Burada daha önce kimsenin görmediği koca bir dünya var. | Open Subtitles | يوجد عالم كامل هنا الذي لم يره أحد من قبل |
Bir iletişim tsunamisine yakalanmamız gerekiyordu, dünyanın eşi ve benzerini hiç görmediği türden. | TED | كان من المفروض أن نكون محاصرين بتسونامي من التواصل، بشكل لم يره العالم من قبل. |
Şimdi izleyelim. Bunu daha önce hiç kimse görmedi. | TED | اذن دعونا نشاهد ذاك. لم يره احد من قبل ابدا |
Mahallede kimse onu bir daha görmedi. | Open Subtitles | ولم يره قط؛ لم يره أحد قط في حيّ الأقليات مجدداً |
Ama işin garibi son birkaç yıldır kendisini gören olmamış. | Open Subtitles | لكن إليك الجزء الممتع. في آخر سنتين، لم يره أحد. |
Kamarasından çıkmıyor, kimse onunla denize açılmamış ve daha gören olmamış. | Open Subtitles | يبقى في قمرته، لم يبحر أحد معه سابقًا ولم يره أحد |
Kimse onu görmemiş. Binayı ve barı kontrol ettik. | Open Subtitles | لم يره أحد منذ يومين، بحثنا في المنزل والحانة |
ve bu senin dışında başka kimsenin görmediği bir şey. VV: Bu fotoğraf aslında keşif araçlarımızdan birinin. | TED | وهذا شيءٌ لم يره أحدٌ غيرك، صحيح؟ فيكتور: نعم، هذا بثٌّ من أحد المسابيرِ الآلية. |
Eğer gerçekten her şeyden uzaklaşmak ve daha önce hiç görmediğiniz bir şey görmek, ve daha önce kimsenin görmediği bir şeyi kesinkes görmek istiyorsanız, denizaltına binin. | TED | إذا كنت فعلا تود أن تبتعد عن كل شئ وترى شيئا لم تشاهده أبدا ويكون لديك فرصة ممتازة لمشاهدة شئ لم يره أحد, إدخل في داخل غواصة |
Size söylediğim, o adada daha önce hiçbir beyaz adamın görmediği bir şey var. | Open Subtitles | أخبرك أن هناك شيئاً على هذه الجزيره لم يره رجلاً أبيض أبداً |
Bu, kimsenin şimdiye kadar görmediği ve duymadığı bir şey. | Open Subtitles | إن ما يحدث الآن لم يسمع ولم يره أحد من قبل |
Yaşlı adam onu kaçarken görmedi mi? | Open Subtitles | ألم يره الرجل العجوز يركض خارجاً من البيت؟ |
Onu kimse görmedi ama var. | Open Subtitles | إنهم يتحدثون عنه فقط, لم يره احد لكنه موجود |
Temsilcisini görmeğe gitmek için konuttan ayrıldı, fakat temsilcisini saat 11:00'e değin görmedi. | Open Subtitles | قال أنه ترك المحيط لرؤية وكيله القانوني لكنه لم يره حتى الساعة 11: 00 |
Ve bir daha görmedi de. Ağabeyimi kimse bir daha varoşlarda görmedi. | Open Subtitles | ولم يره قط؛ لم يره أحد قط في حيّ الأقليات مجدداً |
Kamarasından çıkmıyor, kimse onunla denize açılmamış ve daha gören olmamış. | Open Subtitles | يبقى في قمرته، لم يبحر أحد معه سابقًا ولم يره أحد |
Eski sevgilisinin adresinden bir şey çıkmadı. Adamı gören olmamış. | Open Subtitles | لم يفدنا عنوان خليلها السابق، حتّى الآن، لم يره أحد |
Üç gün önce böğürtlen toplamak için evden çıkmış, bir daha onu gören olmamıştı. | Open Subtitles | منذ ثلاثة أيام غادر لقطف الكرز ومنذ ذلك الحين لم يره أحد |
Bir, bir buçuk gündür gören olmamış. | Open Subtitles | لم يره أحد لمدة يوم أو يوم ونصف على الأقل. |
Ekibin 23:00'da uyumasından sonra ertesi sabah 03:00'a kadar kimse onu görmemiş. | Open Subtitles | ، بعدما نام الفريق في الساعة 11 مساءً . لم يره احداً حتي الساعة 3 صباح اليوم التالي |
Klasik bir gama retrovirüs, ama tamamen yeni; kimse daha önce görmemişti. | TED | انه نوع كلاسيكي من فيروس الغاما و ذلك جديد للغاية لم يره أحد من قبل قط |
Beşinci defa salıverildikten sonra kimse görmemiş onu. | Open Subtitles | أعني ، لم يره أحد منذ منذ المرة الخامسة التي قدم فيها النقض |