Herkes kendi tüfeğini alıp siperlere gitsin ve orada kalsın. Emrim bu. | Open Subtitles | كل رجل بحصل على بندقيته يذهب الى سريره ويبقى هناك وانا اعني |
Şeyhin gitmesine izin vermemizin iyi olacağına dair giderek güçlenen bir his var. | Open Subtitles | يوجد شعور في بعض الدوائر بأننا يجب إن نترك الشيخ يذهب ، حرره |
Ben ne olduğunu tam olarak anlamadan kimse bir yere gitmiyor. | Open Subtitles | لن يذهب أحد الى أي مكان حتى أكتشف بالضبط ماذا حدث |
Bir rejim gidip diğeri geldiğinde işlevsel olan politikaları bile bir köşeye atıyor. | TED | يذهب نظام حكم ويأتي نظام آخر ويتخلصون من السياسات المطبقة الموجودة سابقًا هناك |
Siz gringolar bir yere gitmek için, çok meşakkate katlanıyorsunuz. | Open Subtitles | الغريب يواجه الكثير من المصاعب في أي مكان يذهب إليه |
Herhalde önceden belirlenmiş buluşma noktası olan Teksas Sineması'na gitti. | Open Subtitles | يذهب إلى مسرح تكساس ربما نقطة التقاء تم ترتيبها مسبقا |
Acilen gitmesi gerekiyor ve sende onun ilk kontak kişisisin. | Open Subtitles | يجب أن يذهب الآن و أنت المسئول عنه في الطوارئ |
Şimdi Kaseti burda olanlar kalsın diğerleri ödevlerini yapmaya gitsin. | Open Subtitles | الذين بقت اشرطتهم يبقوا وأما الباقي يذهب لأداء واجباتهم المدرسية |
Onun hatırlanmasını sağlayacak bir şey bulalım, rüyalarımdan çıkıp gitsin. | Open Subtitles | دعنا فقط نجد طريقة لنجعله مذكورا لكي يذهب عن أحلامي |
Dinle, seni nereye istersen götüreceğim. - Bırak çocuk gitsin. | Open Subtitles | سأحلق بك إلى أي مكان تريده فقط أترك الولد يذهب |
ÜItimatomları sevmiyorsun diye onun uzaklara gitmesine izin mi vereceksin? | Open Subtitles | أنتِ علي وشك جعله يذهب بعيداً لانك لا تحبين الإنذارات |
O kadar kızgındım ki yürüyüp gitmesine izin verdim. Peşinden gitmedim bile. | Open Subtitles | لقد كنت غاضبة جداً لقد تركته يذهب انا حتى لم اذهب خلفه |
Huysuz çünkü, bu geceki konsere gitmesine izin vermedim. -Neden? | Open Subtitles | إنه غاضب فقط لأني لم أدعه يذهب إلى حفل الليلة |
Tamam, ben bir bakayım. Fakat o hiçbir yere gitmiyor. | Open Subtitles | حسناً ، سأنظر في الأمر لكنه لن يذهب لأي مكان |
Hemen çöpe gidip bana gördüğünüz tüm yemek kaplarını getirin. | Open Subtitles | واحد منكم يذهب للقمامة ويحضر لي أي علبة طعام يجدها |
Ben de gitmek isterdim, Django. Yeni insanlarla tanışmak ve eğlenmek için. | Open Subtitles | أود أيضا أن يذهب , جانغو إلى التعرف على أشخاص جدد والمتعة |
Ama her gün saat 6'da bir telefon kulübesinin içine gitti. | Open Subtitles | لكن كل يوم تما الساعة 6 مساءا يذهب الى حجرة الهاتف |
Sen, arkadasinin arkasinda duran türde bir adamsin, özellikle sempozyuma gitmesi gerektiginde. | Open Subtitles | أنت من النوع الذي يستعين بصديقه عندما يكون لديه ندوة يذهب إليها |
Bir saniye için, çocukların hapse değil de üniversiteye gittiği bir mahallede yaşasalardı, Chuck ve Tim'in hayatının nasıl olacağını hayal etmenizi istiyorum. | TED | أريدكم أن تتخيلوا لثانية ما ستكون عليه حياة تشك وتيم لو كانا يعيشان في حي يذهب فيه الأولاد إلى الكلية، ليس إلى السجن. |
Ve eğer seni aksine ikna etmeye çalışırsa, ona cehenneme gitmesini söyle. | Open Subtitles | و إن حاول أن يقنعك بغير ذلك قولي له أن يذهب للجحيم |
onu serbest bırak. onu bırakırsan, Amerikalı bahriyeliler 100 dolar ödeyecek. | Open Subtitles | إتركوه.إن البحارة الأمريكيين سوف يدفعون 100 دولار لو أنكم تركتموه يذهب |
Kimse cinayet işlemeye kullanışlı bir silah bulmayı umarak gitmez... | Open Subtitles | ولا أحد يذهب للقيام بجريمة ويأكمل بأنه سيكون سيحتاج سلاحاً |
Sabah onu göremediklerinde arkadaşları bir şeylerin ters gittiğini anlayacaklardır. | Open Subtitles | وهكذا عندما لا يذهب غدا أصدقاؤه سيعرفون أن هناك مشكلة |
O benim striptizcim, ve hiçbir yere gidemez bahşişleri toplamadan önce. | Open Subtitles | هو راقصي ولن يذهب إلى أي مكان حتى يحصل على البقشيش |
Son bir ayda durumun nasıl olduğunu farkettin mi, yatağa git gide daha geç gelmeye başladı değil mi? | Open Subtitles | هل لاحظتِ أنه في الشهر الأخير أصبح يذهب للفراش متأخراً أكثر فأكثر؟ |