ويكيبيديا

    "وقتُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zamanı
        
    • vakti
        
    • vaktim
        
    • zamanım
        
    • vaktimiz
        
    • zamanımız
        
    • vakit
        
    • zamanın
        
    • vaktin
        
    • saati
        
    • an
        
    • vakitleri
        
    Oyun zamanı. Yarın yalvarıyor olacaklar. Boşver. Open Subtitles وقتُ اللعب هم سيستجدوننا غداً ضِعْهم فوق
    Hayal dünyamızdan çıkma zamanı geldi. Open Subtitles انه وقتُ ظَهرنَا من عالمنا مِنْ التخيلاتِ.
    Tabii ki değil. Sadece seni susturmak için söylüyorum bunu. Uyuma vakti. Open Subtitles بالطبع لا، كنتُ أقول هذا لكي أجعلك تصمت، فقد حان وقتُ النوم
    Özür dilemem gereken çok şey var ama fazla vaktim yok. Open Subtitles لدي الكثير من الأعذار ولكن لا يوجد وقتُ كافي، لذا بداية،
    Benim zamanım var. Bende hepimiz için zaman var. Open Subtitles أنا عِنْدي وقتُ ، أنا عِنْدي وقتُ بما فيه الكفاية لنا كلّنا
    Beyler, hava biraz zorluk çıkaracak, bu yüzden sadece üç soruluk vaktimiz var. Open Subtitles يا رفاق، حسنا، نحن سنستعجل بسبب الطقس، لذا عِنْدَنا وقتُ لثلاثة أسئلة فقط
    -Baba, bizim gitme zamanımız geldi. Open Subtitles الأَبّ، أَحْزرُ بأنّه وقتُ الذي نحن كُنّا نَذْهبُ.
    Şimdi zamanı dersen, ben de yaparım. Open Subtitles إذا تَقُولُ بأنّه وقتُ عمل رتيبِ، أنا سَأعْمَلُ هو.
    Tamam. Bence Bay McNamara'yı atmanın zamanı geldi. Open Subtitles أعتقد هو وقتُ ذلك نُمشي السّيدَ مكنمارا.
    Evet, demek ki eşlerle konuşma zamanı geldi. Open Subtitles نعم، لَرُبَّمَا هو وقتُ للكَلام مع الزوجاتَ
    -kalk, isa'nın kalkma zamanı gel Open Subtitles إمدحْ اللوردَ. تقريباً وقتُ السيد المسيح للإرتِفاع. كواعظ.
    Milyonlarca dolara mal olur ve rakip şirketler de kendi ilaçlarını üretecek zamanı bulur. Open Subtitles ملايين الدولاراتِ، وشركات أخرى سَيكونُ عِنْدَهُ وقتُ لإنْتاج علاجِهم الخاصِ.
    Yatırımlarımı farklı alanlara yayma zamanı geldi diyorum, hepsi bu. Open Subtitles أنا فقط أَحسُّه وقتُ لتَنويع إستثماراتِي قليلاً، تلك كُلّ.
    Küçüklüğünden beri, hep böyleydi ve artık onları büyütmenin vakti geldi. Open Subtitles وهذا هو حالكَ منذُ كنتَ طفلاً صغيراً وقد حانَ وقتُ رفعها
    Size bunu söylemekten nefret ediyorum, ama sanırım diğer kurbanları görmenizin vakti geldi. Open Subtitles أكره أخراجك من هذا لكن أعتقد أنه حان وقتُ البدأْ برُؤية الضحايا الآخرينِ
    Oğlum dışında kimseye ayıracak vaktim yok. Çünkü pek vakti kalmadı. Open Subtitles ليس لدى وقتُ لأحدٍ غيره، لأن ليس لديه الكثير من الوقت.
    Nazik olacak vaktim yok, bu yüzden açık konuşacağım. Open Subtitles إلين. ليس عندي وقتُ لاكون لطيف، لذا ساَكُونُ مباشرَ جداً
    zamanım olunca tekrar geleceğim. Open Subtitles يَجِبُ أَنْ أَزُورَ ذلك الدكانِ ثانيةً عندما يكون عِنْدي وقتُ أكثرُ
    Evimdeyim Theo. Onu kandıracak vaktimiz yok. Open Subtitles أَنا في البيتُ دّكتور ماروو من فضلك ما لانملك وقتُ
    Galiba Doktor Webber'a veda etme zamanımız geldi. Open Subtitles حَسَناً، أعتقد هو وقتُ للقَول وداعاً للدّكتورِ ويبير الآن.
    Herkese sıcak davranacak vakit bulamıyorsam beni affedin. Open Subtitles يَغْفرُ لي لذا إذا أنا ما عِنْدي وقتُ إلى إجعلْ ملمسَ كُلّ شخصِ دافئِ وضبابيِ.
    zamanın olduğunda tekrar gelmelisin. Open Subtitles يَجِبُ أَنْ تَرْجعَ عندما يكون عِنْدَكَ وقتُ أكثرُ
    Benim için bir iç soruşturma yapmaya vaktin var mı? Open Subtitles عِنْدَكَ وقتُ لإجْراء التحقيق الداخلي لي؟
    Ziyaret saati. Eski karılarımdan birisi ziyarete geliyor. Open Subtitles إنهُ وقتُ الزيارَة إحدى زَوجاتي السابِقات ستأتي لِزيارَتي
    Birinden sıkı bir yumruk yemesi an meselesi. Open Subtitles هي فقط مسألة وقتُ أمامك يُصبحُ أضويتكَ ثَقبتْ.
    Yani çocuklarımızın artık çocuk olmak için bile vakitleri kalmıyor, haksız mıyım? Open Subtitles أقصد أنّ الاولاد ما عاد لديهم وقتُ ليستمتعوا بطفولتهم، اليس كذلك؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد