ويكيبيديا

    "şiddeti" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العنف
        
    • عنف
        
    • للعنف
        
    • وحشية
        
    • بالعنف
        
    • العُنف
        
    • شدة
        
    • عنفاً
        
    • حدة
        
    • عنفهم
        
    • والعنف
        
    • اعتدائك
        
    • بالقوة يا
        
    Bazıları için, korkulan seçim şiddeti öncesinde, sadece mahalle dayanışması oluşturmaktı. TED وكان للبعض بمثابة بناء حي متماسك قبل الخوف من العنف الانتخابي.
    Gelin ve sistemin doğasındaki şiddeti görün. Yardım edin, baskı altındayım! Open Subtitles تعالوا لتروا العنف المتأصّل فى النظام ساعدونى , أَنا يتم اضطهادى
    Bu şiddeti onurlu şekilde bitirebiliriz. Bu iş, iki taraf için de... Open Subtitles نستطيع أنْ ننهي هذا العنف مع حفظ الكرامة إنهُ مفيد لكلا الجانبين
    Gün geçtikçe deliliğinin şiddeti ve vahşi davranışları daha da arttı. Open Subtitles مرضٌ أخذ بالنمو في عنف و بذاءة بوتيرة سريعة و متزايدة.
    Her biri de ne yazık ki silah şiddeti yüzünden birini yitirmiş. Open Subtitles وكل واحد منهم لسوء الحظ قد فقد شخص ما بسبب العنف المسلح
    araba kazaları, ev içi şiddeti -- endişelendiğiniz riskler bunlar. TED اصطدام السيارات، العنف العائلي -- كل هذه أخطار نقلق منها.
    Ama bölük yerleştirmenin şiddeti azaltmak yerine arttırdığı bir yer. TED ولكن انها المكان الذي ان تم إرسال المزيد من القوات العسكرية اليه سوف يزداد العنف بدلا من انخفاضه
    Sonrasında öğrenciler biz yetişkinlere en zor soruyu sordular: ''Bu nedensiz şiddeti nasıl durdurabiliriz?'' TED بعد ذلك، سألَنا الطلاب البالغون السؤال الأصعب: كيف يمكننا إيقاف العنف الغاشم؟
    Eğer soru, bu nedensiz şiddeti nasıl durdururuz ise bence en iyi cevap soruya farklı açılardan bakmak. TED لذا إذا كان السؤال: كيف نوقف العنف الغاشم؟ أعتقد أن أفضل طريقة للإجابة هي النظر إلى خيارات متعددة.
    Payımdan daha fazlasını görmek zorunda kaldım: şiddeti ve toplumun karanlık arka sokaklarını gördüm ve bu benim görüşlerimi aydınlattı. TED لقد رأيت أشياء أكثر مما ينبغي من العنف والجانب المظلم من المجتمع، وهذا أثر على آرائي.
    Aile içi şiddeti basitçe üzerine bir spot ışık tutarak bitirme gücünüz var. TED لديك القدرة على انهاء العنف الأسري ببساطة عن طريق تسليط الضوء عليه.
    Aile içi şiddeti öteden beri yaptığını öğrendik. TED ادركنا بأن لدينا تاريخا طويلا من العنف المنزلي
    Şunu ele alalım: Bir matematik denklemini çözerken ve şiir ezberlerken meşgul olursunuz, yaşadığınız yerde şahit olduğunuz şiddeti unutursunuz. TED لننظر إلى الأمر هكذا: عندما تكون مشغولا بحل المعادلات الرياضية، وبحفظ الشعر، فإنك ستنسى العنف الذي شهدته في وطنك.
    Bütün bu risk faktörleri istatistiksel olarak genç nüfus ile bağlantılı, ve şiddeti artırıyor. TED هي إحصائيًا مرتبطة، كل عوامل الخطر هذه، مع الشباب، تؤدي إلى زيادة العنف.
    Benim işim şiddeti belgelemekti. TED وكان عملي هو أن أقوم بتوثيق مشاهد العنف
    Fakat korktukları şiddetin soykırım veya savaş şiddeti değil günlük şiddet olduğunun farkına varmalı. TED لكن لاحظ أن العنف الذي يخافونه ليس العنف الناتج عن الإبادات الجماعية أو الحروب. بل هو العنف اليومي.
    Siyahi kadınlara karşı polis şiddeti tamamıyla gerçek. TED عنف الشرطة تجاه النساء ذوات البشرة السوداء حقيقي تمامًا.
    2015'de bu ülkede 72.828 kadın sevgili veya koca şiddeti nedeniyle yardım aldı. TED في 2015، لجأتْ 72,828 امرأة لخدمات عنف الشريك الحميم في هذا البلد.
    El Kaide'yi durdurabilmek için elimizden gelen her şeyi yaptık ve yabancı savaşçılar intihar bombacıları gibi gelerek şiddeti körüklediler. TED فعلنا ما بوسعنا لإيقاف القاعدة والمقاتلين الأجانب الذين يدخلون ساحة الحرب كانتحاريين وكمؤججين للعنف.
    Fakat siyasi bir hile ile polis barbarlığını ve polis suistimalini siyahın siyaha şiddeti ile örtmeye çalışıyorlar. TED ولكن تبقى هناك حيلة سياسية تكمن في محاولة تأليب وحشية الشرطة أو سلوك الشرطة السيئ ضد العنف المتبادل بين السود.
    Parmaklıklar ardındaki şiddeti gösteren filmleri erkeklere izlettiğimizde eğer şiddet yanlısı iseler bunun bir sonucunun olacağını yüzlerine vurmak istedik. TED حين نُري الرجال الأفلام التي تظهر الجناة خلف القضبان نريد عرض حقيقة أنه إن قام رجل بالعنف فسوف تكون هناك تداعيات
    Eğer yöntemlerini değiştirmezsen, uyuşturucuyu, şiddeti, öleceksin. Open Subtitles إذا لَم تُغيِّر طريقةَ حياتِك و تُوقِف المخدرات، و العُنف سوفَ تَموت
    Ama burada üzerinde durmak istediğim, yükseklik, bazı belli korkuların şiddeti, medyada verildiği gibi. TED لكن ما أريد أن أشير إليه أنّ ما نراه في الأعلى، يمثّل شدة مخاوف معينة، كما ورد في وسائل الإعلام.
    Bu, şiddeti savunmak anlamına gelmiyor, ama aynı zamanda, meşru müdafaa için şiddet kullanmaya da karşı değilim. Open Subtitles ولكن في الوقت ذاته لست ضد إستخدام العنف في حال الدفاع عن النفس ولست حتى أدعوه عنفاً في حال الدفاع عن النفس
    Birden bire, Amie nin çığlığının şiddeti arttı ve oldukça şiddetlendi. Open Subtitles و بعد ذلك تزداد حدة صراخها و أصبح عالي جدا جدا.
    İzcilik grubundaki diğer iki çocuğun Babalarının çocuk şiddeti sabıkası var, Open Subtitles اثنان من آباء الأطفال في فرقة الكشافة لديهم سجلات تثبت عنفهم ضد الأطفال
    Kısaca bakalım. Ve bu tarz bir şartlar seti teknoloji üretmeli uzaklığı, değerleri ve şiddeti ele alan bir teknoloji. TED ومثل هذه الحزمة من المواصفات ينبغي أن تنتج التكنلوجيا لمعالجة البُعد، القيّم والعنف.
    Saldırının şiddeti doğrudan kanun adamlarına yapılmış olması seni en yüksek cezaya çarptırmaktan başka çare bırakmıyor bana. Open Subtitles لقسوة اعتدائك بالإضافة أن الدعوة مقامة عليك من ضابط يُمثّل القانون هذهِ الأمور لم تترك لي أي خيار
    şiddeti hissediyor musun? Open Subtitles هل تشعر بالقوة يا صغيري؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد