Bu Çok garip. Ama şaşırmadım, rehberlik danışmanım biraz aptaldı. | Open Subtitles | هذا غريب لكن على مايبدو كان مستشاري التوجيهي مشتتاً دائماً |
"Wow, bu Çok garip." "Eskiden hep ben seni takip ederdim." | Open Subtitles | يا إلهي ، هذا غريب جداً كنت أتبعكِ في كل مكان |
Gerçekten Çok garip görünüyorlar. Biz insanız. | TED | بالفعل لديهم شكل غريب جدا. بالنسبة لنا نحن البشر. |
Artık bunu yapmak zorunda olmamak, serum bağlanmaması falan Çok garip. | Open Subtitles | من الغريب أننا لن نفعل هذه مرة أخرى أعني نقل الدم |
Bu, Mall'daki bürokrasi tarafından kurulmasının ne kadar zaman alacağının sorulduğu Çok garip bir an. | TED | هذه لحظة غريبة جداً حيث سألنا بيروقراطيو المول كم من الوقت تستغرق للتثبيت. |
Bu Çok garip. Onu hiç bir Everett olarak düşünmemiştim. | Open Subtitles | الأمر غريب للغاية لم أفكر به قط على أنه إيفيرت |
Bu Çok garip çünkü son yemeğinde Belon istiridyesi yediğini tespit edebildim. | Open Subtitles | هذا غريب لأنني تمكنت من تحديد تناوله للمحار في وجبته الأخيرة. المحار؟ |
Biliyor musun Mikey'nin senden daha önce bahsetmemesi Çok garip. | Open Subtitles | تعرفين, هذا غريب أن مايكي لم يذكركِ أبداً من قبل |
Bunun senin için garip olduğunu biliyorum, çünkü benim için de Çok garip. | Open Subtitles | أعلم أن هذا غريب بالنسبة إليك . لأنه غريب حقاً بالنسبة لي أيضاً |
Çok garip. | Open Subtitles | هذا غريب.. الناس اعتادوا الذهاب لأمريكا لأن |
Biliyormusun, Çok garip, o kadar uzun süredir intikam işiyle uğraşıyorum ki, artık sona erdiğine göre, bilemiyorum, ömrümün geri kalanında ne yapacağımı bilemiyorum. | Open Subtitles | أنت تعلم.. هذا غريب جدا لقد كنت فى مهمة أنتقام لمده طويله |
Bu Çok garip, çünkü bu geceki tek konuğumuz sizlersiniz. | Open Subtitles | إنّ هذا الأمر غريب جداً فأنتم، الزوّار الوحيدين المتواجدين الليلة |
Çok garip bir şey söyledi. Şarkıcıyı görüyor musun? | Open Subtitles | شيء ما غريب جداً هل ترى تلك الفتاة التي تغنّي؟ |
Bu Çok garip. Seçimden sonraki gündü. | Open Subtitles | هذا غريب جداً إنه اليوم التالي للانتخابات |
Bence çizdiğin karikatürlerde bu kadar kan ve iç organın olması Çok garip. | Open Subtitles | أعتقد إنه غريب جدا كيف ترسم كلّ مجلاتك الهزلية محلمة بالدمّ والأحشاء |
Oğlunun çalınan atları bize söylememesi Çok garip. | Open Subtitles | أنه من الغريب أن أبنك لم يبلغ عن سرقة الخيول |
Bayanlar baylar, bu gece size Çok garip bir hikaye anlatmak için buradayım. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة، أنا هنا الليلة لرواية قصّة غريبة جداً لكم |
İşte şimdi neden burada oturmuş Çok garip olduğunu düşündüğüm bir şeyi soruşturuyorum biliyor musun? | Open Subtitles | الآن تعلم لماذا أجلس هنا أحقق بأمر أظن أنه غريب للغاية |
Buraya ilk çalışmaya geldiğimde başıma Çok garip bir şey geldi. | Open Subtitles | حين جئت للعمل هنا أول مرة حدث لى شيئاً غريباً جداً |
Çok garip. Burada kapılara genelde çok dikkat ederler. | Open Subtitles | هذا مضحك ، عادة إنهم حذرون فيما يخص الأبواب |
Sistemde şu an çok fazla gariplik var, bu otomatik oynatma sizi Çok garip yerlere götürüyor. | TED | هناك أشياء غريبة للغاية في النظام الآن فيأخذك التشغيل التلقائي إلى أماكن غريبة جدا. |
Ve herkes insanlar içinde olunca daha büyük gözüküyor. Çok garip.. | Open Subtitles | .. في الحقيقة يبدو أكبر بوجود الناس فيه, إنه غريب لذا |
Bu Çok garip çünkü bütün hafta sonunu Don Todd'un biyografisini dinleyerek geçirdin. | Open Subtitles | ذلك غريب لأنك أمضيت نهاية الأسبوع كاملة تستمع لسيرة دون تود على الشريط |
Hayır... Çok garip, Senden sonra iki kızla yattım. | Open Subtitles | لا ، إنه أمر غريب لقد نمت مع فتاتين منذ أن رحلتِ |
Çok garip davrandığını düşünüyor ve... buraya döndüğümde seninle konuşmam için bana yalvardı. | Open Subtitles | و هو يعتقد أنك تتصرف بغرابة شديدة. و توسل لي أن أتحدث إليك حول هذا عندما أعود. |
Kara deliğin yakınında uzay ve zaman Çok garip şeyler yapar. | Open Subtitles | بالقرب من الثقوب السوداء فالمكان والزمان يقومان ببعض الأشياء الغريبة جداً. |