Bugün, sigara içmeyen kadınların, sigara içmeyen erkeklere kıyasla üç kat daha fazla akciğer kanserine yakalanma riski taşıdığını biliyoruz. | TED | وما نعرفه اليوم هو أن النساء غير المدخنات أكثر عرضة بثلاث مرات للإصابة بمرض سرطان الرئة من الرجال الغير مدخنين. |
İlginçler, güzeller ve onlar hakkında çok az şey biliyoruz. | TED | وغريبة أيضًا وجميلة كذلك، ما نعرفه عنها يعتبر قليلًا جدًا. |
Ne yazık ki, galiba tanıdığımız başka bir adamı düşünüyordum. | Open Subtitles | لسوء الحظ، أظنني كنت أتحدث عن شخص آخر كنا نعرفه. |
Bildiğimiz şey şu ki depresyon tedavi edilebilir ve intihar önlenebilir. | TED | لكن هناك شيء واحد نعرفه أنه يمكننا معالجة الاكتئاب وتجنب الانتحار. |
Onu daha çok orta seviye bir uyuşturucu kaçakçısı olarak tanıyoruz. | Open Subtitles | ما نعرفه عنه أساساً هُو أنّه مُهرّب مُخدّرات من الدرجة المُتوسّطة. |
Böylece bugün biliyoruz ki, ben başladığım zaman bilim tarafından tamamen imkansız olduğu düşünülen şeyleri yapma kapasitesine sahipler. | TED | وذلك ما نعرفه اليوم، إنها قادرة على أداء ما كان يعتقد بأنه من المستحيل تماما من خلال العلم عندما بدأت. |
Yani diğer bir değişle, pişmanlık hakkında neredeyse Bildiğimiz her şeyi finansı inceleyerek biliyoruz. | TED | لذا بعبارة أخرى، معظم ما نعرفه فى معرفتنا بالندم من دراسة الوضع الإقتصادي. |
Savaştan 10 yıl sonra bu kadınlar hakkında ne biliyoruz? | TED | مالذي نعرفه عن المرأة بعد عشرة اعوام من الحرب؟ |
Ve böyle yaparak, sahiden bir mamut ve Asya Fili arasındaki farkları ayırt eden küçük noktaları elde edebiliyoruz. peki o zaman bir mamut hakkında neler biliyoruz? | TED | وبفعل هذا، يمكننا الحصول على جميع النقاط الصغيرة التي تمّيز بين الماموث والفيل الآسيوي، مالذي نعرفه إذاً عن الماموث ؟ |
Şunu biliyoruz ki, bir görevi öğrenmeye çalıştıktan sonra uykunuzu alamazsanız o görevi öğrenme yeteneği paramparça oluyor. | TED | ما نعرفه هو أنه، بعد أن تحاول تعلم مهمة، وتحرم الأفراد من النوم، فإن قدرتهم على تعلم المهمة تتحطم. |
Şunu biliyoruz ki bizim işleyişimiz açısından bu çok önemli. | TED | ما نعرفه ان هذا مهم جدا للطريقة التي نعمل بها, ايس كذلك؟ |
Ve tanıdığımız herkesin önünde, canlı seks performansı yaptığım gün. | Open Subtitles | واليوم الذي أديت فيه عمل إثاري أمام جميع من نعرفه |
Her ikimiz de tanıdığımız insanlardan hiçbirine uymayan bu etiketler karşısında şaşırıp kaldık. | TED | ودهشنا كلينا بالعناوين التي كانت تطلق من كلا الطرفين والتي لا تنطبق على أي منها .. ولا على أي شخص من طرفنا نعرفه |
Noel geliyor, tanıdığımız herkese bir çok hediye alıyoruz. | TED | عيد الميلاد قادم، ربما نشتري أيضا هدايا كثيرة لكل شخص نعرفه. |
Dünya'da, sıfırdan bir yaşam formu yaratmayı denemek için harika deneyler yapılıyor. Bildiğimiz DNA formlarından çok farklı olabilecek türden bir yaşam. | TED | يجري القيام بها في محاولة لخلق الحياة من نقطة الصفر، قد تكون مختلفة جداً عن أشكال الحياة ذات الحمض النووي الذي نعرفه. |
Birçok insan 3B baskının Bildiğimiz şekliyle üretimin sonunu getireceğini düşünüyor. | TED | يعتقد الكثير أن الطباعة الثلاثية الأبعاد ستكون نهاية التصنيع كما نعرفه. |
Onu tanıyorum. Hepimiz tanıyoruz. İntikamcı çizgimize ilk o ilham oldu. | Open Subtitles | حسنٌ، أنا أعرفه، إننا نعرفه جميعًا لقد ألهم أول منتقمة بيننا |
Ama onu tanımıyoruz değil mi? Sosyal anlamda. | Open Subtitles | لكننا لا نعرفه , على الصعيد الاجتماعي كما أقصد |
Sorunun eskisinden daha da kötü hale gelmesinin nedeni, 1998 yılında evren hakkında daha önce bilmediğimiz temel bir şey daha öğrenmiş olmamız. | TED | السبب الذي جعل المسألة تسوء ، بدلاً من أن تتحسن، أنه في عام 1998 تعلمنا شيئا مصيريا عن الكون لم نكن نعرفه من قبل. |
Bir kamyonetin olduğunu bilmek harika; ama herkesin ne düşündüğünü bilmemiz gerek, işte o zaman oldukça karışık bir problem hâline geliyor. | TED | معرفة أن هذه شاحنة نقل، رائع، لكن ما يجب حقا أن نعرفه هو ما يفكر به كل شخص، لذا أصبحت مشكلة معقدة. |
Bu adamlar hakkında tek bildiklerimiz 30 yaşın altında olmaları, | Open Subtitles | إذاً كل ما نعرفه عنهم هو أنهم دون سن الثلاثين |
Bu zırvalığı çalma, dostum. Hepimizin bildiği bir şey çal. | Open Subtitles | لا تشغل هذه الأغنية اللعينة يا أخي شغل شئ نعرفه |
Evet, siz bize kapıyı açıp bildiklerinizi anlatın biz de kendi bildiklerimizi anlatalım. | Open Subtitles | أجل، لذا افتح الباب فحسب وأخبرنا بما تعرفه، وسنخبرك بما نعرفه نحن موافق؟ |
Kimler veya neler, bilmiyoruz ama yaşıyorlarsa, ki yaşıyorlar beslenmeleri de lazım. | Open Subtitles | من خلال شيء ما أو من شخص ونحن لا نعرفه لكن هم أحياء , ويعيشون ويعملون ومن ثم يتوجب عليهم الاكل |
Tıpkı bildiğimizi sandığımız kozmos gibi bu da gizemlerle doluydu. | Open Subtitles | و تماماً كالكون الذي ظننا بأننا نعرفه كان مليئاً بالغموض. |
Bu, yine de tanımadığımız bir erkeğin kamyonetine binebileceğin anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | مازل هذا لا يعني أن تدلُف إلى سيارة فتى لا نعرفه. |
Sadece birkaç gündür tanıyorduk, ...ama sanki onu gerçekten tanıyor gibiydik. | Open Subtitles | ولكننا نحس وكأننا نعرفه جيداً إيستر عارضة أزياء ميلبورن |
Dennison özgür bir adamın yapabileceği kim bilir ne boklar yiyordur. | Open Subtitles | علي جعله رجل حر يفعل مالا نعرفه الي من لا نعرفه |