ويكيبيديا

    "يسمح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yasak
        
    • izin vermez
        
    • müsaade
        
    • izni
        
    • izin vermiyor
        
    • izin vermedi
        
    • sağlayacak
        
    • izin verilmiyor
        
    • kabul
        
    • yasaktır
        
    • iznim
        
    • izin vermezdi
        
    • hakkı
        
    • izin vermeyecek
        
    • sağlıyor
        
    Bir dakika. Sen ayıyla konuşurken benim odada bulunmam yasak. Open Subtitles لحظة ، لا يسمح بتواجدي بالغرفة بينما تتحدث مع الدب
    Batılı ve Hıristiyan birinin yanıma yaklaşmasına bile izin vermez. Open Subtitles لن يسمح أبداً لغربي و مسيحي ليكون بالقرب من أخته.
    Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. TED لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر.
    Sadece Japon halkı ve özel izni olanlar geçmek için izinlidir. Open Subtitles اليابانيون فقط وبتصاريح خاصه هم من يسمح لهم بالدخول الي هنا
    Evet, Buraya taşınayım. Senin tuvaleti kullanmana bile izin vermiyor. Open Subtitles أجل، سأنتقل للعيش معه، إنه لا يسمح لك بإستعمال الحمّام
    Kaderim şansımı beklememe izin vermedi, şansım da bana yeteri kadar kader vermedi. Open Subtitles ايماني لم يسمح لي بالانتظار لحلول فرصة و الفرصة لم تعطيني ايماناً كافياً
    Bu yüzden, bir sonraki beş yıl boyunca erkek olarak giyindim artık tek başına dışarıda bulunması yasak olan ablama eşlik edebilmek için, gizli bir okula. TED لذا في الخمس سنوات التالية لإحتلال طالبان لأفغانستان ، كنت ألبس كالأولاد لمرافقة أختي الكبيره التي لم يعد يسمح لها بالخروج وحدها ،كنت أرافقها لمدرسه سريه
    12 yıl önce kaldırım kafelerinin yasak olduğu yerlerde, şimdi her yer kafe. TED قبل 12 عاما، لم يسمح بمقاهي الرصيف، وهي الآن في كل مكان.
    Büyük yük arabalarının dokuzuncu saate kadar şehre girmesi yasak, ama yine de sokaklar çok kalabalık. TED لا يسمح للعربات الكبيرة الدخول إلى المدينة إلا بعد الساعة التاسعة ولكن الشوارع تكون مازالت ممتلئة.
    Ama onu canlı olarak ele geçirmeme kesinlikle izin vermez. Open Subtitles على الرغم من أنّه لن يسمح لي أن أتركه حياً.
    Yanında bir adamım var. Bir şey olmasına izin vermez. Open Subtitles لقد وضعت حارساً معه لن يسمح بحدوث أي شيء سيىء
    Ayrıca başkan yardımcısı süre aşımı yapılmasına asla izin vermez. Open Subtitles ولن يسمح نائب الرئيس بمماطلة من أي نوع في المجلس
    ...serbestçe dolaşmaya müsaade eden yasa tasarısını... "...bir kez daha vetoya karar verdi." Open Subtitles مشروع القانون الذي من شأنه أن يسمح بأكثر من مليونين ونصف من المهاجرين
    Tanrı onun başına böyle bir şey gelmesine nasıl müsaade eder anlamıyorum. Open Subtitles أنا لا أفهم وحسب لمَ الرب يسمح لشيء مثل ذلك بالحدوث له
    Sayın Yargıç, bunların tapınaklarının kapısındaki dilencilere girme izni var mı? Open Subtitles ..سيدي ، الشحاذين خارج المعبد لا يسمح لهم بدخوله ، أبداً
    Evet, Buraya taşınayım. Senin tuvaleti kullanmana bile izin vermiyor. Open Subtitles أجل، سأنتقل للعيش معه، إنه لا يسمح لك بإستعمال الحمّام
    Babam tek başıma koleje gitmeme bile izin vermedi. 1 aylık Avrupa turuna... Open Subtitles ابى لن يسمح لي بالذهاب إلى الكليّة لوحدى سوف يسمح لي بالذهاب بعيدا
    Bunlar bundan sonra ne olacağı hakkında tahmin yapmamızı sağlayacak. Open Subtitles لذلك ربما يسمح ذلك لنا بتوقع ما سيحدث في المستقبل.
    Bagaj vagonunda kimsenin seyahat etmesine izin verilmiyor. Burgess'in kendisi de koruma olarak orada. Open Subtitles لم يعد يسمح لأحد بركوب مقطورة الأمتعة بورغيس بنفسه هو الحارس
    George, ancak ben testleri kabul edersem kolunu tedavi ettireceğini söyledi. Open Subtitles جورج لن يسمح لهم بعلاج ذراعه إذا لم أذعن للفحص الطبي
    Üzgünüm, bayım. Vagonda seyahat etmek yasaktır. Open Subtitles آسف سيدي، لا يسمح لأحد بالركوب في المقطورة
    Özür dilerim benim özel iznim olmadan kimse kayıt odasına giremez. Open Subtitles معذرة لا يسمح لأحد بالدخول إلى غرفة التأثيرات من دون إذني
    Evet, büyükbabam asla izin vermezdi. Çok tehlikeli olduğunu söylerdi. Open Subtitles نعم، جدي ماكان يسمح لنا ابداً قال أنه خطر جدا
    Çoğunlukla özel şirketler olan patent sahiplerine, genlerin araştırılmasını bloke etme hakkı vererek hastalara zarar verebiliyordu. TED مما يسمح لحاملي براءة الإختراع وهم في العادة شركات خاصة أن يغلقوا مجال الجينوم البشري مما يضر بالمرضى
    Bu hatayı yapma. Moloc bunun devam etmesine izin vermeyecek. Open Subtitles لاترتكبي هذه الغلطة مولّك , لن يسمح لهذا أن يستمر
    Konuşamayan engelli insanların doğala benzeyen bir sesle konuşmasını sağlıyor. Open Subtitles يسمح للأشخاص المعاقين الذين لا يستطيعون التحدث بالكلام بطريقة طبيعية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد