Gördüğün üzere tam zamanında yeni ejderhalarla geldim tıpkı Söz verdiğim gibi. | Open Subtitles | كما ترى، أحضرت دفعة جديدة من التنانين في الموعد تماما كما وعدتك |
Sana Söz verdiğim paranın iki katı. İşte iki milyon Sestertius. | Open Subtitles | ضاعف المبلغ الذي وعدتك به مليوني سيسترسيس |
Fakat okları göğsüne saplayan kişi benim. İntikamını alacağına söz vermiştim. | Open Subtitles | إلّا أنّي ناشبة تلك السهام في صدرها، لقد وعدتك بأخذ ثأرك. |
Sana söz vermiştim. Almasam daha iyi olur. | Open Subtitles | أريد منك أن تأخذ هذا لقد وعدتك بها من قبل |
Hayır, bahsetmedim, kimseye bahsetmedim. Söylemeyeceğime dair sana söz verdim. | Open Subtitles | كلا,لم أفعل.ولم أخبر أي أحد لقد وعدتك بأني لن أفعل |
Orada olacağım, sevgilim. söz veriyorum. Orada olacağım. | Open Subtitles | سوف اكون هناك ياحبيبتى, لقد وعدتك, سأكون هناك |
Bu sana Söz verdiğim özel geceye pek benzemiyor değil mi? | Open Subtitles | هل هذه هي الليلية الحميمية التي وعدتك بها ؟ |
Tatlım, sana Söz verdiğim ama onun yerine gidip çocukları almak zorunda kaldığımız egzotik ada tatilini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكرين عزيزتي، كيف وعدتك أننا سنذهب لإجازة في جزيرة |
Kesinlikle. Söz verdiğim gibi tam dokunulmazlık alırsın. | Open Subtitles | بالطبع ، سوف تحصل على حصانة كاملة كما وعدتك |
Bak, rütbe yükseltmeden bahsetmişken... ..Söz verdiğim gibi, senin belgeleri Başkan'a yolladım. | Open Subtitles | بالحديث عن الترقيات ، أرسلت طلب ترقيتك كما وعدتك |
Söz verdiğim gibi fotoğrafını gönderiyorum. | Open Subtitles | أرسلت إليك الصورة التى وعدتك بها لتعلم أنى أفكر دوماً بك |
Sana gelinliğin için Söz verdiğim kumaşı getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرت لك القطن الموصلي الذي وعدتك به لفستان زواجك |
Arabayı kullanmana izin verceğime söz vermiştim. | Open Subtitles | بما أخبرتك يا راي؟ وعدتك بأن تقود، وها أنت بم أخبرتك يا راي؟ |
Kullanabileceğine dr söz vermiştim. | Open Subtitles | بم أخبرتك يا راي؟ وعدتك بأن تقود،وها أنت |
Hey, sana müthiş bir şey söz vermiştim, asla unutamayacağın bir şey. | Open Subtitles | انا وعدتك انك سترى شئ مذهل شئ لن تنساه طوال حياتك |
Zaten yüzlerce kez, bunu birdaha yapmayacağıma dair sana söz verdim. | Open Subtitles | لقد سبق وأن وعدتك مئات المرات أني لن أفعلها مرة أخرى |
Ayrıca seni yemeğe ve sinemaya götüreceğime dair söz verdim. | Open Subtitles | و وعدتك أنِ سأخذك الي عشاء و لـ مشاهدة فيلم |
Önce söz veriyorum En yüksek dağa tırmanacağım | Open Subtitles | لقد وعدتك أولاً بأني سأتسلق الجبال العالية |
Bitirince okumanıza izin vereceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | فقد وعدتك بإقراضها لك بعد أن أنتهي من تصميمها. |
Doğduğun zaman sana bu sözü vermiştim oğlum. | Open Subtitles | هذا هو الوعد الذي وعدتك به عند الولادة ، يا أبني |
Sana sadakat sözü verdim... sana dünyaya hükmedecek bir ordu sözü verdim... sen bana -tatmin olma- sözü verdin! | Open Subtitles | لقد وعدتك بالولاء لك لقد وعدتك بجيش كي تحكم العالم وأنت وعدتني بأن أحقق انتقامي منها |
Hayır demeye söz verirsem, teklif edeceğine söz verir misin? | Open Subtitles | هل تعدني بأنك ستفعل ذلك إذا وعدتك بأني سأقول لا؟ |
Charles ve Rafe barbeküde onlarla yememi istemişlerdi ama ben onlara yapamayacağımı, çünkü sana sözüm olduğunu söyledim. Bu kadar eğlenme. | Open Subtitles | أتعلم أن تشارلز هاميلتون وريف كالفيرت طلباني للشواء لكني أخبرتهما بعدم استطاعتي لأني وعدتك |
Yaklaşık 10 sene önce, sana böyle bir günün geleceği sözünü vermiştim. | Open Subtitles | تقريبا 10 سنوات مضت الآن وعدتك أن يوما كهذا سيأتي |
Buyurun, Tribün, Sözümü tuttum. | Open Subtitles | اليك بهذا ايها التربيون تماما كما وعدتك. |