Burada dilediğin kadar kalabilirsin. Bi garson olmak kolay değildir.. | Open Subtitles | يمكنك أن تبقى طالما تريد ليس من السهل أن يكون نادل .. |
Kendisi "Karaoke Kulübü"nde garson. Bize neler olduğunu anlatacak. | Open Subtitles | نادل في نادي الكاريوكّي، والذي سيخبرنا تماما ماحدث |
ve bir garson kadar para kazanır. | Open Subtitles | في قروض الدراسة، ويجعلونها تقدر حوالي على قدر نادل. |
Konuştuğumuz her fahişe, barmen, sorgulanmışlar bile. | Open Subtitles | كل عاهرة تحدثنا معها, كل نادل قد إستجوبته الشرطة |
Ben de gideyim. Eşim beni bir garson için bıraktı. | Open Subtitles | قد أذهب أيضاً، تركني مرافقي من أجل نادل القريدس |
Los Angeles'ta garson bulamaz mıyım? | Open Subtitles | نعم. أنا لا أستطيع إيجاد آخر نادل في لوس أنجليس؟ |
Keşke garson uçağın altına bir takoz koysaydı. | Open Subtitles | يجب أن نحضر نادل ليلقي بعلبة أعواد ثقاب تحت الطائرة |
Randy, neden sadece... garson olmayı düşünmüyorsun? | Open Subtitles | راندي، لم لاتقبل بوظيفة مساعد نادل في مطعم كراب شاك؟ |
Eğer gerçekten yardım etmek istiyorsan, şu aptal işlerle uğraşmayı bırak ve garson ol. | Open Subtitles | اذا اردت المساعدة فعلاً فعليك الكف عن محاولة القيام بهذه الأعمال الجنونية والعمل كمساعد نادل فحسب |
Eğer listemdeki herşeyi silmek istiyorsam, sana benim yanımda ihtiyacım var, garson olarak değil. | Open Subtitles | اذا كنت أريد شطب كل السيئات عن لائحتي فسأحتاج اليك برفقتي وليس في عملك كمساعد نادل حقاً؟ |
Shenzhen'den buraya bir garson için mi geldin? | Open Subtitles | أنت أتيت الى هنا من أجل نادل يوجد الكثير منهم في شينزن |
West Village'da çalışan bir garson, nasıl olur da büyük bir CEO gibi böyle bir bilgiye ulaşabildi? | Open Subtitles | كيف أن نادل فى القرية الغربيّة حصل على نفس المعلومات الداخليّة كمدير تنفيذى كبير؟ |
Elimizde sadece asabi ve bağımlı bir barmen var. | Open Subtitles | كانوا سيفعلون لدينا نادل حانة مدمن ويرتعش |
İlk başta barmen yardımcılığı gibi olacak, ama iyi iş çıkarırsan devamı gelebilir. | Open Subtitles | إنه فقط نادل مساعد في بادئ الامر لكننا سنحظى بوقت جيد, وسيبقي هذا الأضواء مشتعلة |
barmen, bana bir içki ver! | Open Subtitles | مهلا ، مهلا ، مهلا ، نادل أحصل لى على شراب |
Ben garsonum, insanlar bana açılabileceklerini hissediyorlar. | Open Subtitles | أنا نادل ويشعر الناس أنه يمكنهم مصارحتي. |
Amerika'da böyle bir garsonu nerde bulabilirsin? | Open Subtitles | أين سوف تجد نادل من هذا القبيل في الولايات المتحدة؟ |
Genius barmeni ekrandakileri nasıl büyülteceğimi gösterdi ama unuttum bile. | Open Subtitles | وأظهرت لي عبقرية نادل كيفية زراعة الأشياء، ولكن لقد نسيت. |
Boya kokuları ve kendini Blake Shelton sanan çıplak gezinen ayarsız bir barmenle uyanmaktan rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | انا منزعجة لاني استمر بالاستيقاظ علي ابخرة مواد الطلاء والمغازلات من نادل لا يرتدي قميصا والذي يظن نفسه بليك شيلتون |
Burada istediğiniz kadar kalabilirsiniz. garsonluk kolay bir iş değildir. | Open Subtitles | يمكنك أن تبقى طالما تريد ليس من السهل أن يكون نادل .. |
-Evet, ben de barmenim ve başkalarının sinir krizleriyle uğraşmaktan yoruluyorum. | Open Subtitles | أنا نادل حانه وانا اصبح متعباً جداً من التعامل مع أعصاب الناس |
Tam daha fazlasını kaldıramayacak hâle geldiklerinde... ..bir komi elinde dolu bir tepsiyle belirecek. Ne ile mi? | Open Subtitles | وعندما يصلون إلى مرحلة لا يتحملون فيها ذلك يمر نادل يحمل صندوق مليئ بماذا؟ |
Sonra çevredeki en güzel barmenin burada olduğunu duydum. | Open Subtitles | على كل حال ، سمعت أن هذا المكان الذي سأجد فيه أجمل نادل في الولاية |
Hey, Randy, eğer iş arıyorsan, garsona ihtiyacımız var. | Open Subtitles | راندي ان كنت تبحث عن عمل فنحن بحاجة الى مساعد نادل |
Bir garsonun bilmesi gereken şey müşterinin her şeyden önce geldiğidir. | Open Subtitles | عندما تكون نادل, يجب عليك دائماً ان تعلم ان الزبون يأتي أولاً |
Nerede olabilir falan gibi şeyler ama o zamanlar sıradan bir barmendim sadece. | Open Subtitles | أين قد تكون أشياء كهذه، ولكن كنتُ مُجرّد نادل آنذاك. |
Bize yaptığımız işten dünyanın çoktan vazgeçtiğini söylerken ipuçları bizi Virginia'daki bir barmene götürdü. | Open Subtitles | ولكن عندما كان يقودها على درب إلى نادل في ولاية فرجينيا ، ويتخلوا عن ، مثلما يفعل العالم قد تخلت عنها. |
kominin sesi güzeldi, bunu inkar edemezsin. | Open Subtitles | انت يجب الاعتراف بأن نادل كان حقا صوت جميل. |