ويكيبيديا

    "öğle yemeği" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • غداء
        
    • الغذاء
        
    • للغداء
        
    • غذاء
        
    • الغداء
        
    • غدائي
        
    • غدائك
        
    • غداءً
        
    • للغذاء
        
    • غدائه
        
    • بالغداء
        
    • نتغدى
        
    • لغداء
        
    • بغذاء
        
    • غداؤه
        
    Merhaba arkadaşlar, bu haftaki öğle yemeği anketini kontrol etmeye geldim. Open Subtitles مرحبا، رجال، جئت للفحص على غداء هذا إسبوع موضوع الإستطلاع المرة.
    Ondan sonra da, Bay Moray bize öğle yemeği verecek. Open Subtitles وبعد ذلك , السيد موراي قد أعدّ لنا مأدبة غداء
    Ziyaretler öğle yemeği bitiminde başlıyor. Gezinmememiz için sebep yok ya, çocuklar? Open Subtitles الزيارات تبدأ بعد الغذاء ، ربما يمكننا أخذ جولة، صحيح يا أبنائي؟
    Merak ediyordum da, öğle yemeği teklifin hala geçerli mi? Open Subtitles كـنت أتسائل فقط ما إذا كان عرض الغذاء مازال قائماً
    Bütün bunlardan önce öğle yemeği için bile param olmazdı benim. Open Subtitles لقد كنت قبل هذا لا احصل على مال للغداء الا بصعوبة
    Bir sonraki Afrika Safarin için öğle yemeği mi hazırlıyorsun? Open Subtitles تعدين غذاء نزهـة من أجل رحلتك القـادمـة إلى إفريقيـا ؟
    öğle yemeği boyunca halim iyiydi ve gençlere, bölge tıbbi memurluğu günlerimi anlattım. Open Subtitles أثناء الغداء كنت بحالة نفسية جيدة وأخبرت الشباب عن سنواتي كضابط بالمنطقة الطبية
    Yemek pişirmelerine izin verin. Bugün harika öğle yemeği, aşçılık işleri yapmalarına izin verin. TED دعهم يطبخون. غداء عظيم اليوم، دعهم يؤدون مهام مطبخية.
    Bu da, her okul dönemimde yaklaşık 5 milyar öğle yemeği hazırlandığı anlamına geliyor. TED هذا يساوي أكثر بقليل من 5 مليار وجبة غداء تصنع كل سنة دراسية.
    Görkemli bir öğle yemeği yedirip bizimle omuz omuza çalışan bu genç kadınların dünyayı değiştirmesine olanak tanıdıkları için onlara teşekkür ettik. TED أعطيناهن غداء جيدا وشكرناهن على الدور الذي تلعبنه دورهن في ترك أزواج أبنائهن تأتين للعمل لتغيير العالم.
    Aslında, Pazar günü bir öğle yemeği yiyecekseniz, muhtemelen pencerenizin dışından melemeler ve anırmalar üç gün öncesinden başlayacaktır. TED في الحقيقة, إذا كنت تتناول غداء يوم الأحد, فان الفرص هي أن تكون تخور أو تثغو خارج نافذتك قبل حوالي ثلاثة أيام
    öğle yemeği verirlerse ben giderim. Open Subtitles أنا لن أمانع في الذهاب ، إذا تم توفير وجبة غداء
    Bugün tekrar buluşup bir öğle yemeği yapar mıyız diye merak ediyordum. Open Subtitles كـنت أتسائل ما إذا كـان بإمكاننا أن نلتقي ونتناول الغذاء معاً غذاً
    öğle yemeği yaklaşıyor, elemine edilmeden önce sanırım burada bitireceğim. TED حسنا اقترب موعد الغذاء. وأعتقد أنني سأقف عند هذه النقطة، قبل أن يتم إخراجي.
    10'dan 3'e kadar! öğle yemeği saatinde de kapalı olurlardı. TED كانت تشتغل بين 10:00 و 15:00، و تقفل في وقت الغذاء.
    - o öğle yemeği için. - Anlıyorum genelde öyleymiş. Open Subtitles . هذا طعام للغداء ، أنا أفهم أنه عادة كذلك
    Merak ediyordum da, yarınki öğle yemeği aramı birkaç saat uzatabilir miyim? Open Subtitles كنت أتساءل إذا كان بإمكاني أخذ ساعتين إضافيتين من استراحتي للغداء غداً.
    Ulusal Okul öğle yemeği Programı 8 milyar dolar harcayarak her sene 30 milyon çocuğu besliyor. TED برنامج غذاء المدارس القومي ينفق ثمانية بلايين دولار لاطعام ثلاثين مليون طفل سنوياً
    öğle yemeği boyunca halim iyiydi... ve gençlere, bölge tıbbi memurluğu günlerimi anlattım. Open Subtitles أثناء الغداء كنت بحالة نفسية جيدة وأخبرت الشباب عن سنواتي كضابط بالمنطقة الطبية
    Şimdi, eğer izin verirsen, öğle yemeği arası vereceğim. Bay bay. Open Subtitles الآن لو تسمح لي لأنه وقت غدائي الى اللقاء
    Yeni yağlanmış deri kanepe, sert kahve aşağıdaki kafeteryadan gelen egzotik öğle yemeği kokusu. Open Subtitles والصوفا الزيتية الريشية القهوة الحارقة عبر غدائك المميز غريب الشكل المنطلق من البوفيه السفلي
    Buradaki işim bitince güzel bir öğle yemeği yiyecek ve gidip biraz kuş avlayacağız. Open Subtitles و بعدها سنتناول غداءً جميلاً و نذهب لصيد الطيور.
    öğle yemeği için bir saat Ve sonra 2 işlem tamam Open Subtitles ♪ ونأخذ ساعة للغذاء ♪ ♪ والساعة الثانية ننهي عملنا ♪
    Cumartesi günleri ofisten çıktıktan sonra annesiyle öğle yemeği yiyor. Open Subtitles كل يوم سبت يتناول غدائه مع أمه بعد مغادرة المكتب...
    öğle yemeği yiyelim mi yoksa hayvanat bahçesinde mi yemek istersiniz? Open Subtitles أيجب أن نحظى بالغداء أم تودين تناول الطعام في حديقة الحيوان؟
    Salı görüşürüz. Salı günü öğle yemeği. Open Subtitles اراك يوم الثلاثاء سوف نتغدى سويا يوم الثلاثاء
    Senatör Pazartesi günü öğle yemeği için beni buradan alacak. Open Subtitles سيقلّني السيناتور من هنا لغداء يوم الإثنين
    Kuzenimle birlikte hoş bir öğle yemeği yediniz mi bari? Open Subtitles إذن، هل حضيتَ أنتَ و إبنة عمي، بغذاء جميل ؟
    Ama onlar için 30 dakika sonra öğle yemeği molası olacak... ve oğlun öğle yemeği kutusunu açtığında et kıyma yerine, bomba olacak. Open Subtitles لكن عندما يحظوا بفسحة الغداء ...في غضون ثلاثين دقيقة ...ويفتح ولدك صندوق غداؤه بدلاً من اللحم المفروم سيجد قنبلة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد