Bu çocukların okula geldiğinden emin olmak için birçok çalışma başlattık. | TED | بدأنا بمشاريع عدة فقط لكي نتأكد بأن الطفل يأتي إلى المدرسة |
Gerçek şu ki, silahı yokettiğimizden emin olabilmek için, önce onu bulmamız gerek. | Open Subtitles | الحقيقة هى أننا يجب أن نتأكد من تدمير السلاح، بجل أن نجده أولاً |
Gazı serbest bırakmak için başka bir yol bulduğumuzdan emin olmadan, olmaz. | Open Subtitles | لا تفعل إلا بعد أن نتأكد أن هناك طريقة أخرى لاطلاق الغاز |
Brindisi'ye giden gemiyi kontrol edeceğim. Siz de onları gören olmuş mu soruşturun. | Open Subtitles | سوف نتأكد من القوارب الذاهبة إلى برنديسي, و نسأل اذا أقلوهم إلى هناك |
Her neresi olursa bizi bulma sansı olmadığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نتأكد أنها لا تملك أي فرصة للعثور علينا |
Sanırım emin olmak için, hiper uzaydan çıkıp bir kaç test yapmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أننا يجب أن نغادر الفضاء الفوقي، ونقوم ببعض الاختبارات لكي نتأكد |
Onun daha önce yapılmayan bir şey olduğundan emin ol. | Open Subtitles | وان نتأكد انه شيئ لم يمر بكن من قبل ابداً |
İnsanların şeytana uyup Tanrı dışında başka cevaplar aramamalarından emin olmak zorundayız. | Open Subtitles | وعلينا أن نتأكد من أنهم لن يبحثون .عن الإجابات خارج هذه الكنيسة |
Birbirimize sarılıp ikimizin de aynı şeyi istediğine emin olmaya ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك ان نجتمع فى المستقبل و نتأكد اننا على وفاق ؟ |
Evet, bugün orada LAPD'nin bizim soruşturmamızla ilişkin olduğuna emin olmak zorundaydık. | Open Subtitles | نعم، كان يجب أن نتأكد بأن الشرطة كانت مستيقظة اليوم بخصوص تحقيقنا. |
İşte bu yüzden, bunun doğru ellere geçtiğinden emin olmalıyız. | Open Subtitles | لذلك علينا أن نتأكد من إعطائها للأشخاص الصحيحين, كما تعلون |
Ama emin olana kadar Cate'e söylemeni gerektirecek bir sebep yok. | Open Subtitles | لكن ليس هناك سبب لي تقول أي شيء لكيت حتى نتأكد |
Etraf ceset dolu..bu etleri yemek istediğine emin misin ? | Open Subtitles | الجثث كثيره و يجب أن نتأكد من أين هذا اللحم |
Kurbanın kimliğini belirlemek için ayakkabının ona ait olduğundan emin olmalıyız. | Open Subtitles | لنتعرف على الضحية يجب أن نتأكد إن كان هذا هو حذائهُ |
Bütün iletişim hatlarımızın güvende olduğundan emin oluncaya kadar telefonlarımızı ve bilgisayarlarımızı kullanmayacağız. | Open Subtitles | لن نستعمل هواتفنا أو حواسبنا حتى نتأكد كلياً بأن كل خطوط الاتصال آمنة. |
Neden öldürmediğini merak etmek yerine öldürmeyeceğinden emin olalım, olur mu? | Open Subtitles | بدلا من التسائل لما لم تقتله دعينا نتأكد بالا تفعل حسنا؟ |
Diğer odaları da kontrol edip, bunun tek olduğundan emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نتفقد باقي الحجرات حتي نتأكد أن هذه هي الوحيدة |
Bu genç adamlara küçük çiftliklerinden yeterli parayı kazanmayı sağlamalıyız kendilerine bir hayat kurmaları, gelecek sahibi olmaları için. | TED | لابد من أن نتأكد بأن هؤلاء الشباب في مزارعهم الصغيرة يستطيعون جني المال الكافي لبناء حياتهم لصنع مستقبلهم. |
Böylelikle dikkati manipüle edebiliyoruz ve bizim dediklerimizi yapıp yapmadıklarını teyit ediyoruz. | TED | ويمكننا بتلك الطريقة أن نتلاعب بانتباهم وأن نتأكد أن المشاركين ينفذون بالفعل ما نقوله. |
Sana istediğini verdiğimizde bizi öldürmeyeceğini nerden bileceğiz? | Open Subtitles | كيف نتأكد أنك لن تقتلنا بمجرد أن نمنحك ما تريد؟ |
--bu bilgileri doğrulayana kadar, restoranın adını vermeyeceğiz. | Open Subtitles | حتى نتأكد من كل هذا, لن نصرح عن اسم المطعم |
Marwan'ın içeride olduğunu öğrenene kadar kendimizi gösterme riskine giremeyiz. | Open Subtitles | .لا يمكننا المخاطرة بكشف أنفسنا حتى نتأكد أنه هناك |
Bina içinde emniyette olmanızı sağlarız binanın çevresinde de adamlar bulunur. | Open Subtitles | لذلك يجب أن نتأكد من تأمين الداخل بمجموعة من الرجال خارج موقعك ثم نقوم بمعركتنا |
Yarın akşam senle ben dışarı çıkalım ve onun da öğrenmesini sağlayalım. | Open Subtitles | أنا وأنت تخرج ليلة الغد، ونحن نتأكد من معرفة حول هذا الموضوع. |
Hiçbir şey çalınmayacak Sadece farenin, peynirin peşinden gitmesini sağlayacağız | Open Subtitles | نحن فقط نريد أن نتأكد أن الفأر يذهب وراء الجبنة |
ve biz onların pazara sürülmeden önce test edildiğinden ve ! | Open Subtitles | و نحن نتأكد من أنّه تم اختبارها و وُجِدَ أنّها آمنة |
Salı günü başka bir işim olup olmadığına bir bakayım. | Open Subtitles | اسمحوا لي أن نتأكد أنا لا أفعل أي شيء الثلاثاء. |
Değişikliğin şartlarımıza uygun olmasını sağlamak zorundayız. | TED | يجب أن نتأكد من أن يحدث التغيير بشروطنا. |
Dinleyin, madem sıcak suya sahip olduk akmasına devam etmeyi sağlamamız ve yemeğimizle yasadışı maddeleri midemizde tutmaya devam etmemiz gerek. | Open Subtitles | الآن بما اننا نملك الماء الحار علينا ان نتأكد بأن يبقى على ذلك ودعونا نحفاظ على الغذاء |
- Yakıtları olabilir. - Bir bakalım. | Open Subtitles | ربما يكون لديهم بعض الوقود دعنا نتأكد منه |