Daha önce nefesimi kesecek kadar yakışıklı birini hiç görmedim | Open Subtitles | أنا أبداً مَا رَأيتُ أي حاجة جميلة جداً هو سيُذهلُي |
Guy makyajlı halde birden eve geldi ki hiç böyle gelmezdi. | Open Subtitles | فجأة غاي دخل و المكياج لسة علية الي عمرة مَا عَمِلَها |
Sana yalan söyledim. Bu işi Daha önce hiç yapmamıştım. | Open Subtitles | لقد كَذبتُ عليك أنا أبداً مَا عَملتُ هذا قبل ذلك |
"O", kendisiyle asla konuşmayan bu kadının önünde soyunmaya hiç alışamamıştı. | Open Subtitles | أو مَا تَعوّدَتش على قلع ملابسها أمام هذه الإمرأةِ التي لمَ تتَكلّمَ معها |
Sadece Daha önce görmediği ve Daha sonra da hiç göremeyeceği erkekler istiyor. | Open Subtitles | هي مهتمّةُ فقط في الرجالِ بأنّها مَا رَأتْ قبل ذلك ولَنْ يَرى ثانيةً. |
Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama bence "Time Flies Tomorrow"dan Daha iyi. | Open Subtitles | إدي. أنا مَا إعتقدتُ بأنّني أَلْفظُ هذه الكلماتِ، لَكنَّه يَفِيقُ في الحقيقة يَطِيرُوقتَغداً. |
Peki ya sen? hiç kimseye bakmadığını mı iddia edeceksin? | Open Subtitles | أنت سَتُخبرُني أنت أبداً مَا نَظرتَ إلى أي شخص آخر؟ |
Benim de zor günlerim oldu ama hiç onun mükemmel olduğunu söylemedim. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، كَانَ عِنْدي أيامُ قاسيةُ وأنا مَا قُلتُ بأنّها كَانتْ مثاليةَ. |
hiç bu açıdan düşünmemiştim. Zaten bu akşamın amacı da bu. | Open Subtitles | حَسناً، أنا مَا فكّرتُ به ذلك الطريقِ، التي نقطةُ هذا المساء. |
Bu kez buraya kadar geldi. Bunu Daha önce hiç yapmamıştı. | Open Subtitles | انه جاءَ هنا هذا الوقتِ انه مَا عَملَ ذلك قبل ذلك |
Ve tüm hayatım boyunca, hiç gerçek bir kız arkadaşım olmadı. | Open Subtitles | وفي حياتِي الكاملةِ، أنا أبداً مَا كَانَ عِنْدي صديقةُ حقيقيةُ واحدة. |
hiç isminizi unutmaz veya çocuğunuzun ismini veya doğum gününüzü. | Open Subtitles | هو مَا نَسى اسمَكَ أَو اسم طفلكَ أَو عيد ميلادكَ. |
Sanırım, arkadaşlar arasında hayali rütbe görevlendirmesini nasıl ciddiye aldığının hiç farkına varmadım. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّني مَا أدركتُ كَمْ بجدية تَأْخذُ الرُتَب الخيالية خصّصتْ مِن قِبل أصدقائِكِ. |
Ben burada yaşarken hiç fark etmemişim, ama hiç de şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | وأنا مَا لاحظتُه متى هي كَانتْ تَعِيشُ هنا، لَكنَّها لَيستْ ذلك الإِهْتِمام. |
Seni Randy ile cidden hiç düşünmüyordum zaten, çocuk çok yakışıklı. | Open Subtitles | أنا مَا رَأيتُك حقاً بشبقِ على أية حال، هو وسيمُ سيئُ. |
"Karanlığın ağzı, taşdan dişler... asla ihtiyarlamayacaklar tarafından korunan... altın karna kadar boğazdan in." | Open Subtitles | فَمّ الظلامِ أسنان الحجارةِ أسفل الحنجرةِ إلى بطنِ الذهبِ تحرس بأولئك الذي مَا كَبروا في السنّ |
Bilse asla kabul etmezdi. | Open Subtitles | إذا هو عَمِلَ، هو مَا سَيكونُ عِنْدَهُ متّفقُ. |
Annem bana verdiği bir kariyer tavsiyesi, yüzünden Frasier'ı asla affetmedi. | Open Subtitles | الأمّ مَا سَبَقَ أَنْ غَفرتْ لفرايزر لبَعْض نصيحةِ المهنةِ أعطاَني. |
Aşağıya düşmediğimize bile şaşmak gerek. | Open Subtitles | أَنا مُفاجئُ نحن مَا سَقطنَاش خلال الأرضيةِ. |
henüz tanışmamış olsak da, bir çok ortak noktamız olduğunu hissediyorum. Bizi kimse anlamıyor. | Open Subtitles | ، بالرغم من أنَّ نحن أبداً مَا إلتقينا ، أَحسُّ أن لدينا الكثير من الاشتراك لا أحد يَفْهمُنا |
On aydır buraya geliyorum ve hâlâ hiçbir problemimi... - ...konuşmadık. | Open Subtitles | أنا أَجيءُ هنا عشَر شهورِ و نحن مَا ناقشنَا مشكلتَي مرّة. |
Onun olumsuz birşey yaptığını görmedim. Benim sözüme güvenebilirsiniz. | Open Subtitles | أنا أبداً مَا عَرفتُ عنه بأنّ يَرتكبُ شرّاً . أنت يَجِبُ أَنْ تَأْخذَ كلمتَي. |