Merhaba arkadaşlar, bu haftaki öğle yemeği anketini kontrol etmeye geldim. | Open Subtitles | مرحبا، رجال، جئت للفحص على غداء هذا إسبوع موضوع الإستطلاع المرة. |
Ondan sonra da, Bay Moray bize öğle yemeği verecek. | Open Subtitles | وبعد ذلك , السيد موراي قد أعدّ لنا مأدبة غداء |
Ziyaretler öğle yemeği bitiminde başlıyor. Gezinmememiz için sebep yok ya, çocuklar? | Open Subtitles | الزيارات تبدأ بعد الغذاء ، ربما يمكننا أخذ جولة، صحيح يا أبنائي؟ |
Merak ediyordum da, öğle yemeği teklifin hala geçerli mi? | Open Subtitles | كـنت أتسائل فقط ما إذا كان عرض الغذاء مازال قائماً |
Bütün bunlardan önce öğle yemeği için bile param olmazdı benim. | Open Subtitles | لقد كنت قبل هذا لا احصل على مال للغداء الا بصعوبة |
Bir sonraki Afrika Safarin için öğle yemeği mi hazırlıyorsun? | Open Subtitles | تعدين غذاء نزهـة من أجل رحلتك القـادمـة إلى إفريقيـا ؟ |
öğle yemeği boyunca halim iyiydi ve gençlere, bölge tıbbi memurluğu günlerimi anlattım. | Open Subtitles | أثناء الغداء كنت بحالة نفسية جيدة وأخبرت الشباب عن سنواتي كضابط بالمنطقة الطبية |
Yemek pişirmelerine izin verin. Bugün harika öğle yemeği, aşçılık işleri yapmalarına izin verin. | TED | دعهم يطبخون. غداء عظيم اليوم، دعهم يؤدون مهام مطبخية. |
Bu da, her okul dönemimde yaklaşık 5 milyar öğle yemeği hazırlandığı anlamına geliyor. | TED | هذا يساوي أكثر بقليل من 5 مليار وجبة غداء تصنع كل سنة دراسية. |
Görkemli bir öğle yemeği yedirip bizimle omuz omuza çalışan bu genç kadınların dünyayı değiştirmesine olanak tanıdıkları için onlara teşekkür ettik. | TED | أعطيناهن غداء جيدا وشكرناهن على الدور الذي تلعبنه دورهن في ترك أزواج أبنائهن تأتين للعمل لتغيير العالم. |
Aslında, Pazar günü bir öğle yemeği yiyecekseniz, muhtemelen pencerenizin dışından melemeler ve anırmalar üç gün öncesinden başlayacaktır. | TED | في الحقيقة, إذا كنت تتناول غداء يوم الأحد, فان الفرص هي أن تكون تخور أو تثغو خارج نافذتك قبل حوالي ثلاثة أيام |
öğle yemeği verirlerse ben giderim. | Open Subtitles | أنا لن أمانع في الذهاب ، إذا تم توفير وجبة غداء |
Bugün tekrar buluşup bir öğle yemeği yapar mıyız diye merak ediyordum. | Open Subtitles | كـنت أتسائل ما إذا كـان بإمكاننا أن نلتقي ونتناول الغذاء معاً غذاً |
öğle yemeği yaklaşıyor, elemine edilmeden önce sanırım burada bitireceğim. | TED | حسنا اقترب موعد الغذاء. وأعتقد أنني سأقف عند هذه النقطة، قبل أن يتم إخراجي. |
10'dan 3'e kadar! öğle yemeği saatinde de kapalı olurlardı. | TED | كانت تشتغل بين 10:00 و 15:00، و تقفل في وقت الغذاء. |
- o öğle yemeği için. - Anlıyorum genelde öyleymiş. | Open Subtitles | . هذا طعام للغداء ، أنا أفهم أنه عادة كذلك |
Merak ediyordum da, yarınki öğle yemeği aramı birkaç saat uzatabilir miyim? | Open Subtitles | كنت أتساءل إذا كان بإمكاني أخذ ساعتين إضافيتين من استراحتي للغداء غداً. |
Ulusal Okul öğle yemeği Programı 8 milyar dolar harcayarak her sene 30 milyon çocuğu besliyor. | TED | برنامج غذاء المدارس القومي ينفق ثمانية بلايين دولار لاطعام ثلاثين مليون طفل سنوياً |
öğle yemeği boyunca halim iyiydi... ve gençlere, bölge tıbbi memurluğu günlerimi anlattım. | Open Subtitles | أثناء الغداء كنت بحالة نفسية جيدة وأخبرت الشباب عن سنواتي كضابط بالمنطقة الطبية |
Şimdi, eğer izin verirsen, öğle yemeği arası vereceğim. Bay bay. | Open Subtitles | الآن لو تسمح لي لأنه وقت غدائي الى اللقاء |
Yeni yağlanmış deri kanepe, sert kahve aşağıdaki kafeteryadan gelen egzotik öğle yemeği kokusu. | Open Subtitles | والصوفا الزيتية الريشية القهوة الحارقة عبر غدائك المميز غريب الشكل المنطلق من البوفيه السفلي |
Buradaki işim bitince güzel bir öğle yemeği yiyecek ve gidip biraz kuş avlayacağız. | Open Subtitles | و بعدها سنتناول غداءً جميلاً و نذهب لصيد الطيور. |
öğle yemeği için bir saat Ve sonra 2 işlem tamam | Open Subtitles | ♪ ونأخذ ساعة للغذاء ♪ ♪ والساعة الثانية ننهي عملنا ♪ |
Cumartesi günleri ofisten çıktıktan sonra annesiyle öğle yemeği yiyor. | Open Subtitles | كل يوم سبت يتناول غدائه مع أمه بعد مغادرة المكتب... |
öğle yemeği yiyelim mi yoksa hayvanat bahçesinde mi yemek istersiniz? | Open Subtitles | أيجب أن نحظى بالغداء أم تودين تناول الطعام في حديقة الحيوان؟ |
Salı görüşürüz. Salı günü öğle yemeği. | Open Subtitles | اراك يوم الثلاثاء سوف نتغدى سويا يوم الثلاثاء |
Senatör Pazartesi günü öğle yemeği için beni buradan alacak. | Open Subtitles | سيقلّني السيناتور من هنا لغداء يوم الإثنين |
Kuzenimle birlikte hoş bir öğle yemeği yediniz mi bari? | Open Subtitles | إذن، هل حضيتَ أنتَ و إبنة عمي، بغذاء جميل ؟ |
Ama onlar için 30 dakika sonra öğle yemeği molası olacak... ve oğlun öğle yemeği kutusunu açtığında et kıyma yerine, bomba olacak. | Open Subtitles | لكن عندما يحظوا بفسحة الغداء ...في غضون ثلاثين دقيقة ...ويفتح ولدك صندوق غداؤه بدلاً من اللحم المفروم سيجد قنبلة |