ويكيبيديا

    "çalıyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يرن
        
    • تعزف
        
    • يعزف
        
    • تسرق
        
    • يرنّ
        
    • سرق
        
    • يسرقون
        
    • بسرقة
        
    • يشغل
        
    • ترن
        
    • يدق
        
    • تدق
        
    • الرنين
        
    • ويسرق
        
    • تعزفين
        
    Telefon çalıyor,arkadaşları onu arıyorlar, ama onlarla nasıl konuşacağını bilmiyor. TED يرن الهاتف، يتصل الأصدقاء، لكنها لا تعرف كيف ترد عليهم.
    Alarm, her sabah 06:30'da çalıyor ve derhal ayağa zıplıyorum. Open Subtitles كل يوم المنبّه يرن عند السادسة والنصف, وأقفز مِن السرير
    Bunun beş sallama ayarı var. Bu da 16 şarklı çalıyor. Open Subtitles حسنا، هذه تأتي مع 5 إعدادات وهذه تعزف 16 أغنية مختلفة
    Willie bas çalıyor. Bana göre de bas müziklere hayat veriyor. Open Subtitles ويلي يعزف الباس , واعتقد ان الباس تعيد الاغاني الى الحياة
    ADM, Japonlardan, teknolojilerini çalıyor bunu Japonların da yapabileceğini göz ardı edemezdim. Open Subtitles أ.د.م تسرق التقنية من اليابانيين فليس من المستبعد أن يقوم اليابانيون بالمثل
    Yaşlanmama rağmen çan benim için hala çalıyor. Open Subtitles بالرغم من كبرى ما زال الجرس يرنّ من أجلى
    Şu beyaz bok benim şeylerimi çalıyor, ve bana geri satabileceğini sanıyor! Open Subtitles هذا الأبيض اللعين سرق أشيائى ويعتقد أنه يمكن أن يبيعهم لى ثانية
    Sanki bir uzvumu kaybettim. Hayalet telefon çalıyor gibi hissediyorum. Open Subtitles و كأني فقدت طرفا, إني أشعر بهاتف خيالي يرن الآن
    Endiselenme. - çalıyor. Kapatma. Open Subtitles سيكون الأمر بخير أنه يرن , لأتغلقي السماعة
    Evet. Telefon durmadan çalıyor. Cesedin kimliği belli oldu mu? Open Subtitles نعم , التليفون يرن كثيراً هنا اسمع , هل تعرفتوا بعد علي هوية الجثة؟
    Ve sonra telefon çalıyor. Open Subtitles التي من المفترض اتصلت لك قبل اربع ساعات و عندها .. الهاتف يرن
    - Evet, telefon çalıyor cevap veriyorum ve biri sanki bir şey söylemeye çalışıyor. Open Subtitles أجل, يرن وأُجيب وأستطيع سماع احدهم يحاول قول شيء ما
    Sonra telefon çalıyor ve telefondaki iyi bir arkadaşın ama sesi garip geliyor "beni ilgilendirmez ama sana bir şey diyeyim mi..." diye kekeliyor. Open Subtitles عندها يرن الهاتف ثم بعد ذالك أسمع صوت صديقة عزيزة ولكن صوتها يبدو غريباً
    Sokağın karşısında yaşayan kız sürekli piyano çalıyor. Open Subtitles تلك الفتاة التي تعيش في الجهة المقابلة تعزف البيانو
    Ona hiç fırsat vermiyor. Sadece canı ne isterse çalıyor. Open Subtitles انها أبدا لا تمنحه دور في العزف انها فقط تعزف ما تشاء
    Şimdi az önce gördüğümüz parçayı çalıyor, benim yazdığımdan biraz daha iyi. TED اذا سوف يعزف المعزوفة التي رأيتموها منذ قليل بصورة افضل بقليل مما كنت قد كتبت
    Aralarında en sevdiğim müzik grubu. İnsanlar her hafta telefonlarında birbirlerine enstrümanlarını çalıyor. TED مجموعتي المفضلة هي مجموعة الموسيقى حيث يعزف الناس على الآلات الموسيقية أسبوعياً يضعون الهاتف مع بعضهم البعض
    Benden çalıyor. Paramı çalıyor. İngilizce bilmediğini söylüyor. Open Subtitles إنها تسرق مالي، تقول إنها لا تتحدث الإنكليزية
    Ya çalıyor açmıyor ya da sesli mesaj dolu uyarısı veriyor. Open Subtitles لا يتمّ إيصال إتّصالي، إمّا أنّ الهاتف يرنّ بإستمرار أو استلم رسالة "البريد الصوتي مُمتلئ".
    Bir gece, biraz fazla içiyor ve bir taksi şoförünü soyuyor - 50 dolar çalıyor. TED وفي ليلة من الليالي .. شرب كثيراًُ حتى سكر . وسرق سائق اجرة لقد سرق منه 50 دولار
    Demek bestecilerin hepsi birbirlerinden bir şeyler çalıyor. Open Subtitles حسناً، هؤلاء الموسيقيين أعتقد أنهم يسرقون من بعضهم البعض.
    Biri böcek tozumu çalıyor. Benimle bir derdi var sanırım. Open Subtitles شخص ما يقوم بسرقة مبيد الحشرات خاصتي، شخص ما يسرقني
    Jules, bu plak çalmıyor, CD çalıyor. Open Subtitles جوليا هذا لا يشغل شرائط انه يشغل اسطوانات
    Telefon geldiğimden beri deli gibi çalıyor Open Subtitles إن الهواتف ترن بلا توقف منذ أن وصلت إلى هنا
    Zil yedide çalıyor ve hepimiz kabul salonunda sekizde buluşuyoruz. Open Subtitles يدق الجرس في السابعة، وسنجتمع في غرفة الرسم في الثامنة.
    Böyle bir tane satın alma, çünkü her sabah erkenden çalıyor. Open Subtitles لا تشتري واحدة كهذه، لأنها تدق في الصباح الباكر.
    Basın çöp ile karıştırmak olduğunu, telefon açık çalıyor, o poz endişelenmektedir. Open Subtitles الصحفيون يدخلون بالقمامة الهاتف لا يتوقف عن الرنين إنهاقلقةمن أن ينفضحأمرنا،حقيقة حتىأنا.
    Önce düşmanını öldürüyor ve sonra evine gidip kasaya giriyor ve ailenin mücevherlerini çalıyor. Open Subtitles لذا أولاً قام بقتل خصمه ثم ظهر في المنزل ليكسر الخزنة ويسرق مجوهرات العائلة
    - Gitar çalıyor gibi yapıyorsun. Open Subtitles أنتى تعلمين تدعين أنكى تعزفين على الجيتار

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد