| Hayatımızı böyle kazanıyoruz. İlüzyon önemlidir. | Open Subtitles | إنّها الطريقة التي نكسب العيش بها، الخِداع البصريّ مُهمّ. |
| - Hepsi önemlidir zaten özellikle de dosyanın üzerinde adı yazanlar. | Open Subtitles | -كُلُّ واحدٍ منهم مُهمّ ، خاصّةً الشخص الذي يحمل اسمه الملفّ. |
| Bugün törende sanki başka bir yerde daha önemli bir işi varmış gibiydi. | Open Subtitles | اليوم في المراسم بدا وكأنّ لديه مكان آخر مُهمّ يجب أن يكون فيه. |
| Açıklamak istediğim çok önemli bir tüzükte bana danışmanlık yapmayı kabul etmişti. | Open Subtitles | لقد وافقت على الإستشارة لي على جزء تشريع مُهمّ أكشف النقاب عنه. |
| Bunu zaten konuştuk. Bizim için önemli olan insanlar zaten biliyor. | Open Subtitles | تحدّثنا حول هذا بالفعل، كلّ شخصٍ مُهمّ إلينا يعرف مسبقاً. |
| Seninle vakit geçirmek için Zach. Aile önemlidir. | Open Subtitles | لأقضى بعضٌ من الوقت معكَ , (زاك) التواصل الأسري ، أمر مُهمّ. |
| Fakat Hollanda sınırındaki hastanemizde ameliyat asistanı... olarak önemli bir görev var. | Open Subtitles | لكن هناك منصب مُهمّ كمساعدة في الجراحة .. في مستشفانا على الحدود الهولنديّة. |
| Ben Almanya'da çok önemli bir yapımcıyım. | Open Subtitles | أنا مُسجّل تنفيذي مُهمّ للغاية من ألمانيا. |
| Yapması gereken önemli bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ذلك لمْ يكن من طبيعتها. قالت أنّه كان لديها شيء مُهمّ لتفعله. |
| Bu görüşmeyi yapmamı başsavcı bizzat rica ettiyse önemli bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّ هذا أمر مُهمّ للغاية ليقوم النائب العام شخصيّاً بأمري بعقد هذا اللقاء. |
| Sophie, gelsene. Sana önemli bir şey sormak istiyoruz da. | Open Subtitles | تفضّلي، نود أن نسألكِ شيئًا نوعًا ما مُهمّ. |
| Bunun anlamı, 19-20 tanesi aynı yönü işaret ediyorsa çok önemli ve muhtemelen doğru olduğudur. | Open Subtitles | هذا يعني إذا كان هناك 19 من أصل 20 يشيرون إلى نفس اﻹتجاه، فهذا مُهمّ للغاية. |
| Bu belgeleri bana imzalatmak, senin için çok önemli olmalı, öyle değil mi? | Open Subtitles | إذن، لابدّ أنّه مُهمّ جداً لكِ توقيعي على هذه الإستمارات، صحيح؟ |
| Dükkanın senin için önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ متجرك مُهمّ بالنسبة لك. |
| O, koloni için önemli. | Open Subtitles | هو مُهمّ للمستعمرة. |
| Ve bu benim için önemli. | Open Subtitles | وذلك مُهمّ بالنسبة لي. |