ويكيبيديا

    "واجبي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • görevim
        
    • işim
        
    • ödevimi
        
    • görevimdi
        
    • işimi
        
    • görev
        
    • vazifem
        
    • görevimdir
        
    • ödevim
        
    • Görevimi
        
    • görevimin
        
    • vazifemdir
        
    • olarak
        
    • gerekiyor
        
    • yükümlülüğüm
        
    Eğer sayma tam bitmeden ikinizden biri durur veya dönerse, ...benim görevim hoş olmasa da onu vurmak olacak. Open Subtitles إذا توقف أي رجل أو استدار قبل اكتمال العد سوف يكون من واجبي المقيت ان أطلق النار على قدميه
    Albay, Başrahibimizin bulaşıcı kolera hastalığı yüzünden öldüğünü size söylemek benim görevim. Open Subtitles عقيد, هو واجبي لإعْلامك مسبّقنا أخذوا منّا من قبل مرض معدي, كوليرا
    Benim görevim sana hizmet etmek, senin görevin ise beni korumak. Open Subtitles لقد قبلتك كزوج لي من كل قلبي. والآن، حان واجبي لخدمتك.
    Ve benim işim ailemizi kurmak onun işi de aynen bunu söylüyor. Open Subtitles ،وإنهُ من واجبي أنّ آتي بنيّةٍ لعائلتنا .وواجبهُ أن يفعلَ ما آمره
    - Öylece teslim olamazsınız. - Adamlarımı kurtarmak benim görevim Open Subtitles أنك لا تستطيع الان ان تستسلم انه واجبي لإنقاذ الرجال
    Lily'nin bir buçuk haftaya kadar iki buçuk kilo alması lazım ve benim görevim de bunu başarmasını sağlamak. Open Subtitles يجب على ليلي أن تزيد خمسة باوندات في أسبوع و نصف و من واجبي أن أساعدها على القيام بذلك
    Araştırma yapıyorum ve görevim, Malakian ailesinin hareketleri hakkında bilgi toplamak. Open Subtitles أَنا في مهمة و واجبي أَنْ أخبرهم عن نشاطات عائلة مالاكان
    Kızını, annesinin dininin savunucusu olarak yetiştirmenin, benim görevim olduğunu varsayıyorum. Open Subtitles ..اعتقد انه من واجبي بذلك, أن أهدي الأبنة الى إيمان الأم
    Hayır, benim görevim masum bir kişiyi seri katil olmakla suçlamamaktır. Open Subtitles كلّا، إنّما واجبي قطع الشك باليقين قبلما أتّهم بريئاً بكونه سفّاحاً.
    Kesinlikle, ama elimden elenin en iyisini yapıyorum, bilirsin, etik olarak görevim... Open Subtitles على الاطلاق ولكن سأحاول بكل جهدي كما تعلم، من الناحية الأخلاقية، واجبي
    Bir kargaşanın baş gösterdiğine dair sebebim varsa ve onları durdurmadığım takdirde sorun çıkacağı söylenmişse görevim onları durdurmaktır. Open Subtitles إذا كان لدي سبب للأعتقاد بأنه ستحدث عمليات شغب وعندما يخبرني شخص ما بأنه ستحدث مشاكل فمن واجبي وقفهم
    Baban ortada yokken, sana göz kulak olmak benim görevim biliyorsun, değil mi? Open Subtitles طالما ان والدك بعيد فمن واجبي الاعتناء بك انت تعلم هذا أليس كذلك؟
    Baban ortada yokken, sana göz kulak olmak benim görevim biliyorsun, değil mi? Open Subtitles طالما ان والدك بعيد فمن واجبي الاعتناء بك انت تعلم هذا أليس كذلك؟
    İşim çocuklara bakmak, onlar da sizinle olmak istemiyor! Open Subtitles من واجبي رعاية هؤلاء الأطفال وهم لا يريدون أن يكونوا معك
    İşim bunu aksamadan yürütmek. Bu da onu güvende tutmak demek oluyor. Open Subtitles واجبي ان تسير الامور على مايران وان تظل هي بأمان
    ödevimi yapıyordum ve bebek kanepeden kaydı. İki dikiş atıldı! Open Subtitles كنت أحل واجبي المدرسي و انزلقت هي من على الأريكة
    Bana öğretilen ilk şey, onlara olan görevimdi. Open Subtitles إنه من واجبي أليهم كان أول شئ فعلته أبداً
    Gerçek bir bilim adamı gibi işimi iyi yapmaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا عالم وقور أحاول بحيرة ان أؤدي واجبي قدر المستطاع
    Bu benim kuralım efendim. Sadece görev başındayken içki içerim. Open Subtitles أنه قاعدة لىّ ، انا فقط أشرب اثناء تأدية واجبي
    benim vazifem, haftada bir kere, Doğu sokağında yaşayan Rahibe Lassiter, Bledsoe Avenue da yaşayan Rahibe Wıllıamson, ve Oberlin Yolu nda yaşayan Anne Lathers i ziyaret etmekti. TED كان واجبي على الاقل مرة في الاسبوع زيارة الام لاسيتر اللتي تعيش في الشارع الشرقي, الام ويليامسن اللتي تعيش في جادة بليدسو, الام لاذر اللتي تسكن على طريق اوبرلين.
    Kızlarımızın güzel görünmesini sağlamak, cephedeki cesur askerlerimize karşı görevimdir. Open Subtitles إنه واجبي تجاه.. فتياننا الشجعان على الجبهة أن أبقي نسائهم في الوطن جميلات
    Devamını istiyorsan, sonraki ödevim... UğultuluTepeler. Open Subtitles واجبي الدراسي التالي هو عن مرتفعات وثيرينغ
    16 yaşında, ben de Görevimi yapıp Birleşik Devletler Orman Hizmetleri'nde çalışmaya başladım. Open Subtitles لذلك في سن ال 16، فعلت واجبي وبدأتالعمل لخدمة الغابات في الولايات المتحدة.
    Ve şirket hayatımı kurtarınca, benim tek görevimin de şirketi kurtarmak olduğunu farkettim. Open Subtitles و بما أن الشركة أنقذت حياتي أظن بأن واجبي هو أن أنقذ الشركة
    Ve sana bildiğim her şeyi anlatmak Hiristiyanlık vazifemdir. Open Subtitles وهذا هو واجبي كمسيحي أن أقول لكم كل شيء أعرفه
    Şunu söylemeliyim ki, bu organizasyonun tam olarak ihtiyacı olan şey bu. Open Subtitles ومن واجبي أن أخبرك بأن ذلك ما كانت المؤسسة تحتاج إليه بالضبط.
    Olabilir. Ama lonca başkanı olarak bu tür sorunları çözmem gerekiyor. Open Subtitles ربما لكن كرئيس للنقابة فإنه من واجبي ان انشغل بهكذا مشاكل
    Konseye olan yükümlülüğüm başka bir yerde olmamı gerektiriyor. Open Subtitles ماذا كان يفعل على الأرض يتطلب واجبي نحو المجلس التواجد في مكان آخر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد