مكان ما وأردت أن تكون بمكان آخر
    Ya da ceset hortumun içine çekildi ve başka bir yerden buraya geldi. Open Subtitles إما هذا أو الجثة سُحِبت لداخل سحابة القمع وألقيت هنا من مكان آخر
    Ben devam et derim. Paranın illa bir yerden gelmesi gerekecekti, değil mi? Open Subtitles أنا أقول أمضي في الأمر المال لابد أن يأتي من مكان ما،أليس كذلك؟
    Sadece başka bir yerden yayılan sinyali güçlendirmek için kullanılan bir röle. Open Subtitles هذا مُجرّد إعادة بثّ يُستخدم لزيادة الإشارة التي تنطلق من مكان آخر.
    Güvende olmak için birkaç günde bir yer değiştiriyoruz artık. Open Subtitles إننا نتنقل من مكان لآخر كل يومين لكي نظل بأمان
    Banyo yapıp tıraş olabileceğim bir yer var mı? Open Subtitles هل من مكان حيث يمكنني الاستحمام والحلاقة؟
    bir yerlerden başlaman gerek, Santiago. Parası iyi sonuçta. Şikayet etmemen gerek. Open Subtitles عليك ان تبدا من مكان سانتياغة انها نقود جيدة , لا تتذمر
    Bir kalemi iş yerinden alıp, eve götürmek hakkında ne kadar kötü hissedersiniz, peki eğer bunu önemsiz bir para kutusundan 10 kuruş almakla karşılaştırırsanız? TED كم هو سيئ شعورك حيال أخذ قلم رصاص من مكان العمل، مقارنة بما هو سيئ شعورك حيال أخذ 10 سنتات من صندوق النقود ؟
    Kuru üzümlü ve yulaflı pasta aşkını git başka yerde gider! Open Subtitles سيكون عليكِ الحصول على البسكويت من مكان آخر، أيتها الفطيرة المجروشة
    Yani, çalıntı arabanla, o kadına yanlışlıkla çarptığın yerin birkaç kilometre yakınında. Open Subtitles على بعد ميل و اثنين من مكان اصطدامك بهذه المرأة بسيارتك المسروقة
    Dün gece beni Ruggsville yakınındaki bir yoldan aradı, Spaulding'in Yeri diye bir yerden. Open Subtitles لقد أتصلت بى ليلة البارحة من الطريق المجاور لروجزفيل من مكان أسمه سبولدنج
    Çünkü ona göre, bu, unutulmuş bir diyardan kalan ölü bir yadigardı, ta ki ona evleneceğimi söylediğim güne kadar. Open Subtitles لأنه كان أثر ميت من مكان منسي بالنسبة له, حتى اليوم الذي أخبرته فيه أنني سأتزوج.
    Bunların ikisi de elden ele araba paylaşma servisleri, çünkü araba paylaşmada ise yarayan iki şeyden biri araba müsait olmalı ve sizin olduğunuz yere yakın olmalı. TED كلتا الشركتين تقدم خدمات مشاركة السيارة بين نظيرين، لأن الشيئين الأساسيين لإنجاح مشاركة السيارة هما أولا توفر السيارة، وثانيا وجودها ضمن حي أو اثنين من مكان تواجدك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد