- Evet, sanırım ama... - Artık çok geç, değil mi? | Open Subtitles | آجل , أعتقد ذلك لقد فات الأوان , أليس كذلك ؟ |
Artık çok geç, Bark. Annem çoktan... - 401k'sını çekti bile. | Open Subtitles | لقد فات الأوان , لقد نقلت أمي ثروتها الـ 401 ألفاً |
Küçük çocuğun çok çabuk doğması için dua edelim ya da çok geç. | Open Subtitles | دعنا نصلي لكي يولد الطفل في وقت مبكر . أو بعد فوات الأوان. |
Hayır çok geç değil, geri dön geri dön, gringo! | Open Subtitles | لست متأخر جدا ، عُد عُد أيها الامريكي ، أمسكوه |
Her şey ancak burada, artık çok geç olduğunda açığa çıkar. | Open Subtitles | , كل شىء يتضح هنا فقط .عندما يكون قد فات الآوان |
Umurumda değil, çok az, çok geç. Hem neden burada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أبالى, صغبر جداً ,متأخر جداً بجانب, أننى أعلم لما أنت هنا |
- Çıkma teklif etmek istemiştim. Ama artık çok geç. | Open Subtitles | أردت أن أدعوك للخروج و لكن لقد فات الأوان الآن |
Pişman olacaksın, ve artık yapabileceğin bir şey yok çünkü artık çok geç. | Open Subtitles | سوف تنمدين على هذا والآن لا يوجد شئ بيدك لفعله لأنه فات الأوان |
Artık çok geç. Onu aramak, yalnızca daha çok ölüme sebebiyet verir. | Open Subtitles | قدّ فات الأوان ، البّحث عنها لنّ يأتى سوى بالمزيد من الموت. |
Tılsım neredeyse kontrolden çıktı. çok geç olmadan onu karanlığa gömmeliyiz. | Open Subtitles | التميمة خارج السيطرة علينا أن ندفنها في الظلام قبل فوات الأوان |
çok geç olmadan, o tahtayı almalı ve buradan uzağa göndermeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نأخذ اللوح و نبعده من هنا قبل فوات الأوان |
Bu güne kadar. Keşke çok geç olmadan konuşmuş olsaydım. | Open Subtitles | حتى هذا اليوم أتمنى لو أني تحدثت قبل فوات الأوان |
Ya çok geç, ya çok erken. Nasıl baktığına bağlı. | Open Subtitles | أنه إما متأخر جدا أو مبكر جدا حسبما يترائي لك |
Gerçekten çok geç oldu. Yarın erken kalkmam lazım. Evet. | Open Subtitles | ان الوقت متأخر جدا ويجب ان استيقظ مبكرا غدا نعم |
Kendimizi ülkenin iki ayrı ucunda bulabiliriz. O zaman çok geç olur. | Open Subtitles | يمكن أن نكون في جهات مختلفة من البلاد سيكون قد فات الآوان |
çok geç saatlere kadar çalıştık. Annesiyle tanıştın mı? Harika biridir. | Open Subtitles | . كنا نعمل لوقت متأخر جداً . هل قابلت والدتة ؟ |
Bu konuda bir şeyler yapmak için artık çok geç. | Open Subtitles | حسناً ، لقد تأخر الوقت قليلاً لفعل شيئ حيال هذا |
Acilmiş. Neden hep çok geç kaldığımda bana hatırlatıyorsun, ha? | Open Subtitles | لماذا دائماً ما تذكّريني عندما يكون الأمر متأخراً جداً ؟ |
Saat çok geç oldu. Evdeyim ve sarhoşum. Yapma dostum. | Open Subtitles | الوقت متأخر كالجحيم يا رجل أنا في البيت و مسطول |
Yılın sonunda, her şey için çok geç olduğunda değil. | TED | لا أريد أن أعرف ذلك بنهاية السنة، عندما يفوت الأوان. |
Ama sen çok geç olmadan iğneler için aceleyle çıkmışsın. | Open Subtitles | لا, لكن, اسرعت للخارج لانك اردة الحُقن قبل فوات الاوان |
Onu geri ara. Fikrini değiştirmek için çok geç değil. | Open Subtitles | اتصل بها مرة اخرى , لم يتأخر الوقت لتغيير رأيك |
Hiçbir şey için asla çok geç değildir ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için çok erken değil. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك مهمّا لم يفت الأوان بعد أو في حالتي, ليس مبكّر جداً لكي تكون من تريد أن تكون |
Siz, biyolüminesansın gücünü anlamayı çok geç öğrenen okyanusun dibindeki çoğu canlıdan sadece birisiniz. | TED | أنت واحد من بين كثير من المخلوقات فى عمق المحيط الذى يتعلم ولكن بعد فوات الآوان أن يقدر قوة الضيائية الحيوية. |
Çocuklar için çok geç ama beni kurtarmak için bolca zaman var. | Open Subtitles | لقد فات الاوان على بقية الشباب, لكن هناك متسع من الوقت لإنقاذي |