Onu unutamayız. Ben bunu, ülkenin tarihindeki en büyük tekil harcama olarak tanımladım. | TED | لا يمكننا أن ننسى ذلك. قمت بتعريف هذا كأكبر نفقات في تاريخ البلاد. |
Bana ülkenin bu kısmında şık görünümlü bir erkeğin hep hoş karşılandığı söylendi. | Open Subtitles | قيل لي أن الذكور المؤهلين هم علاج نادر في هذا الجزء من البلاد |
İyi tarafı da yok değil hani, ülkenin çoğu yerini görmüş oluyoruz ve... | Open Subtitles | الجانب الجيد في هذا العمل ان المرء يتعرف على اماكن كثيرة من البلاد |
Aynı zamanda tüm ülkenin dönüşümüne şahit olduğumuz için de çok şanslıyız. | TED | ولكن بعد ذلك نحن أيضا محظوظون جدا لنشهد التحول في البلد كلها. |
Bebek bakıcılığı sıkıntısı olan ülkenin başka bir yerine taşınmak zorunda kalırlar mıydı? | TED | هل عليهم الانتقال إلى جزء آخر من البلد حيث يوجد حصاص في الحاضنات؟ |
İstifasını açıkladıktan sonra katıldığı basın açıklamasında bu ülkenin temelleri olan hak ve özgürlüklerin yok edilmesinde görev alamayacağı açıklamasını yaptı. | Open Subtitles | قال في مؤتمر صحفي بعد وقت قصير أنه لم يعد يستطيع المشاركة في تدمير الحريات الأساسية التي قامت عليها هذه البلاد |
ülkenin her yerinde. Yüzlerce kez. Bu benim standart konum. | Open Subtitles | فى كل البلاد , مرات عديدة لقد كانت محاضرتى الرئيسية |
Ayrıca, ülkenin en iyi SEAL timi senin yanında olacak. | Open Subtitles | كما يدعمك أفضل فريق لدى قوات الاستكشاف البحرية في البلاد |
ülkenin her tarafında çapulcular sahipsiz mağazaları yakıp yıkmaya devam ediyorlar. | Open Subtitles | فى انحاء البلاد يواصل المشاغبون فى إشعال النيران فى المخازن المتروكة |
ülkenin insanları onun için büyük bir cenaze töreni düzenlediler. | Open Subtitles | أهل البلاد جعلوا جنازته جنازة بطل، أكبر ما كان لإنسان |
ülkenin insanları onun için büyük bir cenaze töreni düzenlediler. | Open Subtitles | أهل البلاد جعلوا جنازته جنازة بطل، أكبر ما كان لإنسان |
ülkenin dört bir yanından, ve NY ailelerinden patronlar ve ukalalar geliyordu. | Open Subtitles | الزعماء والحكماء جميعا جاوءا من كل انحاء البلاد .وكل عائلات نيويورك ايضا. |
30 yılı aşkın süredir bu kasaba ülkenin hiçbir yerinde olmadığı kadar tornadolara, ısı dalgalarına ve dolulara maruz kalıyordu. | Open Subtitles | خلال السنوات الـ30 الماضية هذه البلدة كان عندها أعاصير أكثر وموجات حرارية وعواصف ثلجية من أيّ بلدة أخرى في البلاد. |
Kahraman olduklarını söyler ve onlar olmadan ülkenin dağılacağı imajını vermeyi severler. | TED | يحبون أن يعطوا صورة أنهم هم المنقذون، ومن دونهم سوف تنهار البلد. |
Bizim Tanrımız değil, ama bu ülkenin insanları kendi tanrıları olarak inanıyor. | Open Subtitles | هذا ليس ربّنا، بل ربّهم ربّهم الذي يؤمنون به في هذا البلد |
Bence, Bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
Bir ülkenin sadece toprak, nehir ve orman olmadığını anlıyor musun? | Open Subtitles | فهمت أن البلد أكثر من الكثير من الاوساخ ، والأنهار والغابات؟ |
Şu anda bunu A.B.D. gibi büyük ve zengin bir ülkenin yapacağını düşünebiliriz. | TED | الآن يمكننا أن نفكر في دولة غنية كبيرة مثل الولايات المتحدة للقيام بذلك. |
Muhtemelen çok uzaklarda ve vergiden muaf bir ülkenin sahilinde yaşarsın. | Open Subtitles | غالباً، على الشاطئ في بلد لا توجد فيها ضرائب، بعيداً جداً |
Kabileler ya da kırsal toplumlar, her zaman ülkenin genel kurallarına tabii olmayabiliyordu. | TED | و هو أن سياسات الدولة لا تؤثر بالضرورة دائماً على المجتمعات القبلية والريفية |
Belki, ama Seyit Ali ülkenin vatandaşı. Terörist şebekesini oradan işletiyor. | Open Subtitles | ربما ولكن علي مواطن في بلدك ويدير خليته الإرهابية من هناك |
Burada olup, ülkenin sorunlarını çözseydin, var olmayacak düşmanlar tarafından. | Open Subtitles | أعداء لن يكونوا لديكَ لو كنتَ هنا تحلّ مشاكل بلدنا |
Kardeşim James önerdiğim gibi ülkenin tahıl rezervlerini yeniledi mi? | Open Subtitles | هل قام اخي جيمس بتخصيص احتياطي الحبوب للبلاد كما اقترحت |
Fakat ben ücretsiz, kaliteli eğitim, uygun fiyatlı, yüksek kaliteli sağlık hizmetleri, gıda güvenliği aracılığıyla iş gücü gelişimine yatırım yapan bir ülkenin ulusal kalkınma programını hızlandıracağını savundum. | TED | لكن قمت بحملة أن الأمة التي تستثمر في تنمية الرأسمال البشري عن طريق التعليم النوعي المجاني، وخدمات رعاية صحية بأسعار معقولة وعالية الجودة والأمن الغذائي سيسّرع برنامجها التنموي الوطني. |
Her gün ülkenin her tarafından kızlar bana resimlerini yolluyor. | Open Subtitles | كلّ يوم البنات يُرسلون لي صورَ مِنْ جميع أنحاء البلادِ |
Onlar en mükemmel sınıftır ve bu ülkenin bel kemiğidir. | Open Subtitles | انهم من تراب هذه الأرض و أحد أعمدة هذا الوطن |
Kendi ülkenin insanlarının öldürülmesini gördün. Hiç şerefin yok mu? | Open Subtitles | انت رأيت اولاد بلادك يقتلون الا يوجد ليك اى نخوة؟ |
ülkenin geleceğine karar vermede söz sahibi olma fırsatının önemini biliyoruz. | TED | نحن نستثمر الفرصة لنقول كلمتنا، لنساعد في تقرير مستقبل بلادنا. |
Bir moteldeki temizlikçiden ve bir ülkenin Kralı'ndan öğrendiğim şey şudur: | TED | تعلمت ذلك من خادمة في نزل وملك على بلاد |
Şu anda 15.000'den daha fazla nükleer silahın dokuz ülkenin elinde olduğunu bilmeniz çok önemli. | TED | لهذا، يجب عليك أن تعرف في الوقت الحالي، لدينا ما يزيد عن 15.000 سلاح نووي في أيدي تسع دول. |