ويكيبيديا

    "çocuğun" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفتى
        
    • الولد
        
    • الصبي
        
    • الطفلة
        
    • طفلك
        
    • أولاد
        
    • ابنك
        
    • طفلة
        
    • اطفال
        
    • صبي
        
    • الشاب
        
    • طفلاً
        
    • لطفل
        
    • الطفل
        
    • للطفل
        
    - Sadece çocuğun masumiyetine inanıyorum. - Bunu kanıtlayabilir misin? Open Subtitles انا فقط اصابني اعتقاد ان الفتى بريء ايمكن اثبات الامر؟
    Bu çocuğun eğitime ihtiyacı var. Onun bir geleceği var. Open Subtitles هذا الفتى لابد أن يحصل على التعليم أن لديه مستقبل
    Bir çocuğun umut edecek birşeylere ihtiyacı vardır. Şimdi umut edecek nesi var? Open Subtitles كان الولد يتمنى أن يحظى بشيء في هذا العالم، فأي أمل له الآن؟
    Böylece, çocuğun annesi olan bu kadın tuvaletini birkaç saat içerisinde kurdu. TED لذا هذه المرأة، أم هذا الصبي قامت بتركيب المرحاض في بضع ساعات.
    çocuğun dişlerinin üzerindeki kemik hattı kızın açlıktan öldüğünü gösteriyor. Open Subtitles الحدود ما بين إنغلاق أسنان الطفلة يدل أنها ماتت جوعاً
    Anlayamadığım şey, Davis denen şu çocuğun nasıl oraya ilk giden kişi olduğu. Open Subtitles ما لا يمكنني فهمة هو : كيف وصل الفتى ديفيس إلى هناك أولاً؟
    Bu çocuğun 18'ini bitirmesini istemekle çok şey mi istemiş oluyorum? Open Subtitles هل أسألكم الكثير أن أرى هذا الفتى وهو يبلغ الـ 18؟
    Konuşmuyor bile, kızım. Bence bu çocuğun gerçekten bir sorunu var. Open Subtitles إنه لا يتحدث حتى, أعتقد أن هنالك خلل بذلك الفتى بحق
    Hikaye istiyorsunuz, o zaman gidin o çocuğun ailesiyle konuşun. Open Subtitles اذا اردت قصة, اذهب لوالديّ ذالك الفتى واحصل عليها منهم
    ve miktarı ve yayılması çocuğun kendi üzerine işediğini destekliyor. Open Subtitles في الثياب الداخلية والتوزيع والكمية يقترح أن الفتى بلل نفسه
    çocuğun pigmentasyonuyla ilgili kafası karışmış, ama kesinlikle cesareti var, değil mi? Open Subtitles الفتى لا يعرف إلى جانب يذهب لكنه بالتأكيد مفعم بالحيوية أليس كذلك؟
    Benim bütün söylediğim şu; belki de çocuğun tüm istediği biraz sevgidir. Open Subtitles كل ما أقوله هو ربما كل مايُريده الولد هو أن يكون محبوباً
    Aynı işareti, kendini asan Porto Riko'lu çocuğun taburesinde de bulmuşlar. Open Subtitles نفس واحد وجدوا على المقعد ذلك الولد البورتوريكي كان يشنق نفسه.
    Bu kitabın yazarı benimle aynı okula giden o sessiz çocuğun kendisi. TED إن مؤلف هذا الكتاب كان الصبي الصغير نفسه الذي ذهب إلى مدرستي.
    - Kızılderili çocuğun üstünde şu birlik pantolonunu gördüğümde şüphelenmiştim. Open Subtitles خمنت ذلك عندما رأيت تلك السروال الاتحادي على الصبي الهندي
    Varisler parçalanırsa, çocuğun daha çabuk şoka gireceğini bilmiyor musun? Open Subtitles ألا تعلمين أن أخطر ما تعاني منه الطفلة هو الورم؟
    Senin çocuğun. Bizim çocuğumuz. Bence anneme gidip onu almalıyız. Open Subtitles طفلك ، طفلنا ، أعتقد أن نذهب، لأمي ، ونأخذه.
    çocuğun yoksa bir çocuk partisine gidemezsin. Open Subtitles أنت لا تَستطيعُ الذِهاب إلى حفلة أولاد ، بدون ولد
    çocuğun bugün gerçekten çok yumurcak oldu, Kıçında acılar içinde. Open Subtitles ابنك كان غير مهذب اليوم كان مصدر ازعاج فعلاً
    Pekala, hakim birlikte olmayan iki insana, çok nadir, bir çocuğun sorumluluğunu verir. Open Subtitles الآن، أيّ قاضٍ نادراً ما سيضع طفلة تحت وصاية اثنين لا يعيشان سوياً
    °/°1 5. Çocuklarım için. - Senin çocuğun yok ki. Open Subtitles و 15 بالمائة اكرامية لاطفالى انت لا يوجد لديك اطفال
    Genelde 8 yaşındaki bir çocuğun beni alt etmesine sevinirdin. Open Subtitles في العادة تحبين رؤيتي اهزم من صبي بالثامنة من العمر
    Neden diğer çocuğun bıçağına bakmıyorsun, eğer üzerinde kan varsa, temiz çıkmış olur. Open Subtitles لم لا تتحقق من سكين الشاب الآخر ؟ إذا كان دمه عليه عندهاسيصبحبريء.
    Bir çocuğun komünist olmasına imkân yok, yine de onu öldürdünüz. Open Subtitles طفلاً لم يكن أبداً شيوعيّاً ورغم ذلك أنت تـُطلق على الطفل
    Bugün bir çocuğun Playstation'u 1996'dan kalan askeri üstün bilgisayardan daha güçlüdür. TED بلاي ستيشن لطفل اليوم أقوى من حاسب عسكري عظيم من عام 1996.
    Çocuk, ne başka çocuğun merakını anlar, ne de yetişkin birinin cahilliğini. TED وكوني طفلة، لم أستطع تفهم فضول الطفل الآخر. ولا تفهم تجاهل الكبار.
    çocuğun kendine güveni yerine gelince yol göstericiliği biter ve yok olur. Open Subtitles و تسمح للطفل بتخطي الأمر بثقة حينما لا يكون الحامي ضروريًا بعدها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد