Uygun şartlar altında kristaller, atomlarının düzenlemesini yansıtan geometrik şekillere dönüşürler. | TED | بوجود الظروف المناسبة، ستنمو البلورات في أشكال هندسية تعكس ترتيب ذراتها. |
Bu şartlar altında, Mösyö, size bir özür borçluyum. Bir miktar da para. | Open Subtitles | تحت هذه الظروف يا سيدي، أنا مدين لك بالاعتذار و ارجاع بقية نقودك. |
Holden'ın vücudu, şartlar ne olursa olsun etkileyici bir düzeyde çalışıyor. | Open Subtitles | جسم جولدن يعمل بمستوى يمكن وصفه بالمثير للإعجاب رغم الظروف المحيطة |
Ve uygun şartlar altında, burada da olduğu gibi, bu manyetik alan çizgileri süperiletkenin içerisinde kıstırılabilir. | TED | و في الشروط المناسبة، و التي لدينا هنا، هذه الخطوط من الحقول المغناطيسية يمكن أن تُؤسَر داخل الموصل الفائق. |
Kefaleti kabul edeceğim, ama titizlikle ve en sıkı şartlar altında olacak. | Open Subtitles | سوف أمنحكِ الكفاله ولكني سأفعل هذا مع الحرص الشديد وتحت شروط صارمه |
Şey, evet ama şu şartlar altında, seninle burada kalabilirim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسنا.. نعم.. لكنّي إعتقدت ربما اللّيلة في ظل الظروف الحالية أنا قد |
Bu şartlar altında, başbakanın güvenliğini size teslim etmenin... uygun olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | في ظل هذه الظروف لا أعتقد أنك مؤهل لمسؤولية حماية رئيس الوزراء |
Bu şartlar altında fark ettik ki mali küreselleşme faydalı olabilir. | Open Subtitles | نجد أنه في ظل هذه الظروف العولمة المالية قد تكون مفيدة |
Bu şartlar altında, Mr. Ronson seni tekrar tutmak istiyorum. | Open Subtitles | تحت هذه الظروف, سيد روانسون انا مستعد لتوظيفك مرة اخري |
Korkarım ki beni kurtarman imkansız. şartlar böyle... ve sana güveniyorum. | Open Subtitles | .لكن أخشى أن الظروف جعلت من هذا مستحيلًا .هذا ليس خطأك |
- Lumpy'nin abisi alacaktı ama şartlar istediğimiz gibi olmadı. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يقوم أخي بذلك ولكن الظروف منعته |
Büyük bacaklı böcek, bu şartlar üzünden bir mutasyona uğramış olabilir. | Open Subtitles | لعلّ الحشرة ذات السّاق الضخمة .هي طفرة نتجت بتأثير هذه الظروف |
şartlar içler acısı ve kimse her gün böylesine bir istismarın acısını çekmemeli. | Open Subtitles | الظروف مزرية ولا يجب على أحد أن يعاني هذا النوع من الإساءة يومياً |
O bilgileri vermek, yani, bu şartlar altında, bu büyük bir talep. | Open Subtitles | ذلك النوع من الكشف , حتى رهن الظروف الحالية يعد مطلب كبير |
Burada yiyecek hiçbirşey yok, ancak şartlar kış uykuları için oldukça uygundu. | TED | لا يوجد شيء ليُؤكل هنا، لكن الظروف كانت مثالية للسبات الشتوي. |
Yani, bu şartlar içerisinde, yaptıklarının kabul edilebilir olmadığını mı söylüyorsunuz? | TED | اعني , في تلك الظروف الا نستطيع القول ان ما قام به كان منطقيا؟ |
Bazı ek şartlar gerekiyor ki, devam eden araştırmalarımızdan bazıları, daha güçlü ve aynı zamanda insanların kolayca hatırlayıp yazacakları şifreler için ne gibi şartlar eklememiz gerektiğine bakıyor. | TED | يجب أن يكون هناك بعض الشروط الإضافية وبعضًا من أبحاثنا المستمرة تدرس ما هي الشروط الإضافية التي يجب إضافتها لإنشاء كلمات مرور أقوى والتي سيَسهُل على الناس تذكرها وكتابتها |
Bu durum, potansiyel olarak milyarlarca insan için varlık anlamında şartlar yaratır. | TED | يخلق هذا الشروط المطلوبة للإزدهار ربما للمليارات من البشر. |
Belli şartlar altında teslim olma şartlarını tartışmaya... | Open Subtitles | انا جاهز لمناقشة الاستسلام بظل الشروط التالية |
Gördüğün gibi haklarının iadesiyle birlikte, aşağıdaki şartlar da geliyor. | Open Subtitles | كما ترين, امر إعادتكِ للمنصب يأتي مع شروط يجب قولها |
Gerçekten rahat bir hayatı olduğunu kabul ederken, kabul etti ki farklı şartlar altında daha farklı bir yol seçebilirdi. | TED | بينما أقرّ أنه عاش حياة مريحة حقًا، اعترف أنه وتحت ظل ظروفٍ مختلفة، ربما كان عليه اختيار طريقٍ آخر. |
Bu şartlar altında beni teslim etmek en iyi seçenek. | Open Subtitles | تسليمي أفضل وسيلة لنجاحنا نظرًا للظروف الراهنة لن يتأذى أحد |
Ama, sizinle ilk tanıştığımızda size, eğer Lux hala devletin koruması altındaysa, şartlar düzeldiğinde, onun velayetini üzerinize alabileceğinizi söylemiştim. | Open Subtitles | مع ذلك ، عندما تقابلنا لأول مرة أخبرتك أنه خلال وصاية الولاية على لاكس إذا تحسنت الأوضاع ، سأقترحك أنت |
Ben daha iyi şartlar altında olsaydı Her ne kadar. | Open Subtitles | مع أنني كنت أتمنى لو أنه كان تحت ظرف أفضل |
Geldiğiniz için size müteşekkirim. Sizinle farklı şartlar altında tanışamadığıma üzgünüm. | Open Subtitles | أَنا آسفُ نحن لَمْ يَكنْ مُمْكِنناً أنْ نَجتمعَ تحت الظروفِ المختلفةِ. |
- Sizi gördüğüme sevindim, Binbaşı. Keşke daha iyi şartlar altında olsaydı. | Open Subtitles | سررت لرؤيتك , ميجور بالرغم أننى أتمنى أن كان تحت ظروف أفضل |
Hem o, hem de Udo politik şartlar sebebi ile kendilerini ailelerinin ülkelerinde kısıtlanmış hissediyor, en anlamlı alışkanlıklarının ve bağlarının kurulduğu yerde yaşarken. | TED | كلاهما هو و أودو مقيدان بظروف سياسية خاصة بدول آبائهم. من العيش حيث توجد بعض من طقوسهم وعلاقاتهم التي تعني لهم الكثير. |
Bir kaza olduğunda, şartlar kontrollerinin ötesinde olsa dahi ...kendilerini suçlamaya yatkındırlar. | Open Subtitles | يميلون للوم أنفسهم لحادثة حتى إن كانت طبقاً لظروف أبعد من سيطرتهم |
Kanoları ve adamları aynı şartlar altında alabilirsiniz. | Open Subtitles | ويمكنكم الحصول على القوارب والرجال بالشروط المعتادة |
"Şartlar: | Open Subtitles | الشّروط: |
şartlar ve durumlar; algımızı, hareketlerimizi ve hayatlarımızı etkiler. | TED | تجسد الأحكام والشروط الواردة كل من التصورات والممارسات كما أنها تجسد حياتنا. |
Anlaşma gereği şartlar taraflar arasında gizli kalacak. | Open Subtitles | و طبقا لشروط ذلك الإتفاق البنود المحددة ستظل سرية بين الطرفين |