ويكيبيديا

    "يفقد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kaybediyor
        
    • kaybeder
        
    • kaybedebilir
        
    • kaybetmedi
        
    • kaybetti
        
    • kaybeden
        
    • kaybetmiş
        
    • kaybedecek
        
    • kaybetmesine
        
    • kaybetmesini
        
    • kaybetmek
        
    • kaybetmeden
        
    • kaybediyordu
        
    • kaybettiğini
        
    • kaybedince
        
    Ölümü yaklaştıkça da taşıyıcının bağışıklık sistemini kontrol etme yeteneğini kaybediyor. Open Subtitles و أثناء موته، يفقد ذلك الطفيل القدرة على التحكم بدفاعات المضيف
    Evet, ona beyin tümörü teşhisi konuldu, ve zaman zaman şuurunu kaybediyor. Open Subtitles و قد تم تشخيصه بسرطان المخ لذا هو يفقد وعيه طوال الوقت
    Bunun kadar ölü birisi nasıl olur da bıçağı kaybeder? Open Subtitles كيف لا أحد في عداد الموتى لأن هذا يفقد السكين؟
    Ve çok dikkatli bakan bir insan çoğunlukla bu bağlamı kaybedebilir. Open Subtitles والشخص الذي يُحدق بتمعن قد يفقد عادةً ذلك الشعور بالسياق.
    Hiç kimse işini kaybetmedi ve herkes çalıştığı işin karşılığını aldı. TED لم يفقد أحد وظيفته، وتمت مكافأة الجميع على العمل الذي أنجزوه.
    Miguel yalnızca kız arkadaşını kaybetmedi, tüm sosyal hayatını, Sharon'un kilisesindeki o topluluğu da kaybetti. TED فلم يفقد ميغيل حبيبته فقط، فقد حياته الاجتماعية بالكامل، والمجتمع الداعم لكنيسة شارون.
    Tek oğlunu neredeyse kaybeden bir adamın davranışını nasıl yargılayabilirsin? Open Subtitles كيف تحكم على سلوك رجل كاد يفقد ابنه الوحيد ؟
    Sistem, aniden ve süpriz bir şekilde, yazlık buz örtüsünün yüzde 30 - 40'a kadar kaybediyor. TED و فجأة و بدون مقدمات، يفقد النظام من 30 إلى 40 بالمائة من غطاءه الثلجي الصيفي.
    Kontrolü kaybediyor. Bir parçası bağımsız hale geliyor. Open Subtitles ، يفقد السيطرة .جزء منه يصبح مستقل ذاتيا
    Seninle açık konuşacağım dostum. Bu iş çekiciliğini kaybediyor. Open Subtitles سأكون صريحاً معك يا صديقي هذا العمل يفقد سحره بسرعة
    Çocuk paraya kavuşuyor, çocuk parayı kaybediyor, yada tamamen dengesiz hale geliyor, arkadaşlarının onu hatırlamasını ümit ediyor. Open Subtitles الفتى يحصل على المال.. الفتى يفقد المال ويصبح الوضع فوضوياً
    Ve ölürken, parazit vücudun savunma mekanizmasını kontrol etme özelliğini kaybeder. Open Subtitles و أثناء موته، يفقد ذلك الطفيل القدرة على التحكم بدفاعات المضيف
    Akıllı bir oyuncu her zaman sağlam bir el tutmayı başarır ve önündeki her fişe baktıkça aklını kaybeder. Open Subtitles اللاعب الذكي بامكانه أن يكسر قوة أوراق منافسه ثم يقوم بالهجوم و يفقد عقله مع كل فيش يظهر أمامه
    Bu adamı canlı yayına alırsanız şifreli bir mesaj verebilir ve ülke çapında en az elli kişi hayatını kaybedebilir. Open Subtitles ماذا تعنى؟ ربما بوضع هذا الرجل على الهواء سينشر رسالة مشفّرة و يفقد مثلاً خمسين رجلاً حول البلاد حياتهم
    Bizim eskiden korktuğumuz gibi ondan korkmayabilirler ama baban içindeki ateşi hâlâ kaybetmedi. Open Subtitles ربما لا يخافون منه كما كان في السابق ولكن والدك لم يفقد عصبيته
    Uyanıp gerçekle yüzleşebilmem için biri önemli bir şey kaybetti. Open Subtitles ،أعتقد أنني حتى أستطيع أن أستيقظ و أواجه الواقع الشخص يجب أن يفقد شيءٌ خاص
    Aynen. Neden sen bir şey alamayasında, parmağını kaybeden biri büyük ikramiyeyi alsın. Open Subtitles لماذا لا تحصل على شيء بينما يحصل من يفقد إصبعه على الجائزة الكبرى؟
    Tamam, bu... bu adamın durumu ciddi ve çok kan kaybetmiş. Open Subtitles حسناً، هذا الرجل في حالة حرجة و يفقد الكثير من دمائه
    Gül tarhımı boyadığı için kırmızı kaybedecek biri kellesini. Open Subtitles من يلون ورودي بالأحمر أحدهم سوف يفقد رأسه
    Umut ki bizim, yani Aaron’un arkadaşlarının, onun bu duygusunu kaybetmesine izin vererek başarısızlığa uğrattığımız tek şey. TED والأمل هو الشئ الوحيد بالنسبة لنا، أصدقاء آرون، الذي خذلناه فيه،لأننا تركناه يفقد ذلك الشعور بالأمل.
    Umarım oğlumu utandıracak kadar ve kocamın güzel saçlarını kaybetmesini izleyecek kadar uzun yaşarım. TED أنا أتمنى أن أعيش طويلاً لأحرج ابني، وأشاهد زوجي وهو يفقد شعره الجميل.
    Ağabeyim Vietnam'da öldürülünce babam o savaşta bir oğlunu daha kaybetmek istemediğini söyledi. Open Subtitles و عندما قتل أخي الأكبر في فيتنام .. صمم على أنه لن يفقد أبنا آخر.. في هذه الحرب بالذات..
    Dişlerini kaybetmeden ve 20 yaşını geçmeden önce, tüm sıradan halk gibi genç ve taze görünüyor olmalıydı. Open Subtitles بعمر العشرين، وقبل أن يفقد أسنانه وتعلو محياه تلك النظرة الهائمة والتي تظهر على عامة الشعب،
    Öyle çok kan kaybediyordu ki, elimi yarasından kaldırınca daha çok kan kaybetmesinden korktum. Open Subtitles ديكسون كان ينزف كثيراً كنت خائفه اذا أزلت يدى من فوق جرحه, فانه سوف يفقد دم أكثر من اللازم.
    Kendini böylesine hayrana karşı kaybettiğini görmedim. Open Subtitles لم أراه يفقد أعصابه هكذا أبداً ليس أمام المعجبين
    Kamyonun sarsıntılarıyla yorgunluğu artmış ve bilincini kaybedince tekrar rakun şekline dönmüş. Open Subtitles و كان يفقد قدرة التحول على الشاحنة و تحول الى شكل الراكوني عندما كان غائب عن الوعي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد