Bu kıymetli önbellek telefonlarımıza nasıl girdi ve biz bunu geri alabilir miyiz? | TED | كيف وصلت هذه المعادن الثمينة إلى هواتفنا، وهل يمكننا أن نحصل عليها مجدداً؟ |
Lütfen beni tekrar evladın kabul et. Yeniden deneyemez miyiz? | Open Subtitles | رجاءً , أرجعنى إليك ألا يمكننا أن نحاول ثانية ؟ |
Evet ama insanlara pizzanın üstü için istediklerini koyma izni veremeyiz. | Open Subtitles | أجل، ولكن لا يمكننا أن نسمح للناس، باختيار أية طبقة يريدون. |
Onu unutamayız. Ben bunu, ülkenin tarihindeki en büyük tekil harcama olarak tanımladım. | TED | لا يمكننا أن ننسى ذلك. قمت بتعريف هذا كأكبر نفقات في تاريخ البلاد. |
O halde bu şekilde, Bir sürü farklı şey için pişmanlık hissedebiliriz. | TED | الآن خلال هذا السياق، يمكننا أن نشعر بالندم حيال أشياء كثيرة مختلفة. |
İstediğimiz şeyi söyleriz, ama o Bir şey yapamaz. Demokrasi de işler. | Open Subtitles | يمكننا أن نقول ما نشاء عنه ولا يستطيع إيذاءنا وهذه هى الديمقراطية |
- Bana 50,000 borcu olan biri var. - olabilir. Peki. | Open Subtitles | هناك شخص مدين لى ب 50 يمكننا أن نحضرها منه الان |
Oh, aslında, saat 2 yapabilir miyiz, çünkü şu an Nevada'dayız? | Open Subtitles | في الحقيقة هل يمكننا أن نجعلها بالساعة 2 لأننا في نيفادا |
Dostum, büyük annenin evine geri dönebilir miyiz? Tuvalete girmem lazım. | Open Subtitles | هل يمكننا أن نعود إلى بيت جدتك يجب أن أستعمل الحمّام. |
Cinsiyet savaşlarının yer almadığı Bir iki saat geçirebilir miyiz, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكننا أن نمضي ساعتين من دون تلك الحرب بين الجنسين؟ |
Sizi geçmiş yaşamınıza bağlayacak hiç Bir şeye izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نترك لك أي شيء يربطك بحياتك السابقة |
Elimizden geleni yapacağız ama eve döneceğine dair söz veremeyiz. | Open Subtitles | سوف نفعل ما نستطيع لذلك لا يمكننا أن نعدك بشيء |
Eğer seni daha iyi hissettirecekse... Onu rakip çeteymiş gibi gösterebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نكون عصابة منافسة إذا كان ذلك يجعلك تشعر بالتحسّن |
Ve düşündüm ki, aynı yöne gittiğimize göre, Onu da bırakabiliriz. | Open Subtitles | وبما أننا ذاهبتين في نفس الطريق، ألا يمكننا أن نقلّه معنا؟ |
Birleşerek kurulacak açık, güvenli ve ücretsiz sistemler sayesinde böylesi gözetlemelerden kaçabiliriz, ve Bir ülke bu problemi tek başına çözmek zorunda değil. | TED | من خلال بناء معا مفتوحة وحرة، ونظم آمنة، يمكننا أن يرحل مثل هذه المراقبة، ومن ثم لا يملك بلد واحد لحل المشكلة بنفسها |
Şimdi Bir gün bizim de bunu yapabileceğimiz aklıma geldi. | Open Subtitles | فكرت فحسب، ربما يمكننا أن نفعل الشيء نفسه يوماً ما |
Bir veya 10 tane daha olabilir. Mesel şu ki, aklına geleni söyledin. | Open Subtitles | يمكننا أن نشرب عشر كئوس أخرى، و لكن المهم أنك قلت ما تريده. |
Düşüncelerinizin, beyninizi yaratışını görebiliyoruz, ki bu gerçekten nasıl çalıştığına dair kilit noktadır. | TED | يمكننا أن نرى أفكارك تخلق دماغك، والذى هو فى الحقيقة مفتاح لكيف يعمل. |
Bir anda yok edemeyiz. Fesatlık yapmak için güçlü durumda. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نتخلص من هذا لديها مبررات قوية للحقد. |
Eğer daha fazla fare istihdam edersek sonucu daha da iyi hale getirebiliriz. | TED | إذا كنت تستطيع جلب المزيد من الجرذان، يمكننا أن نجعل الواقع الناتج أكبر. |
Craig Venter'a hep sormak istemişimdir: Bir insanın vücuduna sentetik Bir kromozom yerleştirip istediğimiz zaman kendimizi yinelememiz mümkün olur mu diye. | TED | أردت أن أسأل كريغ فينتر إن كان من الممكن إدراج كروموسوم إصطناعي في إنسان بحيث يمكننا أن نستنسخ أنفسنا إن أردنا ذلك. |
Ben gidip Bir sınıflandırma yapayım mı? Sonra karar verebiliriz. | Open Subtitles | أتعلمون، لما لا أحضر عدّة مشروبات عندها يمكننا أن نختار |
Başka Bir bebek yapabiliriz fakat ondan başka Bir tane daha yapamayız. | Open Subtitles | يمكننا أن ننجب بديلاً عنه لكن لا يمكنني أن أحظى ببديلٍ عنها |
Biz yani, iksir olmadan Ona yenmek olamaz biz Gölgeler Kitap bizim için bulmak için Bir cadı gerekir . | Open Subtitles | لا يمكننا أن نقضي عليه بدون الجرعة ، مما يعني نحتاج لساحرة لتبحث لنا . عن هذا في كتاب الظلال |
Onların hissedecekleri endişeyi, korkuyu ve tehlikeyi, sadece tahmin edebiliriz. | TED | الأطفال، كما يمكننا أن نتخيل، سيشعرون بالقلق، والتهديد و بالخطر. |