FBI ve polis Gary Soneji adındaki bu adamı arıyor. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفدرالي والشرطة يبحثون عن هذا الرجل، غاري سونجى |
Neden tüm bu polisler, düzinelerce gönüllü ve özel bir FBI takımı Samantha'yı arıyor da etrafta benim küçük kızımı arayan hiç kimse yok? | Open Subtitles | لماذا كل هذه الشرطة و عشرات المتطوعين و فريق خاص من الاف بى اى يبحثون عن سمانتا لكن لا أحد يبحث عن ابنتى الصغيرة |
Meraklanma. Başın dertte değil. Bahar balosuna şaperonlar arıyorlarmış. | Open Subtitles | لا تقلق ،لم تتورط بمشكلة يبحثون عن أشابين لحفلة الربيع |
Yapımcı bize şirin, masum, güzel ve yeni bir yüz aradıklarını söyledi. | TED | وقد أخبرنا المنتج بأنهم يبحثون عن بعض الأبرياء اللطيفات ووجوه جميلة وشابة |
Erkekler bir dişiyle yetinmezleri yeni bir tane daha ararlar. | Open Subtitles | الذكور لا تقنع بماعز واحدة .ودائما يبحثون عن أنثى جديدة |
Onları uzak diyarlara, nadide hazineleri aramaya gönder. Yedinci ayın sonunda dönsünler. | Open Subtitles | قم بإرسالهم إلى بلاد بعيدة يبحثون عن كنز نادر |
Öğrenciler sağlıkla ilgili bir soruna çözüm ararken toplumla içiçe olmaya teşvik edildi. | TED | يُشجّع الطلاب على الانخراط في المجتمعات عندما يبحثون عن حلول للمشاكل المتعلّقة بالصحّة. |
Sınırı geçmeliyiz. Genç bir kızla bir adam arıyor olacaklar. | Open Subtitles | يجب علينا عبور الحدود، سوف يبحثون عن فتاة صغيرة ورجل. |
Elbette, bazıları bu yeni dünyada fırsatlar arıyor. | TED | هنالك بالطبع البعض من الذين يبحثون عن الفرص في هذا العالم الجديد. |
Ve bunu düşünmemizin sebebi -- başka bir deyişle, yemek dünyasındaki insanların yemek için evrensel kurallar arıyor olmasıydı. | TED | و السبب الذي جعلنا نعتقد ذلك .. بطريقة أخرى , العاملين بمجال الطهي كانوا يبحثون عن قواعد عالمية. |
İnsanlar üç bin yıldır kayıp Kutsal Sandığı arıyor. | Open Subtitles | حَسناً , أعني منذ 3000 سنة والرجال يبحثون عن السفينةِ المفقودة |
Duluth, Hawks bölgesine girdi kazanmak için bir şans arıyor. Bitime sadece saniyeler kaldı. | Open Subtitles | وهم يبحثون عن فرصة للفوز في الثواني الٔاخيرة |
Müşterin, yeni genel merkezinin holü için bir şey mi arıyor? | Open Subtitles | عملاءك يبحثون عن شئ من أجل مساندة قيادتهم الجديده ؟ |
Parası olan ve güvenilir bir alıcı arıyorlarmış. | Open Subtitles | كانوا يبحثون عن مشترى معه المال والمصداقية |
Tree Hill'in en seksi kızını arıyorlarmış. | Open Subtitles | انهم يبحثون عن الفتاة الاكثر اثارة في تري هيل لماذا لا يبحثون عن الفتاة الاكثر حقارة ؟ |
Uzaylıların inşaat işlerini hızlandırdığını bu yüzden de köle aradıklarını düşünüyor. | Open Subtitles | يظن أن الفضائيين يبنون شيئاً و هم يبحثون عن عمال عبيد |
DW: Ayrıca, sevgiyle ilgili olarak fotoğrafçılar, fotoğraf çekerken sevgiyi ararlar. | TED | ديبورا: وأيضاً، الفكرة حول الحب، المصورون، هم يبحثون عن الحب عندما يصنعون صورهم. |
Yiyecek yok, yolun oraya ölü at aramaya çıkardık. | Open Subtitles | لا شي يؤكل , في الخارج على الطريق كانوا يبحثون عن الأحصنة الميته |
Ve bu, insanlar toplum ararken dünya çapında daha yaygın bir şekilde takip ediliyor. | TED | ويتم اتباع هذه الطريقة بطريقة واسعة حول العالم لأن الأفراد يبحثون عن التواصل. |
Barn Creek'te Et Fuarı var ve avcılar, ruhsatsızların peşinde. | Open Subtitles | مهرجان اللحم في بارن كريك و الصيادون يبحثون عن المتشردين. |
Yapma. Bütün polislerin Senatör'ü vurmaktan seni aradığını biliyorsun. | Open Subtitles | هيا انت تعلم ان كل رجال الشرطة في الولايه يبحثون عن من حاول قتل السيناتور |
Ama ya yeni müştreri segmentleri bulmaya çalışıyorsanız? | TED | لكن ماذا لو كانوا يبحثون عن قطاعات أخرى للزبائن؟ |
Tarih boyunca tüm düşünürler, kimsenin aksini ispat edemeyeceği mutlak gerçeği aradılar. | Open Subtitles | كل المفكرين العظماء عبر التاريخ كاناو يبحثون عن يقين واحد شيء لا يمكن لأحد أن يدحضه |
Şu kadar var ki, burada oyuncular kendi uydurduğum bir cinayetin peşindeler. | Open Subtitles | ان اللأعبين سوف يبحثون عن المفاتيح للجريمة التى اخترعتها |
Muhtemelen bir günlük mesafede, yiyecek ve saklanacak yer arıyorlardır. | Open Subtitles | قد يكونوا على مسيرة يوم يبحثون عن طعام ومكان للإختباء |
Burdan başka gidecek yeri olmayan günlük 30 veya 40 bin kişi bu probleme çözüm bulmak için uğraşıyorlardı. | TED | وكانوا يبحثون عن حل للتعامل مع 30 أو 40 ألف شخص يوميا يذهبون إلى هناك ، ولا يتسع لهم المكان |
aradıkları şey büyük W'nin altındaymış. | Open Subtitles | إنهم يبحثون عن شيء مدفون تحت علامة دبليو كبيرة |
Günümüzde yerinden olmuş, yeni bir yuva arayan mültecilerin hikâyelerini duyduğumuzda, ailemizin bu hikâyelerini hatırlamamız hepimize faydalı olacaktır. | TED | ومن الجيد بالنسبة لنا أن نتذكر قصصهم عندما نسمع عن مهاجرين تم تهجيرهم الآن، وهم يبحثون عن منزل جديد. |