ويكيبيديا

    "ونظرت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • baktım
        
    • baktı
        
    • bakıp
        
    • baktın
        
    • bakmış
        
    • bakınca
        
    • baktığımda
        
    • bakındım
        
    • bakıyordum
        
    Ben de çanların birinin üzerindeki kumru pisliklerini temizledikten sonra baktım. TED لذلك، قمت بمسح فضلات الحمام من على إحدى الأجراس، ونظرت إليه.
    Bunu öğrenmek için, üç şeye baktım. Seçmeniz gereken temaya baktım. Nasıl sunulması gerektiğine ve sahnedeki görselliğe baktım. TED ولمعرفة هذا، نظرت في ثلاثة أشياء. نظرت في الموضوع الذي يمكنك إختياره. ونظرت في كيفية تقديمك له ومنظر المسرح.
    Hiç mantıklı değil, beni gördü, kaçmadan önce gözlerinin içine baktım. Open Subtitles لا يبدو ذلك منطقياً، لقد راَني ونظرت بعينيه قبل أن يهرب
    Ellerimle bastırıp kanamayı durdurmaya çalıştım ama zorlukla nefes almaya çalışarak bana baktı. Open Subtitles حاولت إستعمال يدى لإيقاف النزيف لكنّها أخذت نفساً كبير من الهواء ونظرت إلى
    Neredeyse ölüyordum ve etrafıma bakıp düşünüyorum da gerçekten neyi başarmışım? Open Subtitles كنت ميت تقريباً ونظرت هنا وفكرت ماذا أنجزت على أية حال؟
    Kırmızı Corvette derken aşağı sola baktın. Open Subtitles عندما تحدثت عن السـيارة كنت تنظر الى الأسـفل ونظرت مرة الى اليسـار
    Ben, bu sabah uyandım, aynaya baktım ve düşündüm ki, değişmem gerekiyor. Open Subtitles استيقظت هذا الصباح ونظرت في المرآه وفكرت مباشرة, أنني في حاجة للتغير
    O keşişin gözlerinin içine baktım ve "Hayır, asıl size namaste" dedim. Open Subtitles ونظرت للراهب مباشره فى عينيه و قلت له لا توجد مرحبا لك
    Onu geri çevirdiğim gece evime vardığımda etrafıma bir baktım ve 10 dakika boyunca kendimi ahmak gibi hissettim. Open Subtitles وفي الليلة التي رفضت بها طلبه عندما وصلت إلى المنزل ونظرت حول المنزل لـ10 دقائق تقريباً شعرت بأنني غبي
    derdi. Ve küçük torunlarımın gözlerine baktım, ve ben onların yaşında olduğumdan beri bu gezegene ne kadar zarar verdiğimizi düşündüm. TED ونظرت في عيون أحفادي الصغار، وأفكر كم تسببنا في الإضرار بهذا الكوكب منذ أن كنت في عمرهم.
    Bilbao bittiğinde baktım ve bütün hataları gördüm. TED عندما أصبح مبنى بلباو جاهزاً ونظرت إليه رأيت كل الأخطاء
    ve etrafıma baktım ve yapamayacağımı biliyordum. Hazır olmadığımı biliyordum. TED ونظرت حولي وأدركت أني لن أستطيع أن أفعل هذا كنت أعلم أني لم أكن جاهزة.
    Gencin yüzüne baktım. Biraz Vermeer'in eserlerini andırıyor. TED ونظرت إلى هذا الوجه. إنه كلوحة فيرمير قليلاً
    Angeline'e şöyle bir baktım, o günü net hatırlıyorum, o gün Angeline'de, gördüğümün ötesinde bir şeyler olduğunu fark ettim. TED ونظرت في وجهها، وأتذكر ذلك اليوم، ورأيت شيئا يتجاوز ما أشاهده في انچيلين.
    Orada hala çalışmakta olan,... ...Louise Bourgeoise' yi ziyarete gittim,... ...ve onun gerçekten de ilginç olan lavabosuna baktım ve ordan ayrıldım. TED وذهبت لزيارة بورجويس لويس، التي أيضا ما زالت تعمل، ونظرت إلى المغسلة الخاصه بها وهي حقا مدهشه، ومن ثم غادرت.
    Yerdeki telefona baktım ve fark ettim ki bir önceki gün ortalıkta dolanırken ahizeyi yerinden oynatmışım. TED ونظرت إلى الهاتف وأدركت أني قد رفعت السماعة عن مفتاح التحويلة عندما كنت أخطو بالغرفة أول أمس.
    Bir sürü hemşirenin arasındandı ama minik kafasını çevirdi ve bana baktı. Open Subtitles لقد كانت بين مجموعة من الممرضات لكنها أدرات رأسها الصغير ونظرت إلي
    Onu elinden tuttu ve okyanus mavisi gözlerini derin derin baktı. Open Subtitles أخذته من يده ونظرت عميقا في تلك الأعين الزرقاء بلون المحيط.
    Bana bakıp hüzünle, bir kamyonun onu 17 Nisan 1964'te çiğnediğini, söyledi. Open Subtitles ونظرت لي بحزن وقالت: لقد صدمته شاحنة في 17 إبريل عام 1964 حين كنا نعبر الطريق
    Sen hiç kumda yürürken geriye dönüp ayak izlerine baktın mı? Open Subtitles هل سرت أيّما وَقْت مضى على الشاطئ ونظرت خلفك لترى آثار خطاكَ على الرمال؟
    Ama bir gün, karısı onu bulmuş ve içine bakmış. Open Subtitles وفي يوم من الأيام، عثرت عليه ونظرت ما بداخله
    Dün gece biri kapımı çaldı ve bakınca, kapıda Raymond'un olduğunu gördüm. Open Subtitles كان هناك أمس من يدق الباب ونظرت فوجدته ريموند أمام عتبة الباب
    Doğu Virginia'daki bir çim festivalinde sahnede durup bahçe sandalyelerinden oluşan denize baktığımda ve Çince bir şarkı söylemeye başladığımda görüyorum. TED رايت ذلك عنما كنت على المسرح في احتفالية فن البلوجراس في شرق فيرجينيا ونظرت الى مشهد الكراسي وانتقلت الى اغنية صينية
    Ve etrafa biraz bakındım, o zaman onun neden oraya gittiğini anladım. Open Subtitles ونظرت حولي قليلا وفهمت لماذا ذهبت الى هناك
    Düşünsene, sadece bir dakika önce yanında durmuş, siyah düğmelerine bakıyordum. Open Subtitles تخيل فقط، منذ دقيقة مضت وقفت بجانبه ونظرت إلى أزراره السوداء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد