ويكيبيديا

    "ولكن في" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ama
        
    • fakat
        
    • ancak
        
    • da
        
    • içinde
        
    • aynı zamanda
        
    Bu salonda 600 kişi varmış gibi görünebilir; ama aslında çok daha fazla kişi var burada çünkü her birimizin çok sayıda farklı kişiliği var. TED تبدو هذه الغرفة وكأنها تحوي 600 شخص ولكن في الحقيقة يوجد اكثر من هذا العدد لان كل واحد منا يملك عدة شخصيات في نفسه ..
    Bu da sizi değişik bir kariyer yapmaya zorlayabilir, ama aslında büyük de bir avantajı vardır: iş rekabeti yok. TED ربما هذا .. صادم قليلاً .. اقصد هذا التخصص ولكن في الحقيقة انه تخصص مميز اذ لا أحد ينافسك به
    ama eninde sonunda ya onlar ya bendim ve ben kendimi seçtim. TED ولكن في النهاية، كنت موقنة أنه إما أنا أو هم، واخترت نفسي.
    fakat aynı zamanda biz Arab mirasıyla da yeniden bağlantı kuruyoruz. TED ولكن في نفس الوقت نحن نعيد الارتباط ونؤكد اهمية تراثنا العربي.
    fakat bu orta kısımda, 20 ila 45 yaş arası, Botsvana' da ölüm oranları Mısır'dan çok çok çok çok yüksek. TED ولكن في متوسط العمر بين سن الـ 20 و الـ 40 نجد أن معدل الوفيات في بتسوانا أكثر بكثير من مصر
    ancak içlerindeki gökadalar aslında aşırı yüksek süratlerde hareket ediyorlar. TED ولكن في الحقيقة فإن هذه المجرات تتحرك بسرعة هائلة جدا.
    ama kredi derecelendirme sektöründe her Allah'ın günü olan bu. TED ولكن في الحقيقة هذا مايحدث في وكالات التصنيف كل يوم.
    ama aslında öyleler, bunun nedeni onları aynı ölçekte çizmemem. TED ولكن في الواقع، هذا لأنني لم أرسمهما على نفس المقياس.
    ama diğer çocukların gözlerinde ve akıllarında, onların eşiti değildim. TED ولكن في أعين وعقول الأطفال الآخرين، لم أكن مساوية لهم.
    Bazıları bu kuralı aşabiliyormuş gibi görünebilir ama gerçekte harici bir kaynaktan aldıkları enerji ile çalışmaya devam etmektedir. TED هناك البعض الذي يبدو وكأنه مستمر بالعمل، ولكن في الواقع دائمًا ما يتضح أنه يسحب الطاقة من مصدر خارجي.
    Şunu söylemeliyim ki bazen hoşuma gidiyordu ve harikaydı, ama öte yandan, kendimi kollamak için yalnız bırakılmış gibi hissediyordum. TED ولا تسيؤا فهمي، أحببتها أحياناً، وكان حبي لها كبيرًا، ولكن في أوقات أخرى، أحسست بأنني تُركتُ وحيدة لأدافع عن نفسي
    ama üçüncü ayda örneğinde bir çeşit bakteriyel konuşma saptadım. TED ولكن في الشهر الثالث، اكتشفت بعض اللغو البكتيري في عيناتها.
    ama aslında kasabada bu ekonomik döngüler çok daha etkili bir şekilde başlayabiliyor. TED ولكن في الواقع نبدأ داخل المدينة بإنشاء هذه الدّورات الاقتصادية بشكل أكثر فعالية.
    ama İsveç'te böyle bir alışkanlışımız vardı, çocuklar ölürken engellemek için birşey yapmasak da tüm ölen çocukları sayıyorduk. TED ولكن في السويد هذه هي عادتنا .. نحن نحسب معدل وفيات الاطفال حتى لو كنا لن نقوم بشيء حيالها
    fakat dediğim gibi, araç sürücüleri uyum sağlarlar, doğru mu? TED ولكن في الحقيقة كما قلت سابقا، يتأقلم سائقوا المركبات، صحيح؟
    fakat, sonra 1993 te, NIH(Ulusal sağlık enstitüsü) Yeniden Canlandırma Yasına imza attı. TED ولكن في العام 1993 تم توقيع مرسوم المعاهد الوطنية لتحسين الصحة ليصبح قانونا.
    fakat, bu cinsiyet farklılıkları oldukça sık göz ardı ediliyor. TED ولكن في الكثير من الحالات يتم تجاهل الاختلافات بين الجنسين.
    Bizim verdiğimizi söylemiyorum, fakat önemli olan, her zaman alternatiflerimizin olmuş olması. TED ولست أقترح بأننا نفعل ذلك, ولكن في النهاية لدينا دائماً احتمالات بديلة.
    ancak 1972'de Sovyetler Birliği'yle büyük çapta bir tahıl satışı için görüşülürken Başkan Richard Nixon bu kısıtlamaları kaldırdı. TED ولكن في عام 1972، أزال الرئيس ريتشارد نيكسون هذه القيود أثناء التفاوض في مبيعات ضخمة للحبوب إلى الاتحاد السوفيتي.
    ancak hayat yolculuğumun bu döneminde meşalemi sonraki nesle aktarmıyorum. TED ولكن في هذه المرحلة من رحلة حياتي، لست أمرر شعلتي.
    İçinde eski sevgilimle karısının olduğu pek çok hayal kurmuştum, ama bu hayalde bir kamyonla çarpışmış gibi olmak vardı. Open Subtitles أنا كثيرا ما يتوهم حول تشغيل في بلدي السابقين وزوجته، ولكن في تلك الأوهام كنت اخوض الى لهم مع شاحنة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد